Küresel piyasaların yörüngesinde hareket eden finansal piyasalar seçim öncesinde siyasi ve ekonomik bazı riskleri görmezden geldi. Faiz yüzde 17.98 ile dolar kuru ise 1.305 YTL ile 2006 dalgalanmasından bu yana en düşük düzeyine indi.
Ancak ABD'de faizlerin yakın zamanda düşmeyeceğinin anlaşılmasıyla 10 yıllık hazine kağıtları faizinin geçen ağustos ayından beri ilk kez yüzde 5'in üzerine çıkması ve hisse senedi piyasasında yaşanan kâr realizasyonu, Türkiye finansal piyasaları için de tetikleyici oldu. Bir süreden beri Türkiye ile Irak sınırında terorist saldırılardan dolayı yapılan yığınak ve hareketlenme, sonunda "Türk Silahlı Kuvvetleri'nin Kuzey Irak'a girdiği" haberiyle küresel piyasaların gündemine geldi. Türkiye piyasalarını da negatif etkilemeye başladı. Hatta dünyada petrol fiyatlarının 72 dolara sıçramasında Kuzey Irak'ın en önemli faktör olduğu belirtiliyor. Rating şirketi Moody's de
"Askerin Irak'a girmesi belirsizlik yaratır" diyerek, böyle bir gerçekleşmenin olması halinde Türkiye'nin notunda belli bir kırılmanın işaretini verdi.
-
Yeni risk kaynağı - Sınırda yığınak ve hareketlenme devam ediyor. Terörist saldırılar da sürüyor. Bu açıdan olayın seyri de krıtik bir aşamaya geldi. Bundan sonra nasıl devam edeceği ve nasıl sonuçlanacağı ise tahmin edilemez. Ama artık en azından belirli bir süre Türkiye, ekonomi ve finansal piyasalar için, çok önemli bir risk gündeme gelmiş durumda.
-
Harekat izni sorun mu? - Kuzey Irak'a müdahale riskinin en azından seçime kadar, silahlı kuvvetlerin yabancı ülkeye gönderilmesine Meclis'in karar vereceğinden ve bu dönemde TBMM tatile girdiğinden dolayı, gündemde olamayacağını varsaymak da yanıltıcı olabilir.
Böyle bir karar için, tatile girdiğinden ve küskünlerden dolayı Meclis karar almasa dahi, Cumhurbaşkanı karar verebilir. Anayasa'nın 92'inci maddesinin ikinci parağrafı tam da böyle durumlar için düzenlenmiş. Şöyle diyor:
"TBMM tatilde veya ara vermede iken ülkenin ani bir silahlı saldırıya uğraması ve bu sebeple silahlı kuvvet kullanılmasına derhal karar verilmesinin kaçınılmaz olması halinde Cumhurbaşkanı da, Türk Silahlı Kuvvetleri'nin kullanılmasına izin verebilir." ABD'ye rağmen böyle bir harekatın yapılamayacağı, ya da ABD'nin izin vermesiyle ancak yapılacağı öngörüsü yanıltıcı olabilir. Bu konuda söylenebilecek tek şey belki de
"bilmiyoruz" olabilir.
-
Kritik dönem - Öncelikle 22 Temmuz seçimleri ve devamında cumhurbaşkanlığı seçimi belirsizlik ve risk kaynağı idi. Artık seçim öncesinde bunlara Kuzey Irak riski de eklendi. Hatta en öncelikli risk haline geldi.
Sadece iç politika açısından değil, belki ondan da önce dış politika açısından çok kritik bir döneme giriyoruz. Türkiye bu üç önemli risk unsuru yanında cari açığının yüksekliğinden dolayı küresel piyasalarda meydana gelebilecek bir kötüleşmeden en olumsuz etkilenen piyasaların başında gelebilir. Olumlu küresel piyasa trendinin sürmesi halinde ise bunun Türkiye'ye yansıması düşük düzeyde kalabilir.
-
Diğerlerinden farkı - Neden Kuzey Irak riski diğer bütün risklerden farklı? Çünkü riskin gerçekleşmesi halinde askerin gireceği ülke herhangi bir ülke değil. ABD'nin kontrolündeki bir ülke. ABD'ye rağmen böyle bir harekatı yapmak ise finansal piyasalarda ve yabancı sermayede ciddi rahatsızlıklara yol açabilir.
- Sonuç - "Savaş beklenmezlerin dünyasıdır" B.H.L. Hart
Yayın tarihi: 8 Haziran 2007, Cuma
Web adresi: https://www.sabah.com.tr/2007/06/08//yildirim.html
Tüm hakları saklıdır.
Copyright © 2003-2007, MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş.