"Kardeşim 8 yaşındayken Süpermen olmayı hayal ederdi şu anda 10 yaşında ve Harry Potter olmayı istiyor. İnsanlar büyüdükçe hayalleri küçülür mü? Ben de küçükken başka şeyleri hayal ederdim, şimdi ise bunlar tamamen değişti. Hayatta nelerin gerçekleşmeyeceğini ancak büyüyerek öğreniyorsunuz."
Bu satırların sahibi Evin İrdem 13 yaşında. Diyarbakır'
da oturuyor. "Küçükken daha bağımsız daha özgürdüm. Büyüdükçe önüme bitirmem gereken onca kitabı koydular. O kadar çok test kitabı çözdüm ki kitapları sevmez oldum. Artık hayal kurmayı sevmiyorum çünkü hep tersi çıkıyor. Yine de dayanamıyorum. Hiç kötü olayların olmasını istemiyorum. O zaman televizyonda verecek haber bulamazlar ve babam her haber izlediğinde sinirli olmaz, bize 'Susun' demez."
Evin'in yazdıklarını okuyunca durup düşündüm. Sahi insanlar büyüdükçe hayalleri de küçülür mü? Bugün neleri hayal ediyoruz, gece yattığımızda neyin olması için dua ediyoruz? Yoksa dua etmeyi, hayal kurmayı da mı unuttuk?
Bakın 13 yaşında Diyarbakırlı bir çocuğun bugünkü hayali nedir... "Elektrik kesilmelerini çok seviyorum. Annem babam ve kardeşim beraber sırayla şarkılar söyleriz. Bize kendi çocukluklarını, bizim çocukluğumuzu anlatırlar. Nasıl telden araba yaptıklarını, topaç ve misket oyunlarını... Hayatımın en güzel anları bunlar. Oysa kardeşim bilgisayarda 'Byblade' oynuyor. Oyuncağı bilgisayarı, hiç yaratıcı değil bence. Bir gün elektrik müdürü olsam, haftanın iki günü evlere ışık vermezdim."
Seçimlerin yaklaştığı şu günlerde Evin'
in yazdıkları daha da anlamlı. Nasıl bir tablo var karşımızda?
Kimi Alevilere, askere vesaireye yakın gözüksün diye aday pazarlığında.
Kimi sadece vitrin yenilensin diye eski yol arkadaşlarından vazgeçmiş.
Diğeri ötekiyle ağız dalaşına girmiş, salladıkça sallıyor.
Bir başkası...
Öff yazarken yoruldum.
Hepsinin ortak noktası yaratıcılıktan yoksunlukları.
Kim bilir belki de büyüdükçe hayaller o kadar küçülüyor ki...
Daha iyi bir Türkiye yerine koltuk sevdasına düşüyor insan.
Acaba diyorum Evin'in dediği gibi bir süre elektrikler kesilse, siyasiler oturup baş başa konuşmak zorunda kalsa, ortaya ne çıkardı? Sağda birlik çoktan kurulur muydu örneğin...
Birbirleriyle kavga mı ederlerdi yoksa hayallerini mi hatırlarlardı?
Yakında hayal edecek bir Türkiye kalmayacağını fark ederler miydi ansızın...
Ortalık zifiri karanlık olsaydı...
Yayın tarihi: 8 Haziran 2007, Cuma
Web adresi: https://www.sabah.com.tr/2007/06/08//pamir.html
Tüm hakları saklıdır.
Copyright © 2003-2007, MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş.