Geçen hafta ortasında AK Parti Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan'dan sonra bu kez TÜSİAD da Demokrat Parti ve Anavatan Partisi liderlerini dinledim. 2 Haziran'da birleşecek olan iki partinin genel başkanları
Mehmet Ağar ve
Erkan Mumcu da tıpkı Erdoğan gibi, ortaya net bir program koymadılar. Konuşmalarının ağırlıklı konusu Sayın Erdoğan'da olduğu gibi, ekonomi olmaktan çok yine siyasetti. Gerçi Demokrat Parti için bu durum biraz da doğal. Çünkü daha kendi aralarında program konusunda anlaşamamış olabilirler. Ekonomide bazı görüş farklılıkları bulunabilir. Ekonomi ile ilgili fazla bir şey söylemediler ama siyasi alanda da yeni bir şey söylemediler.
Başbakan'ın toplantısına göre ilgi daha düşüktü. Dinleyici kitlesi de biraz daha farklılaşmıştı. Ama liderlerin toplantılarının müdavimlerinin olduğu da dikkati çekiyor.
Başbakan yanında Maliye Bakanı Kemal Unakıtan ve Devlet Bakanı Ali Babacan ile gelirken Mehmet Ağar'ın
"ekonomi kurmayım" diye işadamlarının karşısına çıkardığı biri yoktu.
-
İşsizlik konuşulacak - Bir hafta önce Erdoğan, pazar günü TOBB Genel Kurulu'nda yine Erdoğan, Baykal ve Ağar'ın konuşmalarını da dikkate alırsam seçim meydanlarında ve tartışmalarında ekonomiden çok siyasi konular gündemde olacak gibi görünüyor. Tartışma ekseni cumhurbaşkanlığı seçimi, Anayasa değişikliği, terör ve güvenliğe kayacak gibi. Galiba ekonomi seçim meydanlarında ne büyüme, ne cari açık, ne enflasyonla tartışılacak, en çok işsizlikle anılacak.
-
TÜSİAD'a eleştiri - Buna karşılık Ağar'ın iktidara yönelik eleştirileri daha yumuşak, Mumcu'nun ise daha sertti.
Ağar da tıpkı Erdoğan gibi, işadamlarına ekonomi politikalarını anlatmaktan çok AB yolunda yürüneceği vurgusunu yaptı ve bu konuda hiçbir noksanlarının olmadığını savundu. İstikrarın en önemli koşulunun ise seçim olduğunu belirten Ağar, geçen yılki erken seçim isteğine karşı çıkan AK Parti lideri Erdoğan'ı ve TÜSİAD'ı eleştirdi.
-
Program sürdürülemez - Anavatan Partisi lideri Erkan Mumcu mevcut programın sürdürülebilir olmadığını, yüzde 6.5'lik faiz dışı fazlanın tutturulmasına karşılık mali disiplinin kalitesinin yüz kızartıcı olduğunu savundu,
"Sistemin ayakta durması geniş halk kesimlerinin ve yerli üreticilerin fedakarlığı ile oldu" dedi. Küresel likidite bolluğu ve son 20 yıldır satışında kavga çıkan büyük kuruluşların satışı yoluyla geçen yıl 20 milyar dolarlık doğrudan sermaye girişinin sağlandığına işaret eden Mumcu,
"Halen bu ülkenin neden borçlandığı izah edilebilir gibi değildir" diye konuştu.
-
Siyasetin ortadireği - Dünkü toplantıda liderleri dinledikten sonra seçim sonrasında eğer AK Parti tek başına iktidara gelemez ve bir ortağa ihtiyaç duyarsa bunun öncelikle DP olabileceğine kanaat getirdim.
Ama aynı DP rahatlıkla CHP ve MHP ile de koalisyona gidebilir.
Bu da zaten siyasetin merkez sağındaki bir oluşumun doğal sonucu. Belki bu seçimde DYP ile Anavatan'ın birleşmesinin 2+2=4 ettiğini göremeyebileceğiz. Ama siyasi yapının oturması ve Meclis'te kilitlenme meydana gelmemesi için, böyle bir birleşme son derece isabetli olmuş.
- Sonuç - "Yavaşça acele et" Augustus
Yayın tarihi: 30 Mayıs 2007, Çarşamba
Web adresi: https://www.sabah.com.tr/2007/05/30//haber,07AC7C43B7F546E79D75EF012EF32955.html
Tüm hakları saklıdır.
Copyright © 2003-2007, MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş.