Bonozedeler seçim malzemesi olmamalı

Devletine güvenerek tüm birikimlerini devletin denetim ve gözetimi altında bulunan İmarbank'tan satın aldıkları Hazine kâğıdı alan 22 bin insanın başına gelmeyen kalmadı. Yuvalar mı dağılmadı, insanlar ruh sağlığını mı kaybetmedi, ne siz sorun ne de ben söyleyeyim.
O dönemi hatırlıyorum. Televizyonlarda dönen reklamlarda ve gazetelerde yer alan çarşaf çarşaf ilanlar Hazine bonosu ve devlet tahvillerinin İmarbank'ta satıldığını belirtiyordu. Görevleri bu tür banka ilan ve reklamlarını da takip edip bu konuda denetim ve gözetim görevini yapmak olan başta SPK ve BDDK yetkilileri bu ilan ve reklamları görüyor ve vatandaşa "Bankanın bunları satma yetkisi yok" deniyor. Vatandaş da her bankada satılan bu bonolardan İmarbank vasıtasıyla satın aldı.
İmarbank'a el konulduktan sonra, İmarbank'ın bu bonoları satmaya yetkisi olmadığı ortaya çıkınca da, bonozedelere paraları ödenmedi ve adeta bu işin sorumluları onlarmış gibi ortada kaldılar.

SPK ve BDDK sorumlu
Oysa bankaların bu tür faaliyetlerinin SPK Gözetim ve Denetim Daire Başkanlığı tarafından izlenmesi gerektiği ortaya çıktı. Devlet Denetleme Kurulu raporlarına göre gözetim ve denetimden sorumlu kurumun SPK olduğu ortaya çıktı ve SPK Başkan Yardımcısı Hülya Kemahlı ile Gözetim ve Denetim Daire Başkanı Cemal Küçüksözen hakkında dava açıldı ve bu davada son aşamaya gelindi. Dava açan bonozedelerin haklı olduğu yargı kararları ile de ortaya konulmasına ve Hükümet tarafından açıklamalar yapılmasına rağmen bir türlü somut adım atılamadı.
Erken seçim kararı ile birlikte seçmene şirin gözükme adına alelacele konu TBMM'ye nihayet taşındı . Ana para mı verilecek yoksa işlenmiş yasal faizi de verilecek mi belli değil. Faiz gelirlerinden vergi alınacak mı oda belli değil. Anladığım kadarı ile bir seçim yatırımı olarak sorun bir şekilde çözülecek. Ancak bildiğim bir baska şey var: O da sorun çözüldükten sonra 22 bin bonozede onların sorunlarını bugüne dek çözmeyen ve onlara kan kusturanlara sandıkta bir sürpriz yapacak.