Sezen Aksu, Fuat Güner'i neden aradı?

Çok güvenilir bir kaynak söylemese yazmazdım.
Sezen Aksu çarşamba günü Fuat Güner'i arayıp "Bu meseleyi aramızda halledelim" demiş.
Mesele "Beste kimin?" sorusunun dışına çıkalı uzun zaman oldu. Yani arada halledilecek olan konu artık bir ayrıntı.
Çevremdeki herkes "Bu kavgada kimi tutuyorsun, Oray'cı mısın yoksa Sezenci mi?" diye soruyor.
12 Eylül öncesinde hem ülkücüler hem de solcular kendi denetimlerindeki bölgelerde yoldan geçenlere "Sağcı mısın, solcu musun?" diye sorarlardı.
Bu soru da en az o soru kadar saçma. Kimseyi tutmuyorum çünkü bunun doğru bir tartışma olduğuna inanmıyorum.

Önce Sezen Aksu cephesine bakalım. Sezenciler diyor ki "O, sevgi dolu şarkıları yazan biri ne olursa olsun her zaman haklıdır."
Aşkı ve ayrılıkları yani sevdayı anlatan şarkılar yazdığı ya da söylediği için Sezen Aksu'dan bir sevgi kelebeği gibi davranmasını beklemeye kimsenin hakkı yok.
Sezen Aksu da zaten öyle bir tavır içinde değil. Aksi olsaydı sevgilisi iki kişinin üstüne (önemli olan gazeteci olmaları değil insan olmaları ) cipini sürüp sonra da ağız burun kırmasına sessiz kalmazdı. Buradan yola çıkarak Oray Eğin'in iddia ettiği gibi Sezen Aksu'nun medya çevresinin o kadar geniş olmadığı sonucuna da varabiliriz. Çevre o kadar geniş olsa gazeteciler geri çekilir ya da dayaktan sonra bunun haberi yapılmaz, davası açılmazdı.

Oray'ın da haklı olduğu yerler yok değil...Yani gazeteci olanların eş dost adına uyguladıkları otosansür aslında görmezden gelme tavrı.
Gazeteci-haber kaynağı ilişkisinin çarpık olduğu tek dal keşke magazin boyutunda olsaydı... Siyasetçi, işadamı, bürokrat ya da sosyal gruplardan gazetecilerle bir fayda sağlamak için ilişki kuranlar mutlaka vardır ve hep olacaktır. Burada sorumluluk da sorun da karşı tarafta değil gazetecilerde.
Bir dostu kırmamak adına yazmamak olmaz. Yazdığın için sırt çeviren zaten senin değil sadece mesleğinin dostudur.
Gri'yi yaşarken "Siyah mı istersin beyaz mı" diye sormak anlamsız değil mi?