Önce kısa bir özet verelim. Geçen yılki dalgalanmadan sonra yabancılar daha güçlü bir şekilde Türkiye'ye gelmeye, bono ve borsaya yatırım yapmaya devam ettiler. Yerliler ise durumu riskli görüp, yeni bir dalgalanma korkusu ile bono ve borsa yatırımlarını azalttılar, TL mevduatlarını büyütmediler, vade uzatmadılar ve asıl olarak dövize yöneldiler.
-
Yabancıların durumu - Önce yabancılardan başlayalım. Geçen yıl haziran sonunda borsada 26.4, bonoda 13.8 olmak üzere toplam 41.7 milyar dolarlık kısa vadeli sermaye yatırımları vardı.
Nisan sonunda 48'i hisse senedi, 32.9'u devlet iç borçlanma senedi olmak üzere toplam portföy yatırımları 84.9 milyar dolara yükseldi.
-
Yerlilerin durumu - Buna karşılık yerliler bono yatırımlarını 66.1 milyar YTL düzeyinde tuttu. Geçen haziran sonunda neyse bu nisan sonunda da aynı. Hiç artırmadı. Hatta reel olarak azalma yaşandı.
- YTL mevduatları 166.4 milyardan 180.7 milyara yükseldi ve artışı yüzde 8.7 düzeyinde kaldı. Bu miktar 10 aylık dönemde ödenen faiz gelirinin altında. Yani YTL üzerinden tasarruf eğilimi zayıflamış.
- Borsadaki yatırımları da aradaki değer artışına rağmen ancak 22.6 milyar YTL'den 24.9 milyar YTL'ye çıkmış. Reel olarak borsadaki payları yaklaşık 5 puan azalmış.
- Yöneldikleri döviz tevdiat hesapları ise 60.3 milyar dolardan 84.6 milyar dolara çıkmış, yüzde 40 artmış.
-
Yerli-yabancı farkı - Yani yabancı tarafı dünyada likiditenin bol, risk alma iştahının yüksek ve gelişmekte olan ülkelere ilginin yüksek olduğu bir dönemde Türkiye'ye gelmiş. Risk almış. Ortaya çıkan son siyasi krizde de pozisyonunu bozmamış veya etkilenmemiş.
Tasarruf cephesinin yerli tarafı ise çifte seçimin, dış piyasa dalgalanmasının, devalüasyon korkusunun etkisiyle riskten kaçınmış. YTL yatırım araçlarında kısa vadeli gitmiş ve dövize yönelmiş.
Son olaylardan onlar da etkilenmiş. Zaten böyle bir güne hazırlık yapmışlar. Hemen etkilenmelerinin, pozisyonlarını bozmalarının bir anlamı yok.
-
Değişikliğin zamanı mı? - Peki yerli ile yabancının bu finansal pozisyonları ne zaman değişir?
İç ve dış etkenler sonucunda finansal piyasalarda kötüleşme meydana geldiğinde ve fiyatlarda ciddi değişiklikler meydana geldiğinde değişir. Zaten fiyatların da değişmesi için pozisyonların değişmesi gerekiyor.
Yerliler borsa trenini zamanında yakalayamadıkları ve artık hisse senedi fiyatlarını pahalı buldukları için son iki yıldır borsadan uzak duruyor.
Yerlilerin yeniden borsaya gelebilmesi ancak fiyatların cazip düzeylere düşmesi ve bir de yeni ve küçük yatırımcıyı kavrayıcı bir piyasa düzeninin kurulmasıyla mümkün gibi geliyor bize.
Bonoda faizlerin cazip düzeylere gelmesi halinde yerlilerden yeni bir talep gelebilir. Ancak hem bonoda hem de borsada yerli bireysel yatırımcıların yabancılara göre vergi dezavantajı bulunduğunu da ekleyelim.
-
Her şey birbirine bağlı - Yerlilerin asıl pozisyon değişikliği ise döviz hesaplarında meydana gelebilir. Türkiye, tarihinin hiçbir döneminde yaşamadığı hızda bir dolarizasyon sürecinden geçiyor. 10 ayda döviz hesaplarında yüzde 40'lık artış hiç bir dönemde gerçekleşmedi. 27 Nisan'da 84.6 milyar dolara yükselen döviz hesaplarının çözülmesi için, kurun yukarı gitmesi bekleniyor. Herkesin farklı maliyet düzeyleri olabilir. Kâr etme aşamasına gelindiğinde yerliler, geçmiş dalgalanma dönemlerinde görüldüğü gibi, ellerindeki dövizi satabilirler. Yani döviz hesaplarının bozulması da fiyat değişikliğine bağlı.
Bütün bu fiyat değişiklikleri de önce küresel piyasaların seyrine ve yabancıların Türkiye'ye karşı tutumuna, sonra yurt içi siyasi gelişmelere endeksli.
-
Zor oyunu bozar - Elindeki malı kimse zararına satmak istemez. İster yerli olsun ister yabancı. Yabancı ancak kâr edecekse satar. Yerli de kâr edecek düzeyde satmaya kalkarsa piyasanın kilidini kim açacak? Kim zarar edecek? Galiba bir kez daha "Zor oyunu bozacak."
-
Sonuç - "Ağaç yüksek de olsa yaprakları yere düşer" Çin Atasözü
Yayın tarihi: 16 Mayıs 2007, Çarşamba
Web adresi: https://www.sabah.com.tr/2007/05/16//yildirim.html
Tüm hakları saklıdır.
Copyright © 2003-2007, MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş.