Finansal piyasalara normalde negatif etkisi olabilecek erken seçim kararı bu kez pozitif etkiledi. Çünkü genel seçim çok daha belirsiz ve riskli bir dönemi sonlandırabilir. Bu nedenle, iki gündür ciddi bozulmalar yaşayan piyasalarda toparlanma meydana geldi. Bir yerde ölümü gören piyasalar sıtmaya razı oldu. Ancak bu algılama özellikle piyasanın yerli ayağı için geçerli. Yabancıların risk algılaması çok daha düşüktü.
Seçim ilk başta bir çözüm gibi görülse de, daha sonra içinde barındırdığı belirsizlikleri ve riskleri öne çıkmaya başlayacak. Çünkü sonuçta neredeyse Anayasa değişikliği sayısını tutturacak tek parti iktidarı ile seçime gidiyoruz. Aynı çoğunlukla ya da tek başına yeniden iktidara geleceğinin garantisi yok. Üstelik iki partili bir Meclis'ten üç veya daha fazla partili bir Meclis'e doğru gidiyoruz. Üçüncü parti olarak doğu ve güneydoğu illerinden gelecek bağımsızları kastediyorum. Yoksa barajı aşabilecek olan iki partiyi dahil edersek sayı beşe çıkıyor. Dolayısıyla
ideal bir yapıyla gireceğimiz seçimden yine benzer sonucun çıkması zayıf bir ihtimal. Demek ki yeni dönemde Hükümet olacaklar açısından Meclis aritmetiği zorlayıcı olabilir, siyaset dikensiz gül bahçesi olmaktan çıkabilir.
Merkez Bankası haklı
Seçim kararı ve yaşanan son gelişmelerle Merkez Bankası'nın faiz konusunda takındığı ihtiyatlı tutumda haklı olduğu ortaya çıktı. Olumlu gidişin ve bazı baskıların etkisinde kalsa ve faizi düşürmüş olsaydı, bugün hata yaptığı ortaya çıkacaktı. Belki de son dalgalanmanın boyutunu bile büyütecekti böyle bir faiz düşüşü. Ancak
Merkez Bankası böyle bir tuzağa düşmedi. Türkiye'nin verdiği yüksek faiz de dünyanın en yüksek faizi olarak bu dönemde küresel piyasaların ve yabancıların ilgisini çekti. Bu nedenledir ki, ciddi siyasi krizleri bile Türkiye piyasaları nispeten az hasarla atlatabildi.
Yüksek faize devam
Şimdi seçim ortamı hem belirsizliği ve siyasi riskleri hem de seçim ekonomisi gibi bazı yükleri beraberinde getireceği için, Merkez Bankası'nın faizi düşürmesi son
Enflasyon Raporu'nda da belirttiği gibi, yılın son çeyreğinde ancak mümkün olabilecek. Onun da dozu küçük olacak. Bu dönem de yeni hükümetin işbaşı yapacağı döneme rastlıyor. Eğer dış piyasalar bozulmaz, içeride de siyasi belirsizlik aşılmış ve o zamana kadar enflasyon beklentilerinde ve gerçekleşmelerinde artış meydana gelmemişse, faizde tedrici bir düşüş başlayabilir. O zamana kadar da yüksek faize devam.
Sonuç
"Ağaç devrilmeyince boyu ölçülemez" Türk Atasözü
Yayın tarihi: 3 Mayıs 2007, Perşembe
Web adresi: https://www.sabah.com.tr/2007/05/03//haber,A87850EC9C764A1ABEB66E2B2DB8A5B2.html
Tüm hakları saklıdır.
Copyright © 2003-2007, MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş.