Son iki yılın en dikkate değer ekonomik gelişmelerinin başında yabancı sermayenin Türkiye'yi keşfetmesi geliyor; hem hisse senedi ve devlet iç borçlanma senetlerinden oluşan portföy yatırımları hem de doğrudan yatırımlarla. Yabancıların ağırlıklarının en yüksek olduğu piyasa yüzde 70 ile borsa.
Sermaye piyasası farkı
Yabancılar, Türkiye'ye gelirken küresel kuralları da getiriyor. Buna en iyi örnek halka açık
Galatasaray Sportif şirketinin ana şirket olan
Galatasaray Spor ve Futbol İşletmeciliği ile birleştirilme operasyonu. Türk Ticaret Kanunu'na göre birleştirme normal bir ticari karar. Ama Sermaye Piyasası Kanunu'na göre bu birleşme çağrıda bulunmadan yapılırsa bir hak gaspı. Böyle bir gaspın oluşmaması için sermaye piyasasında uluslararası bir standart olarak
"çağrıda bulunmak" yani, birleştirilen veya devralınan şirketlerin halka açık hisselerinin ortalama piyasa fiyatı üzerinden satın alınması zorunluluğu getirilmiş.
Yabancıdan itiraz
Nitekim, Galatasaray Kulübü yöneticileri de iki şirketi birleştirmeye karar verince, halka açık kısmın yaklaşık yarısını elinde bulunduran uluslararası fon QVT itiraz etti, SPK'ya şikayette bulundu. SPK birleşmenin ancak çağrıda bulunduktan sonra görüşüp karara bağlanabileceğine hükmetti. Şimdi Galatasaray yöneticileri düşünüyor. Bir karar da vermeleri gerekiyor. Ya birleşme kararını geri çekecekler ya da çağrı için yaklaşık 60 milyon dolar civarında bir kaynak bulacak ve halka açık hisseleri piyasadan toplayacaklar. Birleştirmeyi de ondan sonra isterlerse yapabilecekler.
Temüttü sorunu
Bu arada SPK geçen mali yıla ait dağıtılmayan temettü için şirket genel kurulunun acilen toplanmasını da kararlaştırmış. İşte sorun da zaten temettü dağıtımından çıkıyor. Çünkü
Galatasaray, giderlerini kısıtladı, gelirlerini bir yerde topladı ve bunu halka açtı. Bu nedenle de geçen beş yılda halka açık kısma yaklaşık 17 milyon dolar temettü ödedi. Halbuki halka arzdan elde edilen toplam gelir 21 milyon dolardı.
Fenerbahçe de benzer yöntemle halka açıldı. O da 2005 yılında benzer bir sıkıntı ile harekete geçmiş ama girişimini geri çekmek zorunda kalmıştı. Aynı yöntemle halka arz edilen
Trabzonspor ise henüz bir dönem temettü ödedi. Ne tesadüf ki bu üç kulübe de uluslararası fonlar ortak.
George Soros ortak. Elbette temettü almak için.
Küresel etki
Bu kulüpler, kriz sonrasının zorlu dönemini aşmak için halktan sermaye piyasası kuralları çerçevesinde para topladılar. Şimdi topladıkları parayla bu piyasadan kaçmak isteyen çıkabiliyor. Ama öyle kolay çıkış yolu yok. Yine kurallar çerçevesinde bu piyasadan çıkılabilir. Artık
sermaye piyasasının en önemli oyuncuları yabancılar. Sermaye piyasasında kandırılacak, kolayca aldatılacak, hakkı gasp edilse de sesi çıkmayacak, çıksa da hukuki mücadelesini doğru dürüst veremeyecek geniş yerli kişisel yatırımcılar yok. Bütün bu konularda çeşitli ülkelerde tecrübe sahibi küresel para ve kurumlar var.
Yabancı sermaye Türkiye'ye gelirken kendi kurallarını, uluslararası kuralların işletilmesini de getirdi.
Yabancı sermaye geldikçe Türkiye'de iş yapma biçimlerinin de değişmesini ve küreselleşmesini, kurallara bağlanmasını beklemek gerek. Bu borsa için de, futbol kulüpleri için de, şirketler için de geçerli; son derece olumlu bir gelişme.
Sonuç
"Okka her yerde dört yüz dirhem" Türk Atasözü
Yayın tarihi: 10 Mayıs 2007, Perşembe
Web adresi: https://www.sabah.com.tr/2007/05/10//haber,64DEA8A0862E46D7B673618AF9F3A705.html
Tüm hakları saklıdır.
Copyright © 2003-2007, MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş.