Türkiye gerilimi yüksek günlerden geçiyor. Zorlu bir iktidar oyunu oynanıyor ve bu oyun herkesin asabını bozuyor. Ancak iktidar noktalarında olan insanların, koşullar ne olursa olsun sinirlerine hakim olması ve gelişmeleri serinkanlı biçimde değerlendirebilmesi en önemli önkoşuldur.
Çünkü şu gün içinde olduğumuz koşullarda asker vesayetinde siyaset yapan kesim, hem sandık çağrısı yapıp hem de seçmene hesap vermekten kaçmanın yollarını arıyor.
Halk adına siyaset yaptıklarını söyleyenler aktif ve emekli bürokratlarla işbirliği içinde demokrasinin altını oymaya çalışıyor.Bunlar demokrasi içinde hareket eden veya etmeye çalışan insanlar için sinir bozucu gelişmeler elbette.
Ancak yine de sinirlere hakim olmak bence çok önemli.
Çünkü bugün itibariyle ortada görünen bir gerçek vardır, o da sistemin pamuk ipliğine bağlı olduğu.
Cuma gecesi bildirisiyle demokrasimiz bir yara almıştır.
İlk hedef bu yarayı kangrene dönüştürmeden tedavi etmek ve sistemi yeniden işler hale getirmektir.
Bunun da tek çaresi seçimdir.
Tek çare en kısa zamanda sandığı halkın önüne koymaktır.
Demokrasi diye yola çıkanların bugün nasıl oyun bozanlık yaptığını, sandığa gitmekten kaçtığını görüyoruz.
Derin komplolar devreye sokulmaya çalışılmakta, önceden üzerinde programlar yapılmış planlar birer ikişer ortaya konulmaktadır.
Evet bu kolay kabul edilecek bir durum değildir.
Ama yine de
demokrasiye inanan, çözümün sandıkta olduğuna güvenen herkesin sağlıklı bir seçim ortamı için el ele vermesi gerekir.Gerçekçi olmak gerekirse, bu Meclis'in de yapacağı en iyi karar seçimdir.
Türkiye'yi içine girdiği gergin ortamdan çıkaracak yol budur.
20'nci yüzyılı geride bıraktığımız bu dönemde bunun dışında bir yola inanmak Türkiye'nin demokrasi tarihine hakarettir.
Elbette gücünü sandıktan almayan, alamayan liderler "derin planlarla" başka yöntemleri, güçleri devreye sokmaya çalışacaktır.
Şimdi onlar sandığı ötelemenin yollarını arama çabasına girdi.
Ama ne kadar çabalarsa çabalasınlar en geç ağustos ayında bu sandık halkın önüne konulacaktır.
Halk kimin ne olduğuna o gün karar verecek ve oyunu bu kritere göre kullanacaktır.
Demokrasinin ilk kriteri sandığa saygıdır. Sandıktan korkanların Türkiye'yi götürebileceği bir yer yoktur.
Onlar komplo yapabilir ama demokratik, laik bir Türkiye'nin çimentosu olamaz.
Demokrasiye inanan, bu inancını meydanlarda "Ne şeriat, ne darbe" diye haykırarak dile getiren milyonlarca insan, bu tavrını en net biçimde ortaya koymuştur.
O milyonlar demokrasiye ihanet edenlere en büyük dersi verecektir.
Yayın tarihi: 3 Mayıs 2007, Perşembe
Web adresi: https://www.sabah.com.tr/2007/05/03//babahan.html
Tüm hakları saklıdır.
Copyright © 2003-2007, MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş.