kapat
Üye OlÜye Girişi
Bugünkü SABAH Gazetesi
  |  Benim şehrim | 26 Nisan 2007, Perşembe
Son Dakika
ARAYIN
atv
Kanal 1
ABC
UMUR TALU

Gül'ün dikeni... Devrim'in bineni... Düzeltmenin düzeni

GÜL: Şimdi madalyonun öteki yüzü: "Çankaya-Başbakanlık uyumu"nu; teknik, piyasayı, borsayı, bir de kendilerini hoşnut edecek bir meseleden ibaret görenler, iktidarın esas niteliğini ihmal ederler.
Bu baş döndürücü bir şeydir.
Ve döndürürse de, çok şeye yazık olur bu ülkede.
Gül oraya çıkacaksa, bir an önce "bağımsız kişilik" üstüne düşünmeli; olabilirse!
Kendisini partiden, Erdoğan'dan bağımsızlaştıracak kimlik ile kişilik üstüne; olabilirse!
Çıkacaksa, "kendisi gibi düşünmeyen", başka açıları, bakışları, endişeleri, ufukları, özenleri, hatta kitleleri de temsil eden danışmanlar bulmalı.
Her gün sadece kendisi gibi düşünenlerle, daha beteri, ne düşünüyorsa durmadan baş sallayıp "haklısınız" diyenlerle, Cumhurbaşkanı'nı partinin güçlülerinden biri, hala "Erdoğan'ın yardımcısı", hala "bir Türkiye"nin temsilcisi, mensubu sananlarla halvetten, hararetten başka şey çıkmaz.
Tabii kendisi de tamamen bu mensubiyetler, aidiyetler içinde özel bir programın baş aktörlerinden olmanın ötesine geçmek istiyorsa.
Gerçekten istiyorsa!
Bu kudreti dengeleyebilmek için, toplumun çok rengini, umudunu, öfkesini dikkate alan siyasi muhalefetler gerekiyor.
Öyle sadece tek bir "Anayasa ilkesi"ni değil; birçok ilkeyi.
DEVRİM: Yılmaz Özdil 3. sayfa yazısında hoş bir "metafor", yani "otofor"la, "Devrim'in benzini yok" deyip 27 Mayıs sonrası Cumhurbaşkanı Gürsel'in yürütmek istediği yerli "Devrim otomobili"ne benzin koymayı unuttuklarını, "Devrim'in osuruktan törenlerle yürümeyeceğini hesaplamadıklarını" yazmıştı.
Gençler belki hatırlamaz bazı şeyleri.
Anılar canlandı.
27 Mayıs darbesine "Devrim" denip bayram ilan edilmişti. "Biraz devrimci" anayasası bile vardı.
Ama "devrimciler", o "devrim"i benzinsiz bulup "daha iyi devrim" yapmak isteyen Albay Aydemir ile Süvari Binbaşı Gürcan'ı asıp Harbiye'yi "devrimciler"den temizlemişlerdi.
Sonra; 12 Mart 71'de başka "devrimciler" askeri müdahalede bulundu. "27 Mayıs devrimi anayasası" nı devrimci bulup çöpe attılar. Üç "devrimci genç" astılar. "Devrimci yazarlar"ı hapse atıp işkenceden geçirdiler.
Sonra 12 Eylül 80 darbesi oldu. "27 Mayıs Devrimi"ni bayram olmaktan çıkaran yeni devrimcilerdi onlar. Önce "devrimciler"i süpürdüler.
Mesele "otomobil" ise, onu da anlatayım gençlere ve hep genç kalanlara:
"Devrim otosuna benzin koymayı unutanlar"ın bir kısmı, "Devrimci" Fransa Devleti'nin otomotiv devi ile ortaklık yapıp esasen sosyal güvenlik kurumu olan OYAK'ta "Renault" otoları yürüttüler. Sadece benzinle değil, büyük karlarla.
Bir de şahsi anı:
12 Eylül'den önceydi. Spor Sergi Sarayı'ndaki bir "devrimci kutlama"ya Şili'den "devrimci müzisyenler" de katılacaktı. Öğrenci ve sendikacı bir genç, Şililileri Tarabya Oteli'nden sarı bir "station wagon" otoyla alıp salona getirdi, Timur Selçuk'un da bulunduğu kulise götürdü.
12 Eylül'den sonra o genç o otoyu "Sıkıyönetim Savcısı Albay Takkeci"nin emrinde, darbeli benzinle yürütülmüşken de gördü.
Genç bendim. El ve benzin konan oto ise "Devrimci" İşçi Sendikaları Konfederasyonu'nundu.
Diyeceksiniz ki, "Devrim var, devrim var". Doğru belki. Belki de, "Benzin ve osuruk çok, aslında devrim yok"! Yani zaten palavra!
DÜZELTME: Dünkü yazıda "Büyükanıt" maddesi, web sayfası da dahil, bazı yerlerde "Görevinde ve sonunda 'Erdoğan'a geçit vermek'le anılacak" diye, bazı yerlerde "Erdoğan'a geçit vermemekle anılacak" diye çıktı. Orijinalinde ikincisini düşünmüş, yanlışlıkla birincisini yazmış, sonra kimi yerde düzeltmiştim ama, sonunda kendim de şaşırdım. Hangisi doğru, hangisi yanlıştı, bilemedim. Artık sizin açınızdan hangisi doğruysa, diğerini düzeltir, bu üzen düzensizlik için özür dilerim!
...VE LANET: YÖK'e, Başkanı Prof. Teziç'e saldırı memleketteki gözü dönmüşlüğün lanetlenesi bir kanıtı.