|
|
|
|
|
|
|
|
|
Hamileyken bilsem aldırırdım
Türkan Sabancı "Oğlunuzun büyümesini ABD'li Ashley gibi durdurur muydunuz?" sorusuna şu cevabı verdi: Asla yapmazdım Bunu yapmak insan haklarına bir tecavüz....
"KEŞKE MEMUR HAYATI YAŞASAYDIM" Beyin rahatsızlığı olduğu için, ailesinin kararıyla büyümesi durdurulan ABD'li Ashley'nin durumu tartışma yarattı. Türkan Sabancı, özürlü oğlu Metin için "Siz olsaydınız ne yapardınız?" sorusunu yanıtladı: Doğmadan fark etseydim aldırırdım ama asla büyümesini durdurmazdım. Türkiye'nin en zengin adamlarından birinin karısıyım ama keşke normal memur hayatı yaşasaydım da çocuğum böyle olmasaydı.
Metin'in büyümesine asla mani olmazdım
Türkan Sabancı'ya, "ABD'li Ashley gibi, oğlunuzun büyümesini durdurur muydunuz" diye sorunca gözleri dolarak yanıtlıyor: Asla!.. Ama hamileyken fark etsem aldırırdım.
Ağır bir beyin rahatsızlığı nedeniyle tekerlekli sandalyeye mahkûm yaşayan ve ailesi tarafından fiziksel gelişimi 6 yaşında durdurulan ABD'li Ashley'nin hikâyesi, pek çoğumuzun aklına aynı soruyu getirdi: Ben olsam ne yapardım? Sabancıların oğlu Metin Sabancı da hastalığı nedeniyle Ashley'e benzer bir durumda. Şu an 35 yaşındaki Metin Sabancı yürüyemiyor, konuşamıyor ve gelişmiyor. Anne Türkan Hanım'a, "Siz olsanız küçükken Metin'in gelişimini durduracak bir tedaviye başvurur muydunuz?" diye sorduğumuzda ise yanıtı çok net oluyor: "Asla böyle birşey yapmazdım. Ancak hamileyken fark etseydim aldırırdım."
* Metin Sabancı'nın özürlü olduğunu ne zaman fark ettiniz? Metin şu anda 35 yaşında, karnımdayken Metin'in özürlü olduğunu fark etmedim, doktorlar da fark etmedi. Şu anda böyle hamilelik geçiren bayanlar çocuklarını aldırıyorlar. Zaten üç aylık dört aylıkken fark ediliyor anne karnında. Metin'in kaderi dünyaya gelmekmiş. Sonradan fark ettik. Ama öyle seviyorum ki anlatamam, içimde bir sevinç var Metin'i göreceğim diye. Eğer hamileyken fark etseydim hep böyle gözyaşı dökeceğime aldırırdım.
* Engelli çocuk annesi olmanın ne gibi zorlukları var? Bayramda iki günlüğüne Antalya'ya gittim. Dönüş biletimi değiştirdim, erkene aldım çünkü aklım Metin'deydi. Babası öldükten sonra her türlü mesuliyeti bana kaldı. Mesela bu yaz temmuz ayında Metin rahatsızlandı, ben ölecek gibi oldum. Bir sabah Metin hiç uyanmadı. Ona bakan Azerbaycanlı bir kadın var, başına gitmiş uyandırmaya çalışmış. Uyanmadı Metin kaptık, Amerikan Hastanesi'ne götürdük, zatürree teşhisi kondu. Allah'ım bu çocuk nasıl hasta olur dedim. Yalvardım Allah'aonu bana bağışlasın diye. Üç gün uyanmadan uyudu. Serumla beslendi. Ben çok korktum ama şükürler olsun atlattı. Bir yere gidersem bavulu saklıyorum yoksa reaksiyon gösteriyor.
* Peki büyüdükçe bakımı zorlaştı mı? Bakımı hiç kolay değil. Düşünün 35 yaşına gelmiş bir adam bu. Normal olsaydı şimdi çoluk çocuğu olurdu. Şoförü var, özel arabası var. Akşam 10'a kadar çalışıyor şoför, her gün bir buçuk saat kadar şöyle bir ormana giderler. O bir buçuk saat ona yetiyor. Beşte gelir çay içer, onun yemeği de ayrıdır. Kilo almasını önleyecek gıdalarla besliyoruz. Metin fizik olarak yaşıtlarının yarısı boyutunda, büyümedi.
* Bir seçeneğiniz olsaydı, Metin Sabancı'nın büyümesini zamanında durdurur muydunuz? Ben asla büyümesini durdurmazdım. Büyüyorsa bunu neden durdurayım ki? Eğer bu çocuk doğmuşsa onun büyümesini durdurmak insan haklarına da bir tecavüz.
* Size bir şey olduğunda Metin Sabancı'ya kim bakacak? Metin'e benden sonra kimin bakacağı koca bir sorun. Sakıp Bey gitti, sırayla gideceğiz, annesi de gidecek. Bu ekip vicdanen, aynı imkânlar tanınarak, aynı evde yaşayarak bakarlar mı? Kardeşleri ilgilenir ama nereye kadar ilgilenir? Yani herkesin kendi hayatı, problemleri var. Ben vasiyetimde şunu diyeceğim: "Evi dağıtmayın, bu çocuk..." Ayy şimdi ağlayacak gibi oldum... (ağlıyor) Birisi baksa bile annesi yok ki, o kadar zor ki... Antalya'ya gittim iki günde geri geldim, beni sayıklıyormuş, "anneyi bu kadar seviyorum" diye kollarını açıyormuş. Bugün cuma dilerim tanrıya, yalvarıyorum ona iyi bakılsın.
SONAT BAHAR
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|