kapat
   
SABAH Gazetesi
 
   News in English
   Son Dakika
   Yazarlar
   Günün İçinden
   Ekonomi
   Gündem
   Siyaset
   Dünya
   Spor
   Hava Durumu
   Sarı Sayfalar
   Ana Sayfa
   Dosyalar
   Teknoloji
   Emlak
   Otomobil
   Detaylı Arama
   Arşiv
   Etkinlikler
   Günaydın
   Televizyon
   Astroloji
   Magazin
   Sağlık
   Cuma
   Cumartesi
   Pazar Sabah
   İşte İnsan
   Sinema
   20. YILA ÖZEL
   Turizm Rehberi
   Çizerler
Bizimcity
Sizinkiler
emedya.sabah.com.tr
Google
Google Arama
 
Şampiyon...
Şampiyon...
İnternetten

Şampiyon...

Benim babam Galatasaray Lisesi'nden, benim dedem Galatasaray Lisesi'nden, benim büyük dayım Galatasaray Lisesi'nden, benim eniştem Galatasaray Lisesi'nden... Ben, kökleriyle Galatasaray'a bağlanmış bir ailede doğdum. Kimse beni Galatasaraylı yapmaya çalışmadı, ben neredeyse doğuştan Galatasaraylı oldum. Hepimiz 'olduğumuz' şeyle gurur duymak isteriz. Onun için de olduğumuz şeye bir anlam katmaya çalışırız. Ben yıllardır hemen hemen hiçbir maçını kaçırmadan izlerim Galatasaray'ı. Fatih Terim yönetiminde Türk futbol tarihinin görmediği başarılar yaşadık. Futbol oyununun bir seyirciye tattırabileceği mutlulukların hepsini gördük. Ama bütün bu başarılara rağmen Galatasaraylı olmayı benim için anlamlı kılan iki olay var benim seyircilik hayatımda. Bir tanesi Galatasaray Futbol Kulübü'nün en kara günlerinden biridir. Fenerbahçe'den tam altı gol yediğimiz gün. O gün Galatasaraylı olduğum için sevinmiştim. Çünkü Başkan Özhan Canaydın, takımı altı gol yedikten sonra bizi yenen takımın başkanını elini sıkarak kutlamıştı. Her takım, her takımı yenebilir. Ama bu ülkede, altı gol yedikten sonra rakip takımın başkanını milyonlarca insanın gözü önünde elini sıkarak kutlayacak tek başkan, Galatasaray'dan çıkar. Bu olay, benim neredeyse doğuştan sahip olduğum Galatasaraylılığıma bir anlam katmıştı. Ben, en ağır yenilgiden sonra da vakarını bozmadan rakibini kutlayabilen bir başkana sahip bir takımın taraftarı olduğum için gurur duymuştum. Benim için Galatasaray'ı diğer bütün takımlardan ayıran bu davranıştı. Galatasaray taraftarı bu vakur davranışa tepki gösterdiğinde de utanmıştım. Bir takımın taraftarı olmanın ayrıcalığını sadece 'gollerde' görmek isteyen, davranışlardaki soyluluğa aldırmayan bir sıradanlık bence Galatasaraylı olmanın farkını hiç kavramamak anlamına geliyordu. Hepimiz şu ya da bu nedenden, ailemizden, arkadaşlarımızdan, çevremizden dolayı daha çocuk yaşta bir takım tutuyoruz ama aklımızla bir takım seçmek zorunda kaldığımızda bunun ölçüsü ne olacak? Ben aklımın ve duygularımın ölçüsünü bu davranıştan sonra Galatasaray'da buldum. Daha önce Galatasaraylı olmasaydım da o gün Galatasaraylı olurdum. Soyluluğu, zarafeti ve cesareti severim çünkü. Bunların hepsini de o maçtan sonra Canaydın'ın uzanan elinde buldum. Benim Galatasaraylı olmaktan gurur duymama neden olan ikinci olay da, bu yılki şampiyonluktur. Galatasaray'ın daha fazla puan alarak ligi birinci bitirmesi değil bu övüncün nedeni. Paranın, saha dışı ilişkilerin, mafyasal bağlantıların ayyuka çıktığı bir futbol liginde bunların hiçbirine sahip olmayan, yönetimi epeyce beceriksiz, seyircisi ilgisiz, medyada yandaşı az, bir avuç genç çocuğun, maaşlarını bile alamadan inatla, hırsla, kararlılıkla mücadele etmesi sevindirdi beni. Galatasaray'ın bu yılki şampiyonluğunun Türkiye'deki futbolu da çok olumlu yönde etkileyeceğine, 'olağan' sayılmaya başlayan çirkinliklere verilen primi azaltacağına inanıyorum. Galatasaraylı futbolcuların gösterdiği kazanma azmi umuyorum ki, Türk futbolunda hatta hayatın diğer alanlarında da insanlara, en zor şartlarda bile mücadele edilebileceğini hatırlatacak. İşini iyi yapmak için hiçbir mazerete sığınmadan çaba göstermenin önemini bir kez daha kavrayarak, sadece başarıya değil o başarıya giden yolda verilen mücadeleye de saygı duymamızı sağlayacak. Galatasaraylılar için çok sevinçli olan bugün eski Fenerbahçeli Aykut Kocaman'ın bir şampiyonluk maçında Trabzon'u yendiklerinde söylediği sözler geliyor aklıma. "Çok sevinçliyim ama Trabzonlu rakiplerimiz için de üzgünüm," demişti. Canaydın'a tepki gösterildiği gibi, Kocaman da bu sözlerinden dolayı takımdan atılmıştı. Halbuki Fenerbahçelilerin gerçekten gurur duyacağı bir olaydı bence o sözlerin söylenmesi. Soylu jestler, her şeyi olduğu gibi futbolu da güzelleştiriyor. Umuyorum ki Galatasaray'ın şampiyonluğu yeniden 'soylu' davranışların alkışlandığı bir dönemi başlatır. Yenilenler yenenleri kutlar, yenenler yenilenler için üzülür. Bu kadar 'yaralı', çeşitli öfkelerle sakatlanmış bir toplumda bunun imkansız olduğunu düşünebilirsiniz. Ama unutmayın ki Galatasaray'ın şampiyonluğu da imkansız gözüküyordu. Bizi gururlandıran da 'imkansızlıkların' üstesinden gelinebileceğini göstermeleri olmadı mı? Soyluluğun 'imkansız' gözüktüğü bir dönemde futbol sayesinde belki bu imkansızlığı da aşabiliriz. Böyle bir gelişme, futbolun çürümekte olan hayata attığı şık bir gol olur doğrusu. Diğer Galatasaraylıları bilmem ama ben böyle soylu bir gol atmayı arzulayanlara ilk pası vermek isterim. Galatasaray'ın şampiyonluğu için çok sevinçliyim ama Fenerbahçeli çocuklar için de üzüldüm. Gerçekten güzel oynuyorlardı çünkü...
* Ahmet Altan'ın bu yazısı, 15 Mayıs Pazartesi günü www.gazetem.net internet sitesinde yayınlandı.

Ahmet Altan

DİĞER GÜNCEL HABERLERİ
 Zaferler önce kendi evlatlarını yer!..
 Rüyaları çözen adam
 Kahvenin kaç yıl hatırı olur?
 Bu yarışı dostluk kazandı
 Bir Çilingiroğlu filmi 'Erkeğin Elinin Kiri'
 Gol: 2 Yardımlaşma: 0
 Laiklik düşüncesi Comte'a çok şey borçlu
 Böyle olur rock'çı düğünü
 Nişanyanlarla Doğu'ya yolculuk
 Almodovar'ın kadınları
 En uzun süren 30 saniye
 Sıra gecesi ünlülerle dolu
 'Güç' afrodizyaksa, neden bu kadınlar seksi değil?
 Açık büfede kuş sütü eksik
 Papa'nın melekleri
 Cinayeti böcekler çözecek
 Modern Amerika'nın en iyi yayıncısıydı
 'Bizimki ilk görüşte aşktı, ayrılamazdık'
 Onların da çok sevdiği annesi var
    Pazar Sabah Yazarlar
  » Güncel
    Hobi
    Röportaj
    Gurme
    İyi Yaşa
BALÇİÇEK PAMİR
'Babamı hemen herkes seviyor ama ben bir türlü...
MEHMET ALTAN
Çukurova'da
Akdeniz'i gözünüzün önüne getirin... Sonra...
KAZIM KANAT
İsterim ki, denizden gelen rüzgâr yüzüme...
ÖNCEL ÖZİÇER
Ağzı olan konuşsun ama...
İki tip insandan dinlenip...
ALİ ESAD GÖKSEL
Kahvenin kaç yıl hatırı olur?
Kahve bütün dünyada...
ŞERİF ERCAN
Bu yarışı dostluk kazandı
19 Mayıs'ta sona eren Göcek...
ERDAL ŞAFAK
Rüyaları çözen adam
Dünya şu sıralar Sigmund Freud'un...
Berlin'de nefes kesen gösteri
Berlin'de nefes kesen gösteri
Berlin Airshow'a bir bayan pilot ve Boeing yapımı uçak damgasını...
Korean Air Türkiye'de
Korean Air Türkiye'de
Dünyanın en büyük havayolu taşımacılarından biri olan Kore Hava...
'Baklava bizimdir bizim kalacaktır'
Bizler, kendi kafamızda yarattığımız efsanelere inanıyoruz. Bunların ne kadar...
Ece'den mutfak dersleri
Geçtiğimiz ekim ayında açılan Kapadokya Meslek Yüksek Okulu, gencecik aşçılar...
 
    Günün İçinden | Yazarlar | Ekonomi | Gündem | Siyaset | Dünya | Televizyon | Hava Durumu
Spor | Günaydın | Kapak Güzeli | Astroloji | Magazin | Sağlık | Bizim City | Çizerler
Cumartesi | Aktüel Pazar | Sarı Sayfalar | Otomobil | Dosyalar
   
    Copyright © 2003, 2004 - Tüm hakları saklıdır.
MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş.