|
|
Sıradaki lütfen!
Kaya Çilingiroğlu, Hülya Avşar'ı aldattığı Feraye Tanyolaç'ı Sinem Ergüler'le aldattı. Şimdi sıra kimde?.
Kaya Çilingiroğlu iyi bir ailenin tek oğlu olarak geldi dünyaya... Babası onun kendisi gibi iyi bir hekim olmasını istedi ama JR Çilingiroğlu, onun yerine Hülya Avşar'ın kocası ve 'Erkek dediğin yapar' zihniyetinin sembolü oldu.
Bir Çilingiroğlu filmi 'Erkeğin Elinin Kiri'
Erkeğin elinin kiri dendiğinde aklınıza kim geliyor; Kaya Çilingiroğlu değil mi? İnsan bazen düşünmeden edemiyor, o mu inandırdı Hülya Avşar'ı her erkeğin eşini aldattığına yoksa Hülya Avşar olup bitene alışmak için mi bunu bu kadar sık tekrar eder oldu? Ama şuna şüphe yok, Kaya Çilingiroğlu bu işi fazla ciddiye almış.
Kaya Çilingiroğlu, her zamanki sebeplerle gündemdeydi yine. Biliyorsunuz o, "Erkek yapar" cümlesinin baş rolünde oynayan adam. Bu kez de Hülya Avşar'ı aldattığı Feraye Tanyolaç'ı Sinem Ergüler'le aldattı. Bir yandan da her şey o kadar kör kör gözüm parmağına ki, kimsenin onun sadakatine inanması mümkün olmayacağı için kimsenin aldanması da mümkün görünmüyor; dolayısıyla bir aldatmanın söz konusu olmadığı da söylenebilir. Diyelim ki kadınlar ve erkekler arasındaki iş bölümü kaçınılmaz bir şey. Kadın dediğin küçüklüğünde bebekle oynar, büyüdüğünde bebek bakar, cesaret diye dekolte giymeyi, hobi diye süslenmeyi, dert diye selüliti bilir ve başına ne gelirse gelsin, gelinlikle girdiği dünyaevinden kefenle çıkar, önce babasını, sonra kocasını dünyanın en akıllısı bilir.
ERKEK NE YAPAR? Bir kere topla oynar erkek. Her top bir değil tabii. Çilingiroğlu, evlerin arasındaki güneşli ve tozlu bir arsada, top peşinde kan ter içinde koşmaya ara verdiği zamanlarda kötü gazozlarla serinleyip, dostluğu, düşmanlığı, rekabeti, hayat namına ne varsa onu öğrenme mecburiyetinden ya da şansından uzak kalarak büyüyenlerden. Büyüdüğünde de golf ve tenis oynamış, onun için futbol da televizyonda, 'eski açık'ta hatta 'kapalı'da seyredilen bir şey olmanın ötesinde. Beşiktaş Kulübü azası, gerektiğinde oyuncu bile önerebiliyor. Ama asıl tutkusu golf. "Sabır gerektirir bu spor," diyor. "Sabah yedide inersin glof sahasına, akşam yedide hâlâ ordasındır." Yani 12 saat. Kaçımız spora ya da oyuna bu kadar zaman ayırabiliyoruz? Peki bir erkek toptan başka neyle ilgilenir? Çapkınlıkla! İnsanlık hali, diyelim ki biri çapkınlık yaptı, en fazla dost ahbap konuşur. Ama Çilingiroğlu'nun çapkınlıkları gazetelerde haber oluyor. Bunun da, hep iddia ettiği gibi ünlü bir kadınla evli olmasıyla ilgisi yok. Nitekim, hakkında haber yaptı diye gazeteci Bediz Doğan'ı hastanelik ettiğinde Hülya Avşar'la evli değildi.
ELİ EKMEK TUTUYOR MU? Gerçekten erkekler top ve kadın peşinde mi koşar sadece? Ama bütün gelenekler, kurallar, adetler erkeklerin evlerinin ekmeğini temin etmeleri gerektiğini söylüyor. Ancak golfte hangi handikapta olduğunu öğrenebileceğiniz Çilingiroğlu'nun ne iş yaptığını bilemiyorsunuz. "Tüccarım," diyor zaman zaman." Reklam işi yapıyoruz" dediği de oluyor. Neyin reklamı, hangisi? Bilmiyoruz. En çok ilgilendiği konu kadınlar olan bir erkeğin birlikte olduğu bütün kadınları bilmek mümkün değil. Ama magazin analizcileri, onun evliliğini sarsan dört kadından söz ediyor; Matilda, Ayşe Hatun Önal, Biricik Suden ve Feraye Tanyolaç. Feraye Tanyolaç, zeytinle ilgili Laz fıkrasını hatırlatıyor insana. Hani kahvaltı masasında Laz tabakta kalan son zeytini almak için uğraşmış, bir türlü beceremeyip vazgeçtiğinde masadaki başka biri almış zeytini. Laz da "Yormasaydım zor alırdın sen onu" demiş. Belki kendisinden öncekiler yormasaydı, Feraye Tanyolaç da, şu 'boşatılamaz erkeği' 'özgür ve bekâr' bir erkek haline getirmeyi başaramayabilirdi. Ama bir kadına ait olmayı beceremeyen biri başka bir kadına yar olur mu? Nitekim bir zamanlar Hülya Avşar'da çok gördüğümüz o gergin, asabi yüz ifadeleri, sinirleri bozulmuş bir kadına mahsus gülmeler Feraye Tanyolaç'a sirayet etti. Hülya Avşar, daha tecrübeli olduğu için genellikle karşısındakinin de sinirini bozacak şakalarla atlatırdı durumu. Feraye Tanyolaç ise acemi. Oysa Kaya Çilingiroğlu'ndan bir bebek yapmayı göze alacak kadar dahil ettiyse onu hayatına, o zaman bunlara alışması gerekiyor. Şimdi sırada başka kadınlar, başka maceralar, başka öpüşmeler, heyeanlı akşamlara eşlik edecek başka eski mankenler, başka demeç sahipleri var. Her biri sırasını savacak, bir Kaya Çilingiroğlu'nu oyalamak için kaç kadın çabalayacak, gözyaşı dökecek, sinirlerini bozacak?
AYŞE DÜZKAN
|