|
|
|
|
|
|
Doğulu çocuk okula İstanbullu işe
İstanbul'da 19 bin 15 ilköğretim öğrencisi, kayıtlı olduğu halde okula gidemiyor. 220 YTL.'lik maaşıyla altı nüfuslu ailesini geçindiren Şaziye, bu çocuklardan yalnızca biri.
Doğu'daki eğitim kampanyalarıyla okula giden çocuk sayısı artarken İstanbul'da yoksulluk yüzünden öğrenciler eğitimlerine devam edemiyor. İstanbul'da devamsızlığın en çok olduğu ilçe Gaziosmanpaşa'yken müfettişler çocukları adreslerinde bile bulamadıklarını belirtiyor. Okula gitmeyen öğrencilerin çoğu kız çocuğu.
Küpeyle avunuyor Şaziye okula kayıtlı olup gidemeyen binlerce çocuk arasında. Henüz 12 yaşında, 220 YTL'lik maaşıyla 6 nüfuslu ailesinin tek gelir kaynağı. Babasının fotoğraf çekimine izin vermediği Şaziye ilk maaşıyla aldığı küpesiyle avunuyor. Kentin yoksul kesimlerinde buna benzer pek çok hayat var. İstanbul Milli Eğitim Müdürü de bu gerçeği yadsımıyor.
Kardeşlerden sadece ikisi okullu İkitelli'de bir gecekonduya yaşayan 5 kardeş Meryem, Tekoşin, Şükran, Zehra ve Yakup, Mardin'den İstanbul'a göç etmiş. Hepsinin okula özlemi var ama sadece Tekoşin ve Yakup eğitimlerine devam edebiliyor. Diğerleri de konfeksiyonda çalışıyor.
820 Ali işte, 134 Zeynep sokakta
İstanbul'da 19 bin çocuk kayıt yaptırdığı halde okula devam edemiyor. Çocukların adresleri güvencesi olmayan işyerleri, daha az şanslıları ise için ise sokaklar. Yoksulluk ve göç sorunun kaynağı. Çözüm ise göründüğü kadar kolay değil.
Cem Karaca'nın sözlerini 1978'de yazdığı bir şarkıda şöyle diyordu: "Birkaç ay daha sıktı dişini kapıcı Kasım. Safinaz artık okula gidemiyordu. Mecburdu Safinaz da artık çalışmaya. Aile bütçesine katkıda bulunmaya. Okul önlüklerini ağlayarak çıkardı. Daha on dördünde fabrikaya başladı Safinaz." Yıl 2005, aradan 17 yıl geçti ve gazetelerde bir haber: 19 bin çocuk okul yerine sokakta. Bu kez çocukların adresleri meçhul, değişmeyen ise, okul önlüklerini çıkarmak zorunda kalmaları
ADRESLERİ BİLİNMİYOR İstanbul Milli Eğitim Müdürlüğü'nün yaptığı araştırmaya göre okula kayıtları yapılan 19 bin 15 ilköğretim öğrencisi, eğitimlerine devam etmediği ortaya çıktı. Müdürlük, 252 çocuğun ailesine çocuklarını okula göndermediği için suç duyurusunda bulunmuş, dört aileye de para cezası verilmiş. Yetkililere göre, 3 bin kadar çocuğun ailesi ekonomik yetersizlikler nedeniyle çocuklarını okula gönderemiyor. Okula gidemeyenler arasında kız öğrencilerin sayısı daha fazla. 8 bin 249 erkek öğrenciye karşı 10 bin 766 kız çocuğu okula devam edemiyor. İstanbul genelinde okula gidemeyen çocukların sayısı en fazla olduğu üç ilçe; Gaziosmanpaşa, Esenler ve Büyükçekmece. Bu üç ilçenin ortak özelliği ise orada yaşayanların dar gelirli olmasının yanı sıra özellikle Güneydoğu'dan göç almış olmaları. Bu durumda 19 bin öğrencinin okula devam edememesinin nedenlerinin yalnızca ekonomik değil, Türkiye'nin siyasal koşullarıyla da ilgili olduğu ortaya çıkıyor. Dolayısıyla rakamlara yansıyan sorun yalnızca buz dağının görünen yüzünü oluşturuyor.
HAYDİ ÇOCUKLAR OKULA İstanbul İl Milli Eğitim Müdürü Ömer Balbay, "Konu hakkında Bakanlık'a devamlı bilgi geçtiklerini" söylerken, sorunun asıl kaynağı olarak velilerin kayıt yaptırdıktan sonra sürekli adres değiştirmelerini gösteriyor. Balbay, "'Terör ya da töreler yüzünden İstanbul'a göç eden dar gelirli ailelerin çocuklarını okula gönderemediğini" vurgularken İlçe Milli Eğitim Müdürleri, Kaymakamlar ve mahalle muhtarlarıyla birlikte yeni bir çalışma yaptıklarını belirtiyor. Balbay'ın da belirttiği gibi okuya devam edemeyen çocukların çoğu dar gelirli ailelere mensup ve aile geçimini sağlamak için çalışmak zorundalar. Çocuklar genellikle kentin yoksul kesimlerinde tekstil atölyelerinde iş bulurken, "daha şansız" olanlar ise sokak hayatının bilinmezleriyle karşı karşıya geliyor. "Öğrenime devam edemeyen çocukların tespit edilmesi için Meclis'te tartışılan Adres Yasası'nın bir an önce çıkması gerektiğini" vurgulayan Balbay'ın bu söyledikleri sorunun "teşhis"inin konmasına yarayacaktır ama ortada tedavisi zor görünen bir sorun yatıyor. Tam da Milli Eğitim Bakanlığı'nın "Haydi Kızlar Okula" kampanyasını yürüttüğü sıralarda, ülkenin en büyük kentinde çocukların okula gidememesi, asgari ücretin altında çalıştırılması, hiçbir sosyal güvencesinin olmaması ve de bu çocuklara ilişkin yapılan en son araştırmanın 1999 yılına ait olduğu düşünülürse, sorunun çözümü için çok daha radikal kararlar alınması gerektiği ortaya çıkıyor.
Ayşe DÜZKAN / Nuh KÖKLÜ
|
|
|
|
|
|
|
|
|