Herge 99 Tenten ve Milu 77 yaşında
Belçika'nın başkenti Brüksel'in Etterbeek mahallesinde, 22 Mayıs 1907'de bir erkek çocuk doğar, çocuk kıyafetleri üreten bir firmada çalışan babası ve ev kadını annesi çocuğa Georges adını koyarlar. Soyadları da Remi olduğuna göre, çocuk okulda Georges Remi diye çağırılacaktır. Önce laik ilkokula gider, sonra babası onu ortaokulda Katolik enstitüsüne yazdırır. "Tanrısız" okuldan çıkartılan çocuk, gene dindışı olan "Belçika İzcileri"nden de ayrılarak "Katolik İzciler Federasyonu"na girmek zorunda bırakılır. Georges bu dönemde hem Katolik bir eğitim alır hem de izci gruplarıyla yurtdışına birçok yolculuk yapar, hem de Amerikan Kızılderililerine ilgi duyar. Belçika aşırı sağıyla bir süre devam edecek ilişkileri Katolik eğitiminden, Tenten'in yolculuk merakı da izciliğinden kaynak bulacaktır. Georges, küçüklüğünden itibaren çizmeye meraklıdır. İlk resimli hikayesi şubat 1922'de İzci Dergisi'nde yayınlanır. Aralık 1924'te ise imzasını Herge olarak atmaya başlar. Adının baş harfleri olan GR'yi RG olarak ters çevirmiş, bunların okunuşunun (Erje olarak okunur) başına bir de H getirerek Herge'yi elde etmiştir (gene Erje okunur). Bu müstear adı almasının nedenini, "bir gün iyi bir desinatör olunca kendi adımı kullanacağım" diye açıklamıştır. 1925'te liseyi bitirir bitirmez, açık bir biçimde Kilise yanlısı ve milliyetçi bir çizgideki Katolik Le XXeme Siecle gazetesinde çalışmaya başlar, burada abonelerle uğraşan bir memurdur. Bu arada Totor adında bir kahraman yaratır, ama 1926'da askere gider. Ekim 1927'de görevi bitip gazeteye geri dönünce, artık sayfa düzeninden resimlemeye kadar gazetenin her işiyle uğraşan baş kişi haline gelir. Bu arada gazetenin tirajını artırmak amacıyla 1 Kasım 1928'de çıkartılmaya başlayan çocuk eki Le Petit Vingtieme'in sıkılır ve eski kahramanı Totor'un adını Tintin'e çevirir, yanına Milou adında Fox-terrier cinsi bembeyaz bir köpek koyar ve Tenten 10 Ocak 1929'de Le Petit Vingtieme'de hayata gözlerini açar. Tenten, 1932'ye kadar Sovyetler Birliği'ne, Kongo'ya ve Amerika'ya gider, burada karşımızda anti-komünist, sömürgecilik yanlısı bir Herge vardır. İleride "değiştiğinde" bu dönemi kendine sorulduğunda, "o sıralarda kim öyle değildi ki" diye cevap verecektir. Tenten'e olan ilgi giderek artınca, Herge, Casterman şirketiyle anlaşarak Tenten'i albümler halinde yayınlamaya başlar. Ama Herge 1939'da tekrar askere alınır. Savaş sırasında Le XXeme Siecle kapanır, Herge 1940'ta Le Soir gazetesinin gençlik ekinin başına geçer. 1942'de "Esrarlı Yıldız" ile ilk renkli Tenten ortaya çıkar. 26 Eylül 1946'da Tintin dergisinin kurulmasıyla Herge gerçek bir ünlü olur. 1948'de derginin Fransa edisyonunun devreye girmesiyle de uluslararası hale gelir. Casterman Yayınevi, 1960'ta bir milyonuncu albümü satarak bu uluslararasılığı belgeler.
STUDIO HERGE KURULDU Herge, Tenten'in ününün giderek artması üzerine işlere yetişemez ve 10 kadar desinatörün yardımını aldığı Studios Herge'yi kurar. Tenten artık bir endüstri halini almış, aynı zamanda yaratıcısının ününü kat be kat aşan bir efsane haline gelmiştir. Böylesine bir efsanenin oluşmasının temelinde, hiçbir resim eğitimi almamış Herge'nin bulduğu La Ligne Claire (duru çizim) adını verdiği bir grafik tarz yatmaktadır. Duru çizim, aslında paradoksal bir sisteme dayanmaktadır. Öykünün düğümü, esrarı akla karanlığı getirir ama Herge öyküsel anlatısını en parlak resimleri kullanarak geliştirmektedir. Duru çizim, asıl kaygısı netlik olan yalın bir çizim estetiğine dayanır. Nesnelerin, kişilerin ve dekorların konturlarını eşkalınlıkta bir mürekkeple çizip sistematize yüksek duruluğa ulaşmak söz konusudur. Böylece dekorlar gerçekçi bir şekilde çizilmekte, planların estetik birliği kurulmakta, renkler basit ve dalgasız olarak uygulanmaktadır.
SİNEMADA BAŞARISIZ OLDU Renk, esas olarak nesne ve kişileri tanımlayan unsur haline getirilmektedir, bu amaçla gölge ve taramalara yer verilmemektedir. Herge mükemmelin ve saydamlığın peşinde olduğu için, çizgi romanın okunabilirliğini en yüksek noktaya çıkartmak üzere bütün eklenti çizimleri devre dışı bırakmaktadır. Duru çizim yalnızca desen değil, aynı zamanda senaryo, hatta bir zihniyettir. Onun çiziminde, en küçük bozucu bir unsurun dışarı atıldığı net ve temiz bir dünya arayışını yakalamak mümkündür. Bütün resimlerin tam gün ışığı altında olduğu duru çizim, Tenten'in sinemadaki başarısızlığının da temel nedeni olmuştur. Sinemada önlenemeyen gereksiz ayrıntılar, ışık farklılıkları, bir hareketin en güçlü anının değil de bütününün gösterilme zorunluluğu, duru çizime alışık Tenten meraklılarını hayal kırıklığına uğratmıştır. Herge'nin "çizgilerin demokrasisi" de denilen duru çizim tekniği birçok aşamadan geçerek sona ulaşır. Önce grafik dekupaj yapılır, Herge bu aşamada her kareyi alel usul çizer. Onlarca müsveddeden sonra karakaleme geçer. Kişileri çizer, sonra kararlaştırdığı kareleri temize çeker. Ardından gelen netleştirme aşamasında, arabalar, manzaralar, üniformalar vb'yi çizer. Gerçeklik uğruna olay yerine gider, kroki alır, fotoğraf çeker. Her şey tamamlanınca uçlu kalem ve çini mürekkebiyle netleştirme başlar. Son aşamada, Herge, kendi bulduğu bir teknikle renkleri yoğunluğu azaltılmış ve eşit dağıtılmış olarak sürer. Herge 3 Mart 1983'te öldü. Dünya basını günlerce ondan söz etti, ama Georges Remi'nin öldüğü gün bile, kahramanı Tenten ondan fazla ilgi gördü. O halde haftaya bu babasını geçen çocuğa bir bakalım.
Mehmet Ali Kılıçbay
|