Çocuk bedenleri 'ihlal' ediliyor
Ressam Arzu Başaran "İhlal" adlı sergisinde gazetelerin üçüncü sayfalarında çocuklarla ilgili haber yorumlarında daha özenli olunması gerektiğine dikkat çekiyor.
Yüzler... Çocuk yüzleri... Bütün masumluğu, saflığı ve korunmasızlığıyla çocuklar kaplamış galerinin duvarlarını... Belli belirsiz lekeler, çizgilerle, silik ve uzaklardan bakıyorlar... Alışık olduğumuz canlı, sevinçli, mutlu ifadeler yok hiçbirinde... Çünkü bunlar hayatları büyükler tarafından "İhlal" edilmiş çocukların suretleri... Bunlar ressam Arzu Başaran'ın gazetelerin 3'üncü sayfa haberlerinden topladığı çocuk fotoğraflarının imgeleri... Arzu Başaran'ın bugün Galeri Apel'de sergilenmeye başlayacak "İhlal" adlı sergisi sanatseveri yüzleşmeye ve düşünmeye çağırıyor. Gazetelerin 3'üncü sayfalarında yayınlanan çocuklarla ilgili cinayet, tecavüz, cinsel taciz, kapkaç gibi haberlerden etkilenerek bir şeyler yapması gerektiğini düşünen Başaran,iki yıl boyunca kesip biriktirdiği fotoğrafları kendi defterinde yeniden resmetmiş. Çünkü bu küçücük, savunmasız çocukla ergen arasındaki yaşlardaki haber malzemelerinin bu kadar kolay kullanılmasından rahatsızlık duymuş: "İktidar, güç duygusu sadece devlet, emniyet ve askerde değil. Çocukların ve ergenlerin söz hakkına daha ulaşmadan aileleri de onların iktidarını oluşturuyor. Sokak, arkadaşları, hepsi... Evinden çıktıktan itibaren zaten güvenlik duygusu hiçbir şekilde gerçekleşmediği bir alana kayıyor. Basın da fotoğrafları kullanarak onu bir kez daha istismar ediyor diye düşünüyorum."
O ÜRKÜTÜCÜ AN Ressam Başaran bazılarının yüzleri belli olmayan, bazılarısanki kanayan ve bazıları da korku dolu gözlerle bakan resimlerinin çıkış noktasını ise şöyle anlatıyor; "Gazeteleri taradıkça, gerek vesikalık fotoğraflarda gerekse yüzleri sansürlenmiş bedenlerini gördüğümüz fotoğraflarda aslında hep benden önce bir fotoğrafçı olduğunu anlıyoruz. Bir stüdyo fotoğrafçısı... Bize bakmıyorlar aslında. O fotoğrafçının elinden çıkmış. İkincisi de foto muhabirlerinin deklanşöre bastığı an... İşte ben o anlardan itibaren sergiyi kurdum. Bir kere tam o özel mahrem alanına girilmiş. O çocuğun o genç kızın hiçbir şey söyleyemediği an. Çünkü belki başına gelen bir şeyden dolayı polisegörüş bildiriyor ve çıkarken muhabire yakalandığı an... Onun ürkütücü olduğunu düşünüyorum. Vesikalık olanlarda fotoğraf açısından ürkütücü bir şey yok. Ama bütün o çocukların daha sonra başına gelecekleri bilmeden fotoğrafçıyla karşılaştığı anlar önemli... O düğmeye basıldığı an benim resimlerimin çıkış noktası...''
ÇOCUKLAR İSTİSMAR EDİLİYOR Başaran sergisine "İhlal'' adını seçmesinde de insan hakları ihlali kavramı rol oynamış; "İhlal daha çok hakların, hukukun ihlali gibi kullanılıyor ama düzgün giden bir şeyi bozup onu yok etmek onu yolundan çıkarmak, karşı tarafın izni olmadan onun hayatına girmek gibi anlarıda var. Onun için bana ihlal uygun geldi.'' Arzu Başaran'ı 3'üncü sayfa haberlerinde yetişkinler değil çocuklar ilgilendiriyor. Yetişkinlerin çocukların hayatlarından sorumlu olduğuna inandığı için dikkatini çocuklar ve ergenler üzerine yoğunlaştırmış. Çünkü en çok tüketilen, kullanılan, istismara açık, ihlal edilen alanın çocuklar olduğunu söylüyor; "Gerek bedenleri, gerek yüzleri ihlal ediliyor. Aslında bu basın tarafından da ihlal ediliyor. İzni olmadan fotoğrafları basılıyor. Her ne kadar bazı olaylarda yüzler sansüre uğramış olsa da bedenlerini görüyoruz. Sadece yüzü sansürlemek onun varlığını ortadan kaldırmıyor. O bedenlerin tüketilmesi, poplaştırılması yanlış.
FİGEN YANIK
|