| |
|
|
Bir idealist.. Ya da geri zekâlı.. Sunay!..
Göztepe'de nasıl güzel ama nasıl güzel bir köşk.. İnsan zevk sahibi ise, orada yaşar.. Harika da yaşar.. İnsan hesap kitap meraklısı ise.. Verir bir Karadenizli müteahhide.. Yıkar, yerine 20 daire yapar, onu kendisinin.. Hayat boyu rahat yaşar.. İnsan Sunay'sa.. Ben karısı olsam anında boşardım.. Oysa eşi Belgin'in, Sunay'dan farkı yok. İtiraz ne kelime.. En büyük destekçisi o.. Sunay bir Oyuncak Müzesi açtı, Türkiye tarihinde ilk.. Dünyada benzeri var mı, bilmem.. Varsa da ben görmedim. Duymadım da.. Bir insan oyuncak müzesi niye açar?.. Müze niye açar?.. Bunlar bir ömür harcamayı gerektiren işler.. Getirisi de yoktur. Hep götürür.. Zekâ testine sokmak gerekir Sunay'ı.. Yıllarını ve yıllar boyu kazandıklarını bu müzeyi yaratmak için kullandığı için.. Dünyanın her yerinden teker teker bulunup, satın alınmış oyuncaklar.. En yenisi 50 yıllık falan.. Bu nasıl bir meraktır, birer birer aramış bulmuş, birer birer satın almış.. Birer birer birer bir araya getirmiş, yüzlerce tarihi oyuncağı.. Cumartesi günü açtık.. Dünyanın en müzesiz büyük kenti olmada birinciliği kimselere bırakmaz İstanbul'da bir müze, hem de dünyaya örnek bir müze açılıyor.. Gönül istiyor ki, Kültür Bakanı orada olsun.. Yok!.. Gönül istiyor ki, Anakent Belediye Başkanı orada olsun.. Yok!.. Kültürün ve İstanbul'un şu anda sahibi olma durumundaki kurumların başındakiler değil, sonundakiler bile yok.. Yazıklar olsun, demek yetmez.. Erkândan birinin oğlunun pipisi kesilse koşar giderler.. Ama İstanbul'da böyle bir müzenin, hem de özel bir müzenin kurdelesi kesilirken, ortada yoklar.. Nasıl acı, nasıl buruk bir açılış.. Allah'tan Kadıköy Belediye Başkanı orada.. Selami Öztürk, Kadıköy'de böyle bir müze açılmasının ne demek olduğunun farkında.. Teşekkürler Öztürk.. Sunay'ın müzesini dolaşırken nasıl duygulandım.. Nasıl geçmişlere, çocukluğuma gittim, bilemezsiniz.. Bunları başka yazımda, yazılarımda anlatacağım.. Bugün söyleyeceğim iki şey var.. Sunay Akın gibi bir dostum olduğu için ne kadar gurur duyduğumu bilemezsiniz.. Bu birincisi.. İkincisi.. Bu müzeyi gezin.. Benim gibi yaşı 60'ın üzerindeki çocuklar hele mutlak gezsinler.. Çocukluklarını bir kez daha yaşama fırsatı bulacaklar.. Bugünün çocuklarını da ellerinden tutup getirsinler, onlara da göstersinler, babalarının, dedelerinin nelerle oynadığını.. Farkı görsün bugünün çocuğu.. Bir elektronik çılgınlığı halindeki kendi oyun ve oyuncakları ile, savaş sonrası "Yokluk" yıllarında kendi oyununu icat, kendi oyuncağını "Var etmek" zorunda olan kuşakların farkını.. Belki çıkaracağı dersler olur..
|