|
|
|
|
|
Paris'te güneşli bir hafta sonu
|
|
Avrupa'nın romantik kenti Paris, otelleri, restoranları ve kafeleriyle hala gözde. Louvre Müzesi'ni ziyaret edip Mona Lisa'yı görmeden dönmek olmaz tabii.
Avrupa'nın en romantik şehri hangisidir?" sorusunun cevabı çoğunlukla "Paris"tir. Gerçekten öyle midir yoksa uzun yıllardır böyle söylendiği için otomatik olarak mı aklımıza geliyor? Pek emin değilim. Ama Paris her zaman keyifle gittiğim bir şehir. St. Germain bölgesinde Hotel Bel Ami'de kaldım. Champ Elysees Caddesi'nin kalabalığını ya da Lafayette / Printemps gibi mağazaların etrafındaki trafiği düşününce St. Germain bir cennet. Burası da kalabalık ama bunaltıcı değil, Champ Elysees'de dolaşırken hissettiğiniz turistik hava burada daha az. Hotel Bel Ami, Paris'te az rastlanan minimalist otellerden. 1993'te 10 otelle kurulan, bugün 97 otele çıkan 'Design Hotels' grubuna bağlı. Her detay çok şık ve Paris'te az rastlanan iki özelliği var; odaları geniş ve kahvaltısı çok güzel. Otelden çıkıp sola yürüyünce hemen sağda 'Restaurant L'entrecote'. Rezervasyon kabul etmeyen bu restoranda 5-10 dakika bekleyince yer bulabiliyorsunuz. Bol salata, özel sosla servis edilen et, patates, yanında güzel bir kırmızı şarap ve profiterolden oluşan lezzetli bir menü var burada. Restoranın havası tipik Paris ve fiyatlar makul. Kişi başına 40 euro civarında. Çıkıp sağa doğru yürüyünce köşede Paris'in en eski kafelerinden biri olan 'Cafe de Flore' var. Akşam serinliğinin çaresi olan ısıtıcının altında açıkhavada kahvemi içiyorum. Gelen geçeni seyretmek için de çok ideal bir köşede kafe. Fransız kadınlar sinir bozucu derecede ince... Paris'e gidip alışverişi atlamak olmaz tabii. Hep duyduğum ama gitme fırsatı bulamadığım bir bölge ile başlayayım dedim. 'Sentier', merkezde toptancıların olduğu bir bölge. Buradaki birçok mağazada münferit satışlar yapıldığını duymuştum. Özellikle 'Rue de Claire'de (Claire Caddesi) 'Polo Saraco' mağazasının ikinci katı methediliyordu. Gittim ama göremedim, günlerden cumartesi olduğu için her yer kapalıydı. Açık olan tek mağazadan anladığım; gerçekten ucuz hoş şeyler var ama sabırla bakmak gerekli, her şey üst üste. İkinci durak birinciden sonra insana şok etkisi yapan 'Colette'. Her şeyin rahat rahat sergilendiği bu mağazada ev eşyasından, ayakkabıya birçok şey var. Her bir parçanın tasarım harikası olduğu mağaza, sağlı sollu ünlü butiklere ev sahipliği yapan Fabourgh St. Honore Caddesi'nde. Her şey çok pahalı ama insanı mutlu eden bir mağaza. Üçüncü durak öğle yemeği ve Champ Elysees 55'te bulunan 'Restaurant Leon de Brussels'. Brüksel'in ünlü midyecisinin Paris'te 12 şubesi var. Peynir, sarımsak ve fesleğenle tatlandırılmış midye olan 'Moules a escargot'yu tercih ettim, çok lezzetliydi. Yanında beyaz şarap; 'Bourgogne sauvignon de Saint Bris'. Fiyatlar yine makul, kişi başına 30 euro. Yemekten çıkınca Champ Elysees kalabalığı bunaltıcı olduğu için hemen otelimin olduğu St. Germain'e döndüm. Alışveriş merkezi isteyenler için özellikle ayakkabı, çanta için Bonmarche tercih edilmeli. Koca cumartesi günü yalnız alışverişle geçmez tabii. Yolumun üzerinde güneş alan tüm kafelerde oturdum. Günün en keyifli saatleri oldu. En son kafe molası otele dönüş yolu üzerinde yine Paris'in ünlü kafelerinden 'Les deux Magots'da ve artık kahve içecek halim kalmadığı için bu başarılı günümde (Az alışveriş yaptım) kendimi şampanya ile ödüllendirdim. Cumartesi gecesi yemeği için doğubatı mutfağı sentezinin ustalarından Şef Jean-Georges Vongerichten'e ait Restaurant Market programdaydı. Aynı şefe ait dünyanın çeşitli yerlerinde 12 adet restoran var. New York'un ünlü restoranı 'Mercer Kitchen' da aynı şefin kontrolünde. Minimalist dekor, şık bar, şık insanlar, rahatlatan renkleri ile ilk andan itibaren iyi bir yerde olduğunuz izlenimini veriyor. Yemek 20.00 ya da 22.00 olarak rezerve ediliyor, rezervasyonumuz 22.00 olmasına rağmen 22.45'te masaya oturduk. Böyle şeylere sinirlenenler için uygun bir yer değil yani. Barda beklemenin sıkıcı olacağını düşünmek ise pek doğru olmaz. Yemekler için ne söylesem az. Yemekleri, gerek görsel gerekse lezzet bakımından ancak "mükemmel" diye anlatabilirim. Ben antre tuna tartar, ana yemek olarak ballı soslu ördek yedim; lezzetleri hala damağımda. Paris'te restoranlar ve kafelerde vakit geçirmek, alışveriş yapmak çok güzel de bir klasiği atlamamak gerekir. Louvre Müzesi'nde sergilenen, müzenin sembolü, gülümsemesindeki gizemi yıllardır çözülemeyen 'Mona Lisa'yı seyretmek çok güzel bir Paris finali olur.
Hotel Bel Ami 7-11 Rue St. Benoit 75006 Tel:00 33 1 42 61 53 53 Oda fiyatı 240 eurodan itibaren.
Restoran Market 15, Avenue Matignon Tel:00 33 1 56 43 40 90
|
|
|
|
|
|
|
|
|