|
|
|
|
|
|
Çalgıları topladı ansiklopedi yaptı
Müzikolog Etem Ruhi Üngör'ün 60 yıllık birikimi ve 750'den fazla enstrümanlık koleksiyonundan yararlanarak hazırladığı "1300 Yıllık Türk Çalgıları Ansiklopedisi" nihayet yayınlanıyor.
Acıbadem'de eski bir apartmanın dar merdivenlerinden yukarıya çıkıyoruz. Bizi kapıda hayatını müziğin zengin dünyasına adayan Etem Ruhi Üngör karşılıyor. Daha içeriye adım atar atmaz duvarlardaki, kapıların üstündeki, yerlerdeki, dolaplardaki enstrümanlar arasında kayboluyoruz. Neler yok ki bu küçük dairede? Sultan Aziz'in lavtasından tanburi Cemil Bey'in tanburuna, Neyzen Tevfik'in neyine ve adını bilmediğimiz yüzlercesine kadar... Evsahibi Etem Ruhi Üngör, dünyanın en zengin Türk çalgıları koleksiyonuna sahip bir etnomüzikolog ve orgonolog (çalgıbilimci). Müziğin ruhu arındırıcı özelliğinden olmalı heyecan içinde çalışmalarından söz ederken gözleri enerji içinde öyle parlıyor ki insan 83 yaşında olduğuna inanamıyor. Etem Ruhi Üngör'ün koleksiyonunun da tam 60 yıllık mazisi var. Bu koleksiyonu oluşturmak için 12 yıl bütün Anadolu'yu kaza ve köyleri de dahil olmak üzere gezmiş. Bir başka değişle 20 bin 796 km artı 2 bin 765 mil katetmiş hem de uçak ya da özel arabayla değil sebze ve sabuncu arabaları, otobüsler, kamyonlar ve tankerlerle Üngör, daha konservatuvara bile girmeden önce Türk müziğiyle ilgilenmeye başladığında hangi konularda uzmanlaşabileceğini düşünmüş ve yayıncılık ile çalgıları seçmiş; "Çalgıları toplamak için bütün Anadolu'yu gezdim. Önce sanat müziği çalgılarını topladım sonra baktım ki halk çalgılarının zenginliğinden kimsenin haberi yok, araştırma yapılmamış, ben de bunu yapmayı göze aldım. 1973 yılında tamamladım ve müze vasfına haiz oldu ve 1973'ten sonra da daha da gelişti.'' Üngör'ün 750 küsur parçadan oluşan koleksiyonuyla Koç ve Sabancı dahil olmak üzere birçok işadamı ilgilenmiş ama bir adım atılamamış. Hatta 1998'de dönemin Kültür Bakanı İstemihan Talay, evine kadar gelip gördüklerinden çok etkilenmiş. Yıldız Köşkü'nde düzenlenen bir basın toplantısıyla da çok yakında bir müze açılacağı açıklanmış ama o tarihten bu yana bir ses çıkmamış.
1300 YILLIK ÇALGILAR Üngör'ün 60 yıllık birikiminin üç ciltlik bir ansiklopedide değerlendirilecek olması ise son aylarda uykusunu kaçırmaya yetmiş. "1300 Yıllık Türk Çalgıları Ansiklopedisi'' adıyla Timaş Yayınları arasında çıkacak ansiklopedinin hazırlıkları 8 aydır aralıksız sürüyor. Ansiklopedide Uygurlar'dan başlayarak Selçuklular, Osmanlılar ve Cumhuriyet döneminin çalgıları yer alıyor. Üngör'ün kendi arşivindeki yüzlerce çalgı fotoğrafının yanı sıra Topkapı Müzesi, Divan Edebiyatı Müzesi'ndeki gravür ve minyatürlerin de resimlerinin yer aldığı ansiklopedinin diğer dillere çevrilmesi de planlanıyor. Türk müziğinin dünyanın en zengin çalgı çeşitliliğine sahip olduğunu söyleyen Üngör, bu konuda öncü olmakla gurur duyuyor; "Cumhuriyet kurulalı beri bugüne kadar Anadolu'da birçok inceleme yapıldı. Masalları, kıyafetleri, yemekleri incelediler ama çalgıları incelemediler. Bir tek ben inceledim. Türk çalgıları dünyanın en zengin çeşitliliğine sahip. Batı kaynaklarına bakın bir tek davul, zurna, bağlama, kaval var o kadar. Müze ve ansiklopedi için daha önce bakanlığa müracaatım oldu, özel yerlere başvurdum ama hiçbiri cesaret edemedi. Bu 'ha' deyince olacak bir iş değil. Bir ekip işi... Türk minyatürlerindeki çalgılar da kitapta yer alacak. Ayrıca karakalemle yapılmış gravürler de var." Üngör, gözü gibi sakındığı ve bugünkü değeri 2 milyon dolar olan koleksiyonunu tek tek satmayı düşünmüyor: "Herkes alamaz. Öyle tek tek satmıyoruz. Sergi teklifleri de oluyor ama kabul etmedim. Biri bir çarpsa paramparça olur. Rahmetli Barış Manço bir gün çekim yapmaya geldi ve 'Sigortası var mı' diye sordu. Sigorta ne yapar? Para verir, çalgıyı yerine koyamaz ki... Parayı ben ne yapayım. Eğer bir yerde müze yapılsa orada konserler de verilir.''
MUSİKİ MECMUASI ARTIK YOK İstanbul Radyosu'nda 1950'deki açılışından itibaren 10 yıl kanun çalan Üngör, yazı işine girdikten sonra aşık olduğu sazını elinden bırakmak zorunda kalmış: "Aşıktım sazıma. Yarabbi hangi güç bunu elimden alabilir, kim mani olabilir' derdim. Allah'ın gücüne gitti herhalde. Allah da 'Ben seni bir yazı işine bulaştırayım, bak bir daha elini sürebilecek misin' dedi. 44 yıl hiç elimi süremedim kanunuma... 52 yıl çıkan Musiki Mecmuası'nı 40 yıl ben yayınladım. Dünyada 40 yıl aynı dergiyi yayınlayan başka bir adam yok. Alman kompozitör Robert Schuman 23 yıl bir müzik dergisi yayınlamış, öldükten sonra Alman Hükümeti onu devam ettiriyor. Dergi 160 yaşlarında... Bizim dergimiz ise artık yayınlanmıyor.'' Üngör'ün 40 yıl emek verdiği Musiki Mecmuası'nın yayınına da takım rekabeti neden olmuş; "Derginin son sayısında Fenerbahçe marşlarını topladım. Dergiyi bir şirket basıp satıyordu. Ben kapağına ilk defa yayınlanan Fenerbahçe marşını yazdım; üçgen şeklinde FB bayrağı ve ortada FB amblemi, taslağı yapıp gönderdim. Dergi bir geldi, ölecektim az daha.. Baktım kapağa Sultan Hamid zamanından kalma bir marşın kapak resmini koymuşlar. Onlar GS'li olduğu için kasten yapmışlar. Böylece dergiyi kapattım.
Figen YANIK
|
|
|
|
|
|
|
|
|