|
|
|
|
|
Kaynananın sözü geçer
|
|
Gelin kaynana meselesinin ne kadar önemli olduğunu televizyonda bir kez daha gördük. Eskiden de kaynanalar ince eler sık dokur ve gelin adayının kabusu olurdu. Kararı hep onlar verirdi.
Kaynanalar seçer
İster görücü usulü ister tanışarak olsun, eş seçiminde kaynananın ağırlığı hissedilir. Televizyon programları da bu gerçeği kanıtladı.
Gelin - kaynana meselesinin ne kadar önem taşıdığını televizyon programlarında bir kez daha gördük. Eş bulmayı hedefleyen programlar, izleyici açısından Türkiye'nin hayati meselesi Avrupa Birliği'nden hiç de aşağı kalmadı. Gelin seçmenin genelde kaynana onayından geçtiğini ve yuvaya giden yolun kaynana kapısından geçtiğini gördük. Değişen bir şey yok. Eskiden de kaynana takımı ince eler, sık dokur ve gelin adayının kabusu olurdu. Değişen şimdi sadece usul. İster görücü usulü, ister tanışarak olsun, kaynananın ağırlığı her zaman hissedilirdi. Erkek tarafı beğenme hususunda alabildiğine tedbirli davranır, neredeyse bir hafiye ve ön araştırma timini faaliyete geçirirdi. İlk önce, gelin adayı tespit edilir ve sonrasında iş görücüye kalırdı. Görücü hanımlar ev ziyaretinde ikram edilen kahveleri bilerek ağır ağır içerlerdi. Böylece daha iyi tetkik imkanı bulurlardı. Kapı dibinde bekleyen kızın kekeme ve peltek olmadığını anlamak için tuhaf hikayeler anlatarak kendisini güldürmeye ve konuşturmaya çalışırlardı. Tetkiklerin arasında kızın temizliği de vardı. Odada yalnız kaldıkları anda beyaz eldivenlerini kanepe ya da masa altlarına hafifçe sürterlerdi. Bu toz alınıp alınmadığını ortaya koyardı. Daha titiz olanlar ise tuvalet kontrolü yapardı... "Nalınlar limon gibi ovulup yan yana çevrilmiş mi? Havlular lavanta çiçeği ile mis gibi kokuyor mu?" anlarlardı. Ancak bu tetkiklerde kız beğenilmiş, görücüler tarafından oğlana layık görülmüşse sohbet daha da koyulaşacak, fotoğraflara bakılarak samimi bir hava içinde ilk sonuçlara varılacaktır. Görücü ziyaretlerinde bazen beklenmeyen durumlar da görülürdü. Kızın misafir karşısına çıkmaması durumunda "burnu büyük" veya "kaprisli" yorumu yapılırdı. Ama daha çok, görücü karşısına çıkmayan kız genellikle "sevdalı" olarak nitelendirilirdi. Görücüleri bekletmeden ortaya çıkan kızı ise bazıları "koca delisi" olarak addederdi.
GÖRÜCÜYE ÇIKAN ERKEK Özellikle varlıklı kız ailelerinin sadece fotoğrafı ile yetinmeyip müstakbel damat adayını görmek istemeleri ile erkeğin de görücüye çıktığı vaki idi. Bu gibi durumlarda damat adayı bir bahane ile kızın evinin önünden geçirilirdi. Aile efradı da pencere ve kafes arkasına dizilerek bu geçişi izlerdi. Ardından kızın ağzı tekrar aranacak ve: "Ayol çok da yakışıklı delikanlı... Boylu boslu, kaytan bıyıklı, hünkar damadı gibi maşallah" sözleri ile görüşü etkilenirdi. Kız gülümsüyorsa beğendiği anlamı çıkardı. İşin bir de beden keşfi vardır. Ve en iyi keşif mahalli hamamlar olup, en iyi kaşiflerin natırlardan çıktığı bilinirdi. Natırlar hamam ajanları içinde hatırı sayılır bir yer işgal ederler. Bu ajanların sadece elleri iş görmez hem muhabbet hem de keseleme ile kızın tüm bedenini bir doktor ciddiyeti ile inceleyip hafıza kaydına alırlar. Gördüklerinin yanı sıra kızın marifetli mi, huysuz mu, eli açık mı, geveze mi olduğunu anlayıp, durumu sözlü bir raporla erkek tarafına bildireceklerdir. Bir yandan keselerken iltifatlar yağdırırlar, bir yandan da onca yılın tecrübesi ile vücut tetkikini tamamlarlar. Ancak bu arada erkek tarafından birisi de kurnanın öbür yanında "günün mana ve ehemmiyeti" ne müdrik olarak adayı tarassut altında tutmaktadır. Böylece kız saçından tırnağına kadar "röntgen"den geçirilmekte aksak mı, düztaban mı, sıska mı, yoksa derya kuzusu mu görülecektir. Bazen "hayırlı tesadüf"ler ile taraflar aynı kurnanın çevresinde karşılaşabilir. Müstakbel kaynana, görümce gibi dest-i izdivacın önem taşıyan fertlerini de görmek hasıl olacaktır. Hararetin yükselmesi ile bedenler giderek pembeleşmeye başlayacak, kızın yanakları mahcubiyet ve hararetten al al olacaktır. Sabunlanma ise bu tetkikin son faslı olup, anatomik gözleme eski kaynanaların getirdiği harika bir yöntemdir. "A benim dünyalar güzeli kızım, hele şu sırtıma bir sabun sürüver." Gelin adayı pür dikkat yaklaşacak ve kaynananın uzattığı sabun düşüverecektir. Eğilip sabunu aldığında ise tüm anatomik tetkikler bitmiştir. Karın ve göğüslerin diriliğinden, kalçaların yapısının çocuk yapmaya müsait olup olmamasına kadar her şey görülür.
|
|
|
|
|
|
|
|
|