|
|
Cem Yılmaz bu filmi ne için yaptı?
Siz hiç küfretmiyor musunuz kardeşim, çevrenizde küfürlü konuşan da yok mu? Yoksa ben başka bir gezegende mi yaşıyorum? Pazar geceleri futbol programlarını da mı seyretmiyorsunuz?
Ne komik bir milletiz biz. Bir haftadır sadece G.O.R.A. konuşuluyor. Yok efendim uzay görüntüleri yetersizmiş, yok Cem Yılmaz'lı sahneler dışında pek gülemiyormuşsunuz. Hülya Avşar da çıkıp "Biz sabun köpüğü gibi film çekmedik, film çektik" gibi abuk bir açıklama yapmış. Ya Erol Aksoy'a ne demeli? Bir sinema gişesinin önünde görüntülenen işadamı "Sakın G.O.R.A.'ya gittiğimi yazmayın, o filme çocuğumu götürmem çünkü çok küfürlü bir film" demiş. Alacakaranlık kuşağı gibi... Bir adam çıkıyor ve bir film yapıyor. Bu adam tüm milletçe kahkahalarla güldüğümüz bir adam. Öyle hayranlarını tanıyorum ki sadece "a" demesini görmek için bile peşinden gider. Filmi niye yapıyor?
Bu film Türk klasikleri arasına girsin diye mi? Yoksa bütün sinema eleştirmenleri tam not versin diye mi? Para kazanmak için yapıyor filmi ey ahali, para kazanmak için. Bu eleştiriler ve saçma tartışmalar da en çok onun işine yarıyor, film konuşuluyor daha çok para kazanıyor. Hangi senaryo yazarı bu faktörü düşünmez ki? Adam kariyerini oyunculuktan yapmamış, Oscar almaya hevesleneceğini de sanmıyorum. Önümüzdeki 10 yıl içinde eğer bir beyin sarsıntısı geçirmezse Avrupa sinemasında bir başrol kapmayı düşündüğüne de ihtimal vermiyorum. Hedef oyunculuk kariyeri değil, filmin yönetmeni zaten o değil. Peki nedir bütün bu çaba? Hepimiz uzay meraklısı olduğunu biliyoruz zaten. Oturuyor bir hikaye yazıyor, içine espriler katıyor. İyi bir kadro kuruyor ve çeşitli şanssızlıklar sonucunda (Bkz. Uzan dosyası) filmin vizyona girmesi gecikiyor.
***
Ne yalan söyleyeyim en çok Erol Köse'nin açıklamalarına güldüm. Televizyonda bilmiş bilmiş "Bu film kesilmiş, 10 kilo kıymadan 5 kilo kıyma çıkmış, gerisi nerede, halk kandırılıyor" diye bağırıyordu. Filmi gördünüz mü bilmiyorum. Ben gördüm. İlk yarısında gerçekten çok güldüm. İkinci yarısında biraz sıkıldığım sahneler oldu ama genel olarak G.O.R.A.'yı beğendim. Gay robotu canlandıran Ozan Güven'in oyunu bir harika. Cem Yılmaz'ı anlatmama zaten gerek yok. Tiplemeleri güzel, kimse kusura bakmasın ama küfürleri de komik çünkü hayatın içinden. Bazen çok ikiyüzlü oluyoruz biz. Amerikan sinemasının sokak ağzını dinlemeye koştura koştura gidiyoruz, Bruce Willis ya da Denzel Washington'ın ağızlarını doldura doldura "fuck"lı cümleler kurmasına bayılıyoruz da iş Cem Yılmaz'a gelince "Ay çok ayıp" mı oluyor? Nasıl komik bir milletiz biz böyle. Siz hiç küfretmiyor musunuz kardeşim? Hadi diyelim küfretmiyorsunuz çevrenizde küfürlü konuşan da mı yok? Yoksa ben başka bir gezegende mi yaşıyorum? Pazar geceleri futbol programlarını da mı seyretmiyorsunuz? Ya da gazetelerin spor sayfalarını okumuyor musunuz? Onlar daha üsturuplu demeyin sakın. Bu işin usturuplusu, üstü kapalısı olmaz Bu arada size yeni bir bilgi. Cem Yılmaz'ın filmde Matrix filmindeki gibi yerden havalanıp bütün izleyiciye hareket çektiği bir bölüm var. O bölümü kendisini abuk sabuk eleştirenler için özel olarak sonradan eklemiş. Yani yeni bir bölüm o. Buna ne dersiniz? Hadi bakalım...
Erol Köse sen hiç merak etme filmin 5 kilosunu ikinci G.O.R.A. için saklamışlar yapımcı olur musun diye sana teklif getireceklermiş. Hülya'cığım, senin filmin de çok iş yapar inşallah. Yapsın tabii. Türk sineması her zaman iş yapsın. Hatta o kadar iş yapsın ki G.O.R.A. gibi ikinci haftaya bilet bulmakta zorluk çekelim. Erol Aksoy'a gelince, Bridget Jones-2 geliyormuş, hani oğlu için. Ama araya iki ufak küfür koymuşlar, benden uyarması. Bridget Jones bile masum değil yani...
|