kapat
   
SABAH Gazetesi
 
    Yazarlar
    Günün İçinden
    Ekonomi
    Gündem
    Siyaset
    Dünya
    Spor
    Hava Durumu
    Sarı Sayfalar
    Ana Sayfa
    Dosyalar
    Arşiv
    Etkinlikler
    Günaydın
    Televizyon
    Astroloji
    Magazin
    Sağlık
    Cumartesi
  » Aktüel Pazar
    Otomobil
    Sinema
    Çizerler
Bizimcity
Sizinkiler
emedya.sabah.com.tr
Google
Google Arama
 
Ergun Hicyilmaz @ SABAH
 

5 asır aynı toprakta yaşadık

Osmanlı'da gayrimüslimler hep millet kavramı içinde yer almıştı. Din ayrımı yapılıp müslümanlar içinde eritilmemişti.

Türkiye'de gayrimüslimler konusu Avrupa Birliği randevusu öncesinde hararetlendi. ABD Büyükelçisi'nin Fener Rum Patriği için kullandığı "ekümenik" sıfatı gerginlik yaratmış ve Türk yetkilileri evrensel anlamına gelen bu sıfatı protesto etmişti. Antalya Belek'te cami, kilise ve sinagog ile üç dinin ibadet merkezinin açılışı ve Başbakan Erdoğan'ın Sırp Ermeni Pırgiç Vakfı'nın törenine katılması havayı yumuşatmış ama ardından Heybeliada Ruhban Okulu'nun 17 Aralık'tan önce açılması için Washington'un verdiği sinyal düşündürücü olmuştu.
Genel anlamda gayrimüslimlerin geçmişteki durumu neydi? Osmanlı onları hangi statüde görüyordu? Fethedilen topraklardaki farklı din ve kültüre sahip gayrimüslimler Müslümanlar içinde eritilmemişti. İslam topraklarında Halife'nin güvencesindeki dinlerini muhafaza ederek hayatlarını sürdüren ehl-i kitap kişilere "zimmi" adı verilmişti. Gayrimüslimlerde esas olan milliyetler değil, din ya da mezhepleriydi. Grupların her birine bu nedenle "millet" denilmişti. Millet ise Arapça karşılığı ile "din ve mezhep"di. Aynı din ve mezheplerde bulunanlar, yani cemaatler millet olarak telakki ediliyordu. Millet-i İslam, Millet-i Rum, Millet-i Ermeni gibi...
Fatih devrinde Rumlar'ın kendilerine bir "Patrik" seçmeleri uygun bulunmuştu. Bulgar Kilisesi ise 870'den itibaren Rum Ortodoks Kilisesi'ne bağlanmıştı. Yahudiler de Fatih devrinde Hahambaşı liderliğinde "millet" statüsüne bağlanmıştı. Ermeni Patrikhanesi ise yine Fatih tarafından 1461'de kurulmuştu. Yahudi ve Rumlar'a tanınan haklar onlara da verilmişti.
Osmanlı gayrimüslimlerin nüfus kayıtlarına bağlı teşkilatları tarafından tutuluyor, doğum, evlenme ve ölüm işlerini Patrikhane gibi dini kuruluşlar yapıyordu. Enteresan olan, Osmanlı İmparatorluğu yönetimi bunu teşkilatlardan öğreniyor ve cizye vergisi mükelleflerini de bu belirlemelere göre tespit ediyordu. Osmanlı'daki ilk nüfus sayımı 1831'de yapılmış. Ve istatistik umum müdürlüğü'nün 1943 verilerine göre Müslüman ve Hıristiyanlar'ın sayımı şöyle açıklanmıştı: Müslümanlar genel nüfusun yüzde 66.33'ünü, 3 milyon 753 bin 620 kişi ile teşkil ediyordu. Hıristiyanlar'ın nüfusu 1 milyon 170 bin 25, yüzdesi ise 31.9'du. Ermeniler 20 bin 309, Yahudiler ise 17 bin rakamına ulaşmıştı. Ermeni vatandaşımız Mıgırdıç Sınabyan, İstatistik Umum İdaresi'nin Müdürlüğü'nü 1887-1903 arasında yapmıştı. Yahudi Fethi Frako ise ondan önceki müdürdü.
Ermeni sorunu olduğu dönemde böylesi göreve bir Ermeni'nin getirilmesi, Osmanlı'da gayrimüslimlere nasıl bakıldığının bir delilidir.

CEMAATLERE İZİN

18. yüzyıl sonrasında dini yapıların yeniden inşaasına izin verilmişti. Küçük Kaynarca Anlaşması buna elveriyor ve Rusya'nın Beyoğlu'da bir kilise yaptırmasını onaylıyordu. Osmanlılar gayrimüslimlerin dini çalışmalarına müdahalede bulunmamış, hatta onlara ait cemaatleri de denetlememişlerdi. Bu cemaatler bazı gümrük muafiyetinden yararlandırılmış ve kilisenin eşyalarının gümrüksüz getirilmesi için 1864'de bir karar alınmıştı. Ayrıcalıklar hukuk alanında da vardı. Cemaat dini liderlerinin yargılanması doğrudan Divan-ı Hümayun'a havale edilir, davada sadrazam ile kazaskerler bulunurdu. İmparatorluktaki gayrimüslimlere ait okullara 1897 tarihi ile baktığımızda, rüştiye ve idadi okullarının İstanbul'daki toplamının 226 olduğunu görürüz. Bu okullarda otuz bine yakın gayrimüslim öğrenci vardı. İstanbul'da en fazla öğrenci 148 okulda okuyan 14 bin 503 öğrencili iptidaiye idi.
Millet kavramı içinde yer alan ve bu görünüş altında devlet hizmetinin her kademesine getirilenleri "Tarihin Işığında Gayrimüslim Türkler" kitabında ciddi şekilde araştıran Yalçın Öcal yüzlerce isim sıralıyor. Onlar,
Osmanlı Meclis-i Mebusan'da vardır. İttihat Terakki'de de yer almıştır.
Avram Aciman, Birinci Mebusan Meclisi'nde İstanbul'u temsil eder. Menahim Salih Bağdat, Daviçon Levi Yanya ve Ziver Efendi ise Saray Bosna milletvekilidir. 1908'in ikinci Mebusan Meclisi'ne baktığımızda, İstanbul mebusu olarak Vitali Faraci'yi görüyoruz. Emanuel Karasso Selanik, Neszim Mazliyah İzmir, Hazkiyal Sason ise Bağdat mebusudur.

YAZARIN ÖNCEKİ YAZILARI
 Bir bayram daha geçecek   / 14-11-2004
 "Baba"lar ve oğulları   / 06-06-2004
 Mazinde bir tarih yatar   / 16-05-2004
 Yarınların umudu çocuklarımız oldu   / 25-04-2004
 Hayat zaten sinemadır   / 11-04-2004
 Bu toprakların gayrimüslimleri   / 14-03-2004
 Ebedi aşklarımız nasıl tükendi?   / 15-02-2004
 Türkiye'de star'lar hiç bitmez   / 08-02-2004
    Aktüel Pazar Yazarlar
  » Güncel
    Hobi
    Röportaj
    Gurme
    İyi Yaşa
BALÇİÇEK PAMİR
Kaynanaların kaynanası Semra Hanım çok...
ÖNCEL ÖZİÇER
Zeytinyağlı bakla bekleyebilir
Kadın-erkek...
MEHMET ALTAN
"Yoksuluz gecelerimiz çok kısa"
Geçen gün Refik...
REFİK DURBAŞ
Bu sevdadan sana ne?
Sesimi bıraktım sana... Adımı...
ERGUN HİÇYILMAZ
5 asır aynı toprakta yaşadık
Osmanlı'da...
STELYO BERBERAKİS
Kültür farkımız var mı?
İstanbul'daki tavernalarda Rum...
YASEMİN TAŞKIN
Konferanslar bitmiyor
Aynı gün iki ayrı konferansa...
Bebek Sarıyer arasında keyifli bir Boğaz turu
Bebek Sarıyer arasında keyifli bir Boğaz turu
Asuman Dabak, Küba'nın Barbunya Adası'na yaptığı yolculuktan yeni...
ABD-Rus yapımı bölgesel jet geliyor
ABD-Rus yapımı bölgesel jet geliyor
Yıllardır sivil uçak pazarında yeni bir model geliştiremeyen Rusya...
2004'te tıpta bunlar konuşuldu
Her geçen gün yeniliklere imza atan tıp dünyasında bu yıl da çığır...
Süt ve süt ürünlerini çok tüketen kadınlar göğüs kanseri olabiliyor
Yapılan son araştırmalara göre fazla kalsiyum ve hayvansal protein...
Semerkant'ta topik peşinde
'Sofranız Şen Olsun' Ermeni mutfağını anlatıyor. Öyle leziz şeyler var ki,...
Ölümsüz zeytin ağacını ellerimizle yok ediyoruz
Ege ve Akdeniz'in zeytinlikleri acımasızca talan edilerek yazlık siteye...
 
    Günün İçinden | Yazarlar | Ekonomi | Gündem | Siyaset | Dünya | Televizyon | Hava Durumu
Spor | Günaydın | Kapak Güzeli | Astroloji | Magazin | Sağlık | Bizim City | Çizerler
Cumartesi | Aktüel Pazar | Sarı Sayfalar | Otomobil | Dosyalar
   
    Copyright © 2003, 2004 - Tüm hakları saklıdır.
MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş.