Medeniyetler Çatışması
İtalya'nın teröristlerle mücadelede Fransa'dan öğreneceği çok şey var
Geçtiğimiz yaz Rusya Devlet Başkanı Putin'i Sardunya'daki yazlık villasında misafir eden ve birlikte şov yapan, havuz başında söylediği şarkılarla yine İtalyanlar'ı şaşkına çeviren Başbakan Silvio Berlusconi, aynı popülariteyi bu yaz tutturamadı. Yüzüne estetik de yaptırdıktan sonra artık saç ektirip başına bandana bağlasa bile İtalyanları yeterince şaşırtamıyor. "Berlusconi'dir ne yapsa yeridir" tarzında bir yaklaşım İtalyanlar arasında da yerleşmekte. Geçtiğimiz 10 gün içinde kaçırılan ve öldürülen İtalyan gazeteci Enzo Baldoni etrafında dönen olaylar İtalyanlar'ın kendi hükümetlerine duydukları güvende yeni bir gedik açtı. Serbest gazeteci Enzo Baldoni, Kızıl Haç'ın konvoyu ile Bağdat'tan Necef'e giderken kendilerine Irak İslami Ordusu adını veren silahlı grup tarafından kaçırıldı. İtalya'ya 48 saat süre veren teröristler bu sürenin dolması ile Baldoni'yi katlettiler. İtalya bu süre içinde diplomatik yoldan vatandaşını kurtarmak için ne yaptı? İtalya Dışişleri Bakanı Franco Frattini teröristlere taviz vermeyeceklerini sert bir dille bir basın toplantısında açıkladı. Yani teröristlerin, "İtalyan askerleri Irak'tan çekilsin" çağrısına "Hayır çekilmeyeceğiz" yanıtını verdi. Hem de bir vatandaşının hayatı bu fanatiklerin elindeyken. Gerekli miydi? İtalya'daki şok şok devam ederken kaçırılan iki gazetecinin kurtarılması için Fransız hükümetinin izlediği strateji olaya yeni bir boyut kazandırdı. Fransız gazeteciler Chesnot ve Malbrunot için 5 milyon Fransız Müslüman da dahil olmak üzere tüm Fransa harekete geçti.
FRANSA'NIN AKILLI STRATEJİSİ Devlet başkanı teröristlere "evet" demeyen ancak provakatör bir biçimde "hayır" da demeyen sağduyulu bir konuşma yaptı. Başbakan Raffarin muhalefet liderlerini bir araya topladı. İçişleri Bakanı Dominique de Villepin, Fransa'daki Müslüman liderlerle bir araya geldi. Dışişleri Bakanı hemen Ortadoğu'ya hareket etti. Mısır ve Irak'taki Sunni ve Şii liderler olaya karşı duyarlı hale getirilirken Hamas gibi örgütlerin liderleri bile Fransız rehinelerin bırakılması için çağrıda bulundular. Gazeteci Enzo Baldoni'nin kurtarılması için benzeri bir çabayı göstermekten aciz kalan İtalyan diplomasisine karşın Fransız hükümetinin izlediği akıllı ve soğukkanlı strateji İtalyanları bu olay hakkında daha fazla düşünmeye itiyor. Irak savaşına katılmayan Fransa'nın "kamusal alanlarda başörtü yasağı"nın yürürlükten kaldırılmasını talep eden teröristler, karşılarında ilk olarak Fransız Müslümanları buldular. Başörtü yasağına karşı mücadele eden genç bir Müslüman kadın, teröristlere rehinelerin yerine kendisini önerdi ve "Başörtümün kanla lekelenmesini istemiyorum" dedi. Fransa, teröristlerin başörtü şantajı karşısında bölünmedi. Fransız Müslümanlar artık cumhuriyeti içlerine sindirdiklerini ve entegre olduklarını gösterdiler. İtalyan Senatosu Başkanı Pera, gazeteci Enzo Baldoni'nin öldürülmesinin hemen ardından "medeniyetler çatışmasından" dem vurarak Batı'nın kendisini yok etmek isteyen İslam'a karşı bir pakt imzalaması gerektiğini belirtti. İki Fransız gazetecinin en büyük şansı da kendilerini kurtarmaya çalışan devlet adamlarının haçlı zihniyetine sahip olmaması, bir de tabii ki devletin gururunun vatandaşının yaşamından daha değerli olmaması. Chesnot ve Malbrunot sağ salim Paris'e dönerlerse Fransızlar iki vatandaşlarının hayatını kurtarmaktan öte laik ve cumhuriyetçi bir devlet anlayışı etrafında Fransız Müslümanları'nı daha fazla entegre etmiş olmanın zaferini de yaşayacaklar. İtalya'nın ise bu olaydan alması gereken çok ders var.
|