Şimdi Ne Olacak?
Zina konusunda İtalya'da herkes "Neden kendi ayağınıza kazmayı vuruyorsunuz?" diye soruyor. Avrupa basınına çarpıtılarak yansıtılan İzmir'de boğulan 5 başörtülü kızın haberi de hala medyada kullanılıyor
Gün yok ki İtalyan basınında, radyolarda ve televizyonda Türkiye'den söz edilmesin. Aslında şu zina meselesi yüzünden yeni TCK tasarısı ile getirilen yenilikler de konuşulmaya başlanmıştı. RAI Televizyonu'nda ve radyolarda benden istenen görüş ve yorumlarda da dikkatleri yapılan olumlu değişikliklere çekmeye çalıştım. Zaten bu arada zinanın cezalandırılmasıyla ilgili maddenin yasaya girmeyeceği belli olmuştu. İtalyan basınında AB'den ve sivil toplumdan gelen tepkiler sonucu alınan bu karar karşılığında hükümetin iyi niyet ve olgunluğundan söz ediliyordu. Bakalım şimdi ne olacak? TCK donduruldu. Buradaki Müslüman cemaatlerden birinin lideri olan bir İtalyan bana "Neden kendi ayağınıza kazmayı vuruyorsunuz?" dedi. Tarihi gün 6 Ekim yaklaşırken Türkiye'deki her olay Avrupa açısından siyasi bir perspektife konarak okunuyor. Corriere della Sera gibi büyük bir gazetenin en çok okunan yazarı kendi sayfasında her gün Türkiye'yi tartışıyor. Paolo Mieli la Stampa, Corriere della Sera gibi gazetelerin genel yayın yönetmenliğini yapmış bir isim. Şimdi Rizzoli yayın grubunun başında. Mieli, bir okuruna yanıt verirken "Ben karşı değilim ama..." diye başlayarak "Türkseptikler"in nedenlerini sıralıyor. Corriere della Sera okuru bunca terörizmden, köktendincilerden yakınan medyasına soruyor: "Türkiye gibi ılımlı Müslümanlar'ın yaşadığı bir ülkenin AB'ye girmesi, ılımlı İslam'la diyalog adına kaçırılmayacak tarihi bir fırsat değil midir?" Mieli de benim artık "Türkseptik" diye adlandırdığım Avrupalı entelektüel kesimden. Başlıyor Türkiye'yi istemeyenlerin argümanlarını sıralamaya. En önemli referanslarından biri de Fransız tarihçi Jacques Le Goff. Le Goff'un Katolik le Croixe ve Avvenire gazetelerine verdiği mülakat, neredeyse Türkiye'yi istemeyenlerin elinde bir başvuru metni.
TARİH VE KÜLTÜR FARKI Le Goff'a göre Türkiye'nin Avrupa sayılmamasının nedenleri arasında dini nedenler kesinlikle yokmuş. İslam ve Avrupa, çelişki içinde değilmiş çünkü Boşnak ve Arnavutlar da Avrupalı ancak Müslümanmış. Le Goff, motivasyonları arasında coğrafya, tarih ve kültürü öne sürüyor. Roma'nın merkezini aranızda ziyaret edenler varsa, kolezyumun olduğu yoldaki adı Via dei Fori İmperiali'dir, Roma İmparatorluğu'nun doğuşu ve büyümesi yer alır. Bu haritada Roma'nın Asia Minore (Küçük Asya) denilen topraklara nasıl yayıldığını, kocaman 4 blok mermer üzerine işlenen haritayı görürsünüz. Herhalde coğrafi, tarihi açıdan Türkler'le ya da Türkiye ile hiçbir alakamız yok demek için "tarihçi" olmak lazım. Türkler'in ılımlı Müslüman olmadığına dair sık sık verilen örnek de hem Le Goff hem de İtalyan "Türkseptikler" açısından aynı. Bu yaz İzmir'de boğulan 5 başörtülü kızın hikayesi. Bu haberin Avrupa basınına yansırken çarpıtılan yanı ise boğulan kızların başında bir imam olduğu ve bu imamın emriyle kızların mahrem nesneler olarak kurtarılmadığı hikayesi. Türkiye'deyken de haberi yazan Hürriyet ve Sabah muhabirleri ile konuştum. Olay yerinde kesinlikle imam olmadığını söylediler. Bu haber hangi noktada çarpıtıldı? Kasıt var mı? Belli değil. Ortada olan tek şey İtalyan medyası tarafından hala kullanılır olması. Sorulan soru da şu. "Böyle olayların olduğu bir ülke Avrupa'da yer alabilir mi?" Hal böyleyken şu zina meselesi yüzünden hakikaten bir de biz kazmayı ayağımıza vurmuyor muyuz?
|