Teşhiste geç kalmayın
Ne yazık ki her yıl yüz binlerce insan kanser hastalığına yakalanıyor ama artık ülkemizde de uygulanan tedaviler çok iyi sonuçlar veriyor. Yeter ki benim gibi umursamaz olmayın, ilk şaretleri dikkate alın
Merhaba. Yine bir hafta sonu ve biz yine bu köşede birlikteyiz. Geçen hafta esas gelin ve damat Turna ve Osman'ın resmini koymuştuk. Ama resim altı yanlışlıkla İstanbul yazılmış. Halbuki nikahları bizimle aynı gün, aynı yerde olmayı çok istedikleri için Houston'da o güzel nehir kenarındaki restoranda kıyıldı. Biz şimdi geçen hafta kaldığımız yere dönelim tekrar. Hem bizim hem doktorların hem Amerika'dakilerin gelişmeleri görmeleri için çekilmesi gereken baş ve boyun MR'ları vardı. MR deyince tetkikler yaptıranlar bilirler "Ay, o tabut gibi şeye mi girilecek'' diye tedirgin olanlar var. Hatta kriz geçirip giremeyenler bile vardır. Halbuki baş tarafı da ayak tarafı da açık bir mini tünel. Üstelik Nişantaşı Hüsrev Gerede Sokak'ta bulunan Medica'daki MR'ın kocaman penceresi bile var. Güle oynaya gittim. Koldan iğneyle de bakıldığı kısım dahil bir yarım saat uslu uslu hiç kıpırdamadan durdum. Şu MR çok matrak (kulağıma susturucu istememiştim) tik-tik-tik-tak-tak-tak - dırrrt- dırrtt -dirt sokakları tamir ederken çukur açan makineler vardır ya onun gibi sesler çıkarıyor. "İnşaat bitmediyse biraz daha dursaydım'' dedim. Güldüler. Hep birlikte Nişantaşı'nın o sıkışık binalarına bakınca tahmin edemeyeceğiniz büyüklükte otlar, çiçekler içindeki bahçesine çıktık. Tetkike gelenlerin yemek bile yiyebileceği oturma yerlerinde gazete okuyanlar, çay, kahve içenler... Sönmez'le el ele gezdiğimiz sonra birbirimizin omzuna yaslanarak bir bankta oturup "Ne oldu bize? Nasıl savrulduk buraya?'' diye düşündüğümüz parktan bile daha güzel. Dr. Murat Dinçer'i tebrik ettik. Ama esas teşekkürüm ilk tetkiklerim MR'lar, kan tetkikleri, röntgenler ve 3-4 saat kıpırdamadan durulması gereken ilaçlı, zahmetli kanserli bölgeleri işaret eden pet içindi. Houston'daki MD Anderson Hastanesi'nde nereden getirirseniz getirin tetkiklerinizi kendileri tekrar yapmakta çok ısrarlılar. Ama Medica'nın ürünleri ve raporlarından pek memnun kaldıkları için beni bir daha yormadılar.
TÜRK DOKTORLARA TEBRİK Raporlar, yorum ve teşhis çok doğru çıktı. Bir kere daha Türk doktorlarını takdir ettik. Artık o kadar iyi yetişmiş doktorlarımız, tetkik, tedavi yöntemlerimiz ve merkezlerimiz var ki. Televizyonda dizide oynayan, genç yaşta kanser teşhisiyle ve insanın içine dokunan hikayesiyle takip ettiğimiz genç kızımızı hem de işini bırakmadan iyileştirdiler. Binlerce, on binlerce neredeyse yüz binlerce iyileşen kanser hastası var ülkemizde. Çok yakında "Hekimlik başka, doktorluk başka'' diye tedavilerin radikalliğinden, doktorların hiç hasta psikolojisi düşünmeden pat diye her şeyi moral bozarak söylemesinden şikayet eden arkadaşım geçen aylarda iyileştiği raporunu alınca biraz mahcup "Çok söylendim ama meğer bu işi biliyorlarmış'' diye bu sefer övgüyle bahsetti. Ülkemizde her sene neredeyse yüz bin vaka görülüyormuş. Hastalar, teşhis konulanlar, onların yakınları veya "Acaba bugün başımıza gelir mi'' diye tedirgin olanlar... Böyle düşüncelere yüz vermeyin. Ülkemizde bu hastalıkla çok iyi mücadele ediliyor ve tedaviler de çok başarılı. Her sene iyileşen örneklerle dolu etrafımız. Sıhhatinizin kıymetini bilip doğru beslenin ve benim gibi boynunda bir lenf bezesi dört, beş olana kadar beklemeyin. İşaretler değişik olabilir. Ciddiye alıp yeter ki erken teşhisin çok önemli olduğunu unutmayın. Korkmayın tıp artık o kadar ilerledi ki çok ağır, çok ümitsiz denen hastaların iyileşme hikayeleriyle dolu. Hatta bir beyle konuştuk tedavimden önce. "Filiz Hanım ben içki, sigara içmem. Çiftliğim var. Ata binip, açık havada yaşar, doğal ürünlerle beslenirim. Üç sene önce akciğer teşhisi konduğu gibi birkaç aylık ömrüm olduğu söylendi. Bu yaşantıya karşılık inanamadım. Yedi ay neredeyse yatakta, hastanede geçirdim. Bir buçuk yıl uğraştım ama teslim olmadım. Hastalığı atlattığım gibi yalnız doğal ortamda yaşamak değil, şimdi hayatımın kıymetini bilerek sıradan günlerimin tadına vararak yaşıyorum'' diyerek bana kendi hikayesiyle moral verdi. Sıhhatimizin kıymetini hastalanmadan bilelim. Nasıldı o söz "Olmaya devlet cihanda bir nefes sıhhat gibi...''
|