Zor anlarda güç inançta aranıyor
İnsanlar hayatta kalma gücünü Tanrı'nın sembolünde buluyor. Tıpkı Kuzey Osetya'da rehin alınan çocuk gibi
Bugün çok keyifliyim. Zira reiki hocam Nilgün Thompson Marmaris'ten dönmüş. Ben 8 Eylül Çarşamba günü kemoterapiye başlamadan, o perşembe günü 2 aylığına Amerika'ya gitmeden önce bana uzun bir reiki yapmak istedi. Aradaki cumartesi ikimize de uygun geldi. Bir iki saatin bana on dakika gibi geldiği ışınlanma terapisi yaşadım. Bazen gecenin olmayacak saatlerinde düşünerek ondan bana yardımcı olmasını rica ederim. Çoğunlukla duyar ve belki de uykusundan kalkar, bana reiki yollar. Sonra konuştuğumuzda Nilgün Hanım bunları doğrular. Bazı şeylerin tesadüf olabileceğini tabii ki kabul ediyorum. Ama ne bileyim ben çoğunlukla tutuyor işte. Düşüncenin gücü bir gün mutlaka girecek hayatımıza. Nilgün Hanım, gururlu duruşuyla saygı uyandıran, yüzündeki ışıkla duru bir huzur veren eğer pozitif kişiliğiniz varsa size müthiş enerji geçiren, yoksa çok mesafeli biri. Küçük kardeşim Bircan Usallı Silan, Amerika'ya gitmemden önce Nilgün Hanım'ın reiki yapışını, o enerjiyi alırkenki duruşumu seyrederken etkilendi. Seans bittiğinde "Enerjinin hareketini gözümle görür gibi oldum, bir ara ikiniz de içinden aydınlanmış ampuller gibi ışık oldunuz. Yanlış mı görüyorum diye gözlerimi ovuşturdum. İçimde beni ağlatacak kadar değişik boyutta bir sarsılma oldu" diye anlattı. Çok sonra bu sabah (geçen cumartesi) Nilgün Hanım'ı bana bırakan Bircan'ın bir yerlere yetişmesi gerekiyordu. "Sizi düşünüp gözlerimi kapayacağım ve o anı görüp görmeyeceğimi sınayacağım" diye vedalaştı. Telefon edip sordum. Müthiş kelimelerle tekrar anlatacağını beklerken "Oradan oraya o kadar koşuşturduk ki hay Allah unuttum" demez mi çok güldüm. Nilgün Hanım gitmeden sohbet ettik. Bana "Bu hastalık tecrübesi size ne öğretti?" diye sordu. Düşündüm. "Sevginin en büyük zenginlik ve güç olduğunu, paylaşıldıkça büyüdüğünü, yakınlarımla ilişkilerimi pozitif anlamda değiştirdiğini, iyileştikten sonra canımı sıkan hiçbir şeyin iç dünyamı bu kadar etkilemesine müsaade etmeyeceğimi" öğrettiğini söyledim. - "Peki evrenin bütünlüğünü sağlayan enerji" diye üsteledi. "Evet dediğim gibi onu bir kere algılayıp bütünleşip sonsuz bir kabul ediş ve teslimiyete ulaşılınca oradan ışık almak çok kolaylaşıyor"diye yanıt verdim. Negatif enerjinin organize olduğunu, hedefi de bulunduğundan çok tahrip edici olabileceğini, oysa pozitif enerjinin hedefi insanlık olduğu için dağınık bir şekilde evrene yayıldığını konuştuk. Nilgün Hanım "Ne verirseniz o katlanarak size geri dönüyor" diye güzel bir yorum yaptı. Düşüncelerimi nasıl yorumlarsanız yorumlayın ama şunu unutmayın ki; insan zor anlarındaki gücü ancak inanç sistemlerinde bulabiliyor. Rusya'da Kuzey Osetya'da teröristlerin rehin aldığı çocuklardan görüntüler, hasta edecek kadar sarsıcıydı. Eminim bu satırları okuyan herkes benimle aynı görüşü paylaşıyordur şu an. Bir de kurtarılan bir çocuğun günlerce sıcakla mücadelesi, susuzluktan idrarını içmesi, gözündeki dehşet ama kanla kaplı minik avucunda sıkı sıkı tuttuğu ucunda haç olan kolyesi. Dini ne olursa olsun insanlar hayatta kalabilmek için Tanrı'nın bir sembolüne tutunarak güç buluyor. Tanrım ne oldu insanoğluna ki bu kadar vahşi, acımasız ve gaddar oldular. Olanlara artık inanamıyorum ve bir daha bunların hiç yaşanmamasını dilemekten başka bir şey de gelmiyor elden. Ne yazık ki...
|