|
|
Üç yıllık IMF programında ne olursa doping etkisi yapar?
1. Sıkı mali disiplin Programın olmazsa olmazı yüzde 6.5 faiz dışı fazlanın verilmeye devam etmesi. Bu, mali disiplinin sürdürüleceğini garanti altına alırken, aynı zamanda kamu borçlarının çevrilmesini kolaylaştıracak. Net kamu borcunun milli gelire oranını düşürmeye devam edecek ve 3 yılın sonunda muhtemelen AB standardı olan yüzde 60'in altına inilmiş olacak.
2. Cari açığa önlem Asıl olarak ülkelerin ödemeler dengesi sorunu ortaya çıktığında devreye giren IMF, Türkiye'de uygulanan program sonucu ekonomide istikrarı tehlikeye düşürecek bir cari açığa yol açtı. Üstelik IMF, Türkiye'ye destek vermek için dalgalı kuru şart koştu. Ama kurun dalgalı olması böyle bir cari açık vermeyi önleyemedi. Yeni program, tamamlanmakta olan mevcut programın bu hatasını mutlaka düzeltmeli.
3. Kapsamlı vergi reformu Kayıtdışılığın azaltılması, yatırım ortamının iyileştirilmesi, reel sektörün yeniden yapılanması, rekabet gücünün artırılması, yatırım ve istihdam artışı için; vergi sistemi komple elden geçirilmeli. Basitleştirme sağlanmalı, yüksek oranlar düşürülmeli, mümkünse tek oran haline getirilmeli. Vergi tabana yayılır ve kayıtdışını kayıt altına alırken, hem haksız rekabeti hem de oranların düşüşünden oluşacak vergi kaybını önler. Bunun için vergi idaresini etkinleştirecek yasal önlemleri de program garanti etmeli.
4. Özel sektör reformu Türkiye'nin rekabet gücünü artırması, ihracat artışını devam ettirmesi, talep artışı sonucunda enflasyonu yeniden azdırmaması, büyümenin istikrarlı devam etmesi, yeni istihdam yaratılması ve işsizlik sorununun kontrol altına alınması için, özel sektörün yeniden yapılanması şart. Kriz sonrası başlanan programının başarıya ulaşması da, bu özel sektör reformunun başarılmasına bağlı. Yavaş ilerleyen bu yapılanma, yeni programla ivme kazanmalı.
5. Finansal sektör reformu Özel sektör reformu için de, bankacılık reformu tamamlanmalı, sermaye piyasası reformu da gündeme alınmalı. Kamu bankalarının özelleştirmesi süratle yapılmalı. Özel bankaların sermaye yapıları güçlendirilmeli. Bankalar yeniden özel sektörü finanse eder hale getirilmeli. Yeni dönemin gereklerine uygun olarak, sermaye piyasası halka arzlar ve tahvil borçlanmaları yoluyla özel sektöre yeniden kaynak yaratacak bir yapılanmaya sokulmalı.
6. KİT reformu ve özelleştirme Kamuda başlayan reformlar sürdürülmeli. Enerji, telekominikasyon gibi alanlarda uygulama boşlukları giderilmeli. KİT reformu başlamalı ve özelleştirme daha zor koşullarda da olsa mutlaka yapılmalı.
7. Sosyal güvenlik reformu AB'de toplam bütçe açığının yüzde 3 ile sınırlandırıldığı bir dönemde Türkiye'de sadece sosyal güvenlik açıklarının milli gelire oranı yüzde 5 gibi çok yüksek bir düzeye çıktı. Burada alınan önlem belki hemen sonuç vermeyecek, ama ilerisi için umut yaratacak. Ayrıca mali disiplini sağlamak için de, bu reform şart.
|