Yine ve yeniden sol
Bugünlerde yine sol'u tartışıyoruz. Bu kuşkusuz son derece gerekli ve iyi bir şey. Sol düşünce ve siyasetin bir toplumun gündeminden düşmemesi sağlık işaretidir. Sağ'ın kendiliğinden, "anonim" biçimde yaşayan düşünce ve siyaset kalıplarına göre, sol düşünce ve siyaset daha "iradi" çabalar gerektirir çünkü. Sol düşünce ve siyasetin tartışılması verimlidir, ama bunun toplumun hayatına temas etmek noktasında yıllar süren bir ataleti de beraberinde taşıması çok sıkıntılı bir durum. Sadece sol açısından bakmamak gerekiyor bu sıkıntıya, toplumun sol siyasetten beklentileri ve bizzat siyasi hayatın sol'un dinamizmine duyduğu ihtiyaç bakımından da ciddi sıkıntılar var ortada. Sol ve sağ bir bütünün parçaları. Birinin aksadığı yerde, diğerinin de sağlığı etkilenir. Bu tablo da topyekun siyaseti zedelemeye başlar. O nedenle Türkiye'nin sol siyaset ihtiyacı, sadece solcuların siyaset yapma zemini ve fırsatları bakımından bir ihtiyaç değildir; demokratik siyasetin düzgünlüğü açısından da bir zorunluluktur. Bu nedenle keşke daha çok, daha sistematik ve sonuç almaya dönük tartışılsa sol siyaset, diye kaydetmek gerekiyor.
*** Sol siyaset tartışmalarında ise, demokratik siyasi hayat içinde sol siyasetin geleceğine dönük bir denklem kurulamıyor. Sol siyasi tartışmaların şemsiyesi altında, sol düşünce ve siyaset değil, solculuk şapkası altında siyaset yapan kişiler tartışılıyor sadece. Bu da başlı başına sol olmayan bir durumdur aslında. Bugün açıkça sorunun adı koyulduğunda, solcuların yaptığı tartışmaya "sol" demenin yanlışlığını söylemek gerekiyor. Bir şeyi solcuların tartışması, o tartışmaya kendiliğinden sol kimliğini kazandır(a)maz. Solda siyaset yapanların gündemi kendiliğinden sol siyasetin ajandası sayılamaz. Bu, açıkça ortaya koyulmadan ve bu ayrım temelinde tutum geliştirilmeden sol siyaset adına yol katetmek mümkün değildir. Öte yandan sol siyasetin doğasına ilişkin bir kafa karışıklığı gözlemleniyor. Bir zamanlar sık sık içine düşülen bir tartışmada olduğu gibi, "sol siyaset" ile "kitle partisi" olmak, ya da "sol adına" duruş geliştirip "merkez siyaseti" yapmak, birbiriyle çelişik, birbirini dışlayan hususlar gibi algılanıyor. O nedenle "sol duruş" yerine çoğu kez "solcuların durumu" ikame ediliyor.
*** Bugün gelinen noktada hem dünyada, hem de Türkiye'de yeni analiz şemalarına ve siyaset üretme yöntemlerine ihtiyaç duyulduğu açıktır. Sağın "anonim" siyaset algısına yatkınlığı ve istikrar vurgusunun sağın siyasal genetiğinin önemli bir parçası olması karşısında, soldan beklenen "değişim" dalgasını taşımasıdır. Peki ortada değişimi taşıyan bir sağ parti varsa ne olacak? Sol, değişimi sağ taşıyor diye, -şimdi olduğu gibi- değişime karşı çıkıp statüko safında mı yer alacak? Böyle bir durum sol'u değil, solcuları resmeder sadece. Gerçek sol siyasetin, değişimin sağ tarafından taşınmasını olumlu bulması ama değişim için yeni ve daha dinamik modeller önermeye yoğunlaşması gerekir. Bugün sol'un tek gündemi olmak zorundadır. Bu gündem, "solcuların iç tartışmalarını yansıtan retoriklerle kitlelerden nasıl oy alınacağı" değildir asla. "Sol bir duruş temelinde merkez siyaseti yapmak" sol siyasetin çıkış noktasıdır. Eşitsizliklerin giderilmesi için duruş üretilmesi, siyasal hayatın değişimci değerlerle donanması ve büyük stratejik zorunluluklara rağmen siyasi karar mekanizmalarına hümanist geleneklerin yansıtılması, sol siyasetin "yol haritası" olmak zorundadır...
|