Başkalarının (!) bayramı...
Aslında bir Galatasaraylı ya da Beşiktaşlı için bile, Fenerbahçe'nin şampiyon olmasından daha "can sıkıcı(!)" durumlar yaşanmaktadır ülkede ve dünyada... Ciddi şeyler ya da... Futbola herkesten farklı bakmaya çalışan "bu satırların yazarı" içinse; sizin renkleriniz dışında, başka renkteki bayrakların dalgalanıyor olması, asla "can sıkıcı" bir durum değildir. Önemli olan; hangi renkte olursa olsun bayrakların dalgalanıyor olmasıdır. Asıl can sıkıcı olan bayrakların sandıklarda "naftalinli" kalmasıdır. Hiç bayrak dalgalanmamasıdır yani... Asıl can sıkıcı olan; bayrak dalgalandıracak "hal ve mecal" bırakılmamasıdır kimsede... Şu günlerde "sarı-lacivert" bayrakların; genç-yaşlı, kadın-erkek, sokaklara dökülmüş onbinlerce insanımızın ellerinde yükseliyor olması; son tahlilde memleketimiz adına sevinilecek bir hadisedir. Daha önce, başka rakip takımların şampiyonluklarında, bu köşede büyük bir içtenlikle yazıldığı gibi; sokaklarda yaşanan "kitlesel" sevinçlerden, "örtülü" heyecanlar duymak pekala mümkündür işte... Aynen şöyle yazmamış mıydık sanki dokuz sene önce: "Tuhaf gelecek, ama tribünlerde Siyah-Beyaz bayraklar dalgalanırken, (gıptayla falan değil) güçlüklü bastırabildiğim coşkularla katılmak istedim Beşiktaş bayramına... Yirmili yaşlardaki gencecik çocukların zorlu kavgasına yüreğimin tıkırtılarıyla alkış tuttum. Saadetlere taraftar oldum." Böyle yazmıştık... O nedenle "samimi"dir işte, bu yazının başındaki satırlarımız... Bugünlerde iyi ki dalgalanıyor "sarı-lacivert" bayraklar... İyi ki sevinebiliyor birileri... Hiç değilse, toplumun önemli bir bölümünü sokağa dökebilecek kadar coşkulara "izin" veren bir iklimde yaşıyoruz. Ne diye sıkılsın ki canımız bayramlardan! Bayramlar başkasının olsa dahi! İklimin yaşandığı coğrafya bizim değil mi? (Ehh, erken bayram sevincinde sizin renklerinizin sergilediği "onurlu" fotoğrafın da yadsınamaz bir rolü varsa; bayramlar hoş geldi, sefa geldi!..) Üstelik, yanımızda-berimizde; evimizde, işimizde, okulumuzda, sokağımızda; yani hayatımızın yaslandığı yamaçların bir yerinde; hepimizin "yürekten" sevdiği bir "Fenerbahçeli" mutlaka vardır öyle değil mi? Kutlayın öyleyse bayramlarını... Siz de dokunun sevinçlerine, "içinizden bir yer"den... İyi gelecektir içinize de!
*** İlk cümleye dönünce... Evet, can sıkıcı durumlar yaşanmaktadır ülkede ve dünyada... Ekonomide gelen işaretler iyi değildir mesela... Söz gelimi şampiyonlukla "tavan"a vuran Sarı-lacivertli "his"ler; borsadaki "hisse"lere gelindiğinde "taban" yapmaktadır. Doların yükselişinden daha önemlisi, faizler endişe verici biçimde artışa geçmiştir. Petrol fiyatları dünyada, Irak işgalinin başından bu yana en yüksek düzeye çıkarak varil başına 40 dolara ulaşmıştır. Yine tüm dünya ölçeğinde, ekonomik büyümenin ağır darbeler alacağı söylenmektedir. Irak işgalinin açığa çıkardığı "utanç" fotoğrafları; aslında Irak'ta ABD açısından sonu belirsiz bir "çözümsüz"lüğün ve "kaotik" bir ortamın tehlikeli sinyallerinden başka bir şey değildir. "Çekilme" sözcükleri Kongre'de telaffuz edilmeye başlanmıştır mesela... Beklenmedik gelişmelerle, bölgenin sürükleneceği olası "cehennem"in yalazları en çok nereyi yakar dersiniz? Çeçenistan'dan Ermenistan'a daha "uzak görünen" kor ateşlerin sıcağını saymıyoruz bile... Bu koşulları yok sayarcasına ülkede fitili çekilecek bir "rejim tartışması"nın yararı olur mu kimseye? Evet, can sıkıcı durumlar kapıda... Hal böyle olunca... Sarılmaz mısınız "iç sıkıntılarınızı" erteleyen bayram sevinçlerine... Bayram, başkalarının bayramı olsa bile!....
|