kapat
   
SABAH Gazetesi
 
  » Yazarlar
    Günün İçinden
    Ekonomi
    Gündem
    Siyaset
    Dünya
    Spor
    Hava Durumu
    Sarı Sayfalar
    Ana Sayfa
    Dosyalar
    Arşiv
    Günaydın
    Televizyon
    Astroloji
    Magazin
    Sağlık
    Cumartesi
    Aktüel Pazar
    Bilgi ve Yaşam
    Otomobil
    Sinema
    Çizerler
    Kampüs
Bizimcity
Sizinkiler
emedya.sabah.com.tr
Google
Google Arama
 
Ali Kirca @ SABAH
 

Egemenlik kayıtsız, şartsız...

Başbakan, partisinin meclis grubunda yaptığı konuşmada; rejim üzerinde "hiç bitmeyen" tartışmalara yeni bir boyut getirdi.
"Toplumsal mutabakat, vekaleti veren milletin mutabakatıdır" dedi.
Parlamentonun tek ve gerçek "egemen" olduğunu; onun üstünde başka bir güç bulunamayacağını belirtmiş oldu sözleriyle...
Bu sözler doğal olarak tartışıldı. Başbakanın "yargı"sına katılmayanlar ise; parlamentonun son karar organı olmadığını vurguladılar.
Ayrıca; siyasi partilerin oluşturduğu meclis çoğunluğunun; öteki toplumsal güç odaklarıyla sağlayacağı mutabakat ve uzlaşmanın demokrasi kültürünün temel şartı olduğunu kaydettiler.
Siyasetin "geçmiş" tecrübeleri ve "tarih"i, her iki tarafın da "doğru"yu söylediğini gösteriyordu aslında.
Eğer "bugün"ün meselelerinin çözümüne dair "pratik ve pragmatik" argümanlar ileri sürülüyorsa her iki taraf da yanlış ve yanılmış sayılamazdı. Lakin...
Bugünün meselelerine sıkışmamış, evrensel düzeyde bir egemenlik tartışması yapılıyorsa her iki taraf da fena halde yanılıyordu.
Egemenlik, ne tek başına parlamentonun; ne de onunla mutabakat halinde iktidarı paylaşan kurumlarındı.
Egemenlik, ne milletin "vekil"i olan "millet meclisi"nin ve ne de hatta daha da önemlisi "millet"in de değildi.
Evet... Egemenlik; vekalet sahibi parlamentoya ve o vekaletin kendisinden alındığı söylenen "millet"e ait bir keyfiyet sayılamazdı.
Egemenliğin, "meclis" ve "devlet" gibi kurumlara ve "millet" gibi "halk" gibi "ümmet" gibi toplumsal katmanlara ait olduğunu söyleyen bütün teoriler geçmiş asırlara ait teorilerdi.
Teori olarak devrini geçirmiş, ancak henüz tarihsel ömrünü bitirmemiş tanımlamalardı.
"İnsan"lık tarihinin yaşadığı bütün serüvenlerden ve geçirdiği bütün tarihsel tecrübelerden sonra kabul edilmiş tek gerçek vardı:
Egemenlik kayıtsız şartsız "insan"ındı. Egemenlik kayıtsız şartsız "birey"indi.
Dünyaya tek başına gelen ve dünyadan tek başına giden insanın...
Doğumdan ölüme geçen süreç içinde; insan o hakkını hiçbir zaman ve hiçbir durumda kimseye devretmiyordu aslında...
O hakkını başkalarıyla paylaşır görünse de, egemenliğin tapusunu hep elinde bulunduruyordu.
Aile içinde paylaşıyordu, okulda paylaşıyordu, iş yaşamında paylaşıyordu, siyasette paylaşıyordu, aşkta paylaşıyordu."Ulus"la paylaşıyordu. Ama hiçbir zaman devretmiyordu.
"Tapu"ya sahip oldukça, hayatın her anında "kapı"yı vurup çıkmak hakkına da sahipti.
Bu hakkı kullanıp kullanmaması ya da kullanamıyor olması; egemenliğin "tek başına" bireye ait olduğu gerçeğini değiştirmiyor.
Hele siyasette... Egemenliğin gerçek anlamda kullanıldığı yer; ne siyasi parti yönetimleridir, ne meclis çoğunlukları; ne parlamento saraylarıdır, ne hükümet konakları...
Egemenliğin gerçek anlamda kullanıldığı tek yer: İçine; ne "millet"in, ne millet "meclis"lerinin; ne "parti"lerin, ne "hükümet"lerin hiçbir şekilde sığmayacağı ve dünyanın her yanında sadece ve sadece bir tek "insan"ın kapısından girebileceği şekilde yapılmış olan "oy" kulübeleridir.
O kulübeler tek kişiliktir, ne kardeş, ne eşle girilmez içine...
Egemenliğin kaynağı insandır... Ve egemenlik kayıtsız şartsız insanındır...
Eninde ve sonunda...

YAZARIN ÖNCEKİ YAZILARI
 Nahif soru!..   / 03-06-2004
 Uzlaşma (*)   / 01-06-2004
 Kör kuyular...   / 29-05-2004
 Eskiden bugün tatildi!   / 27-05-2004
 İşbirlikçinin sonu!   / 25-05-2004
 Kırk yılın "kırk"ı...   / 22-05-2004
 Karnaval!   / 20-05-2004
 'Kıvanç'lı yarınlara   / 15-05-2004
 Egemenlik kayıtsız, şartsız...   / 13-05-2004
 Başkalarının (!) bayramı...   / 11-05-2004
ERDAL ŞAFAK
Kıyametin arefesinde
Bugün Dünya Çevre Günü. Daha...
MANSUR FORUTAN
Dünya barışı için çabalıyorum
Petrol bağımlılığımızı...
MEHMET BARLAS
"Doğanın Dengesi" ile "Doğan'ın Yengesi"...
ALİ KIRCA
Fikrimin ince gülü...
Sonradan Sarı Mersedes adıyla...
NEBİL ÖZGENTÜRK
Bir İstanbul Masalı'ydı!
Az sonra gelip geçecek...
REFİK DURBAŞ
Türkiye'de eğitim sistemi...
Türkiye'de eğitim sistemi...
SAVAŞ AY
Belki şehre bir 'Buş' gelir!..
Allah nazarlardan...
HINCAL ULUÇ
Papa niye yeri öpüyor?..
Orezil, o iğrenç, o felaket...
Ödül avcısı
Ödül avcısı
Babası, dayısı, hatta annesi bile futbolcu olan Alex Souza, Profesör...
Nobre ile bir yıl daha
Nobre ile bir yıl daha
Transferde fırtına gibi esmeye başlayan Fenerbahçe, geçen sezon...
Şeyh Yasin'in intikamını aldı
Şeyh Yasin'in intikamını aldı
İsrail gazetesi Haaretz, Başbakan Erdoğan'ın İsrail'e çatmasına...
Küçük Mustafa'dan Bush'a özel şemsiye
Küçük Mustafa'dan Bush'a özel şemsiye
Tübitak'ın Ankara'da düzenlediği Buluş Şenliği, küçük...
Verheugen de moral verdi
Verheugen de moral verdi
AB Komisyonu'nun genişlemeden sorumlu üyesi Günter Verheugen,...
Ara vizeyi geçtik
AB'nin Haziran Zirvesi sonuç bildirgesinde Türkiye'ye övgüler...
 
    Günün İçinden | Yazarlar | Ekonomi | Gündem | Siyaset | Dünya | Televizyon | Hava Durumu
Spor | Günaydın | Kapak Güzeli | Astroloji | Magazin | Sağlık | Bizim City | Çizerler
Cumartesi | Aktüel Pazar | Bilgi ve Yaşam | Sarı Sayfalar | Otomobil | Dosyalar | Arşiv
   
    Copyright © 2003, 2004 - Tüm hakları saklıdır.
MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş.