|
|
|
|
Ödül avcısı
Babası, dayısı, hatta annesi bile futbolcu olan Alex Souza, Profesör Aims tarafından keşfedildi ve Brezilya'nın en değerli oyuncusu seçildi.
Geçtiğimiz perşembe akşamı Fenerbahçe Kulübü'nün kendi internet sitesinden resmen duyurduğu bir haber, bütün sarılacivertlileri heyecanlandırdı. Brezilya Milli Takımı'nın ve Cruzerio'nun flaş ismi Alex de Souza, resmen Fenerbahçeli olmuştu. SABAH, bundan yaklaşık 20 gün önce bu transferin bittiğini okurlarına duyurmuş, hatta Alex'le Brezilya Milli Takımı'nın kampında konuşup, "Artık Fenerbahçe'deyim" açıklamasını sizlere aktarmıştı. Fenerbahçe belki de forma üretimini yetiştirme açısından bu transferi açıklama işini biraz geciktirdi ve tıpkı iki sezon önce Ariel Ortega'nın transferinde olduğu gibi kamuoyundaki beklentileri, dolayısıyla heyecanı artıran bir politika izledi. İsterseniz yılın transferine biraz daha yakından bakalım ve Alex'in ilginç yaşam öyküsünü sizlere aktaralım:
Aile boyu futbolcu 14 Eylül 1977'de doğan Alexsandro de Souza'nın babası ve dayısı da futbol oynuyordu. Coritiba takımında forma giyen dayısı, dedesinin ölümü nedeniyle ailesinin sorumluluğu üzerine kaldığı için, futbola erken yaşta veda etti. Ailede futbolla ilgilenen sadece erkekler değildi. Alex'in annesi de kalecilik yapmış, hatta erkek takımlarıyla bile maça çıkmıştı.9 yaşındayken, Coritiba'da mahalleden arkadaşı Silvio, formasını giydiği şehir takımının seçmelerine katılması için Alex'i ikna eder. Seçmelere gittiğinde durum korkunçtur. 200'den fazla çocuğun katıldığı seçmeleri düzenleyen Profesör Aims, idmandan sonra Alex'in yanına gelir. Onu ayrı bir antrenmana götürme teklifi yaptığında eve geç kalıp fırça yemekten korkan Alex, önce bu teklifi reddeder. Ama Aims bütün sorumluluğu aldığını belirtir, antrenmanı yaparlar. Bir salon futbolu takımını çalıştıran Profesör, Alex'in ilk teknik direktörü olacak ve futbol oynaması konusunda babasını ikna edecektir.
Yükseliş dönemi Alex daha sonra Coritiba'nın altyapı takımına geçer, ama salon futbolu takımında da oynamayı sürdürmektedir. Sabah antrenman yapmakta, öğleden sonra Coritiba'nın genç takımıyla idmana çıkmakta, akşamları ise salon futbolu oynamaktadır. Coritiba'daki antrenörü Claudio Marques, 1994 yılında Paranaense Gençler Şampiyonası'nda en iyi orta saha oyuncusu seçilen Alex'i 1995'in başında A takıma aldırtır. Takımın durumu çok kötüdür. Ancak teknik direktör Carpegiani, Alex'in de aralarında bulunduğu genç oyunculara şans vermeye başlar. Gençlerin gelişiyle birlikte takım yükselişe geçer. Ardından teknik direktörlüğe gelen Lori Sandri de aynı yöntemi uygulamayı sürdürünce takım İkinci Lig'i ikinci sırada tamamlar. Alex, 1995-97 arası Paranaense Şampiyonası'nda en iyi çıkış yapan orta saha oyuncusu, yılın yıldız futbolcusu ve yılın orta saha oyuncusu ödüllerini toplamıştı. 1997'nin ilk yarısında Alex'i Bahia maçında seyredip beğenen Palmeiras Teknik Direktörü Marcio Araujo teklifte bulunur. Ancak Paranaense Şampiyonası'nın son aşamasında takımını yalnız bırakmak istemeyen genç oyuncu kontratının bitimini bekler. 1997 yılının ikinci yarısında Alex, artık Palmeiras'tadır. Teknik direktör ise 2002 Dünya Kupası'nı Brezilya'ya getirecek olan Scolari'dir. İlk başlarda Alex böyle büyük bir takımda sıkıntı yaşar, kenarda oturmak zorunda kalır. 1998 yılında Güney Amerika'da Libertadores'ten sonra en önemli kupa olan Copa Mercosul'da Palmeiras şampiyonluk yaşarken, 6 gol atan Alex şampiyonanın en iyi oyuncusu seçilir. Aynı yıl Palmeiras, Copa do Brasil'i de müzesine götürmüştür. Bir yıl sonra Palmeiras, Deportivo Cali'yi finalde penaltı atışları sonunda yenerek Güney Amerika'nın Şampiyonlar Ligi olarak bilinen Copa Libertadores'i kazanırken, Alex bu başarıda önemli pay sahibi olmuştur. 2000 yılında ise Alex için şanssızlık dönemidir. Mercosul Kupası'nda finalde Flamengo'ya elenen takım, Alex'in harika oynadığı, iki topunun çizgiden çıkartıldığı maçta Manchester United'a Roy Keane'in golüyle yenilerek Kıtalararası Kupa'yı da kaybeder.
Galip ÖZTÜRK
|
|
|
|
|
|
|
|
|