kapat
   
SABAH Gazetesi
 
  » Yazarlar
    Günün İçinden
    Ekonomi
    Gündem
    Siyaset
    Dünya
    Spor
    Hava Durumu
    Sarı Sayfalar
    Ana Sayfa
    Dosyalar
    Arşiv
    Günaydın
    Televizyon
    Astroloji
    Magazin
    Sağlık
    Cumartesi
    Aktüel Pazar
    Bilgi ve Yaşam
    Otomobil
    Sinema
    Çizerler
    Kampüs
Bizimcity
Sizinkiler
emedya.sabah.com.tr
Google
Google Arama
 
Ali Kirca @ SABAH
 

Nahif soru!..

Rus bilim adamları fay kırıklarının yol açtığı sesleri kaydetmek için kazdıkları 15 kilometre derinliğindeki kuyudan garip sesler duydular.
Azap çeken, acı çeken insanların sesleriydi sanki duyulanlar.
Haber günlerdir "internet medyası"nda "sayfadan sayfaya" dolaşıp duruyor. Olayın ne ölçüde "doğruluk" taşıdığı ayrı mevzu; ama söz konusu habere dayanılarak yorumlar da yapılıyor.
En ilginç yorumsa, duyulan çığlıkların "cehennem"den gelen sesler olduğu yolundaki değerlendirmeler.
Ve... Cehennemin sesleri bir "tık" ötenizde... Verilen adresi tıkladığınızda cehennemin tüylerinizi diken diken eden seslerini duyabiliyorsunuz net olarak...
Bir araya toplanmış milyonlarca insanın çığlıkları kulağınıza geliyor.
Belli ki acı çekiyorlar, evet azap çekiyorlar... Gerçekten de korkunç, dehşet verici... Cehennem olgusu ister istemez dini yorumları da davet ediyor tartışmanın içine...
Sesler cehennemden mi geliyor, yoksa başka bir şey mi var işin içinde?
Cehennem en büyük korkusu insanoğlunun...
Kimler gider cehenneme? Ne azaplar çeker gidenler? İnananlar kadar, inanmayanların da bilinçaltlarında bir yerlerde durur cehennem korkusu...
"Gönül gözü açık olan insanlar"ın cehennem "akibet"inden uzak kalacağını söyler din "ulema"sı...
Yine de yerin yedi kat altından gelen sesler ürkütür "ölümlü"leri...
Lakin... Bir türlü anlayamazlar o seslerin yerin mi, yoksa kendi içinin mi derininden geldiğini, bir türlü...
Kendi vicdanlarının "azap" yüklü sesi olmasın sakın, kulaklarını sağır eden çığlıklar? Kim bilir!
Cehennem yerin yedi kat altındaysa cennet nerededir peki? Ve kimler gider cennete? Kim bilir?
Çocuktum daha.. Yeni başlamıştım ilkokula...
Festival, yaz aylarının sıradanlığını alt-üst etmişti küçük şehrimizde...
Ve... Şehre "mehter takımı" gelmişti bir de... Kostümlerinin "renk şöleni"yle sokaklar karnaval görüntüsüne bürünmüştü bir anda...
Fakat ille de o müzik! Trompet seslerinin yarattığı harikulade duyguların üzerine, kocaman kös davullarının tokmakları iniyordu. Muazzam bir coşkunun kreşendosu ayağa kaldırıyordu şehrin sokaklarını..
Bir de benim çocuk yüreğimi... Koşarak eve gittiğimi hatırlıyorum. Babama sorduğum soru, yarım asrı aşan hayatımın belki de en "nahif" sorusuydu... En nahif ama cevabını en çok duymak istediğim soru:
"Mehter takımı cennete gider mi baba?"
Mütedeyyin bir Müslümandı babam... Yanına oturttu ve cennette kimlerin, nasıl gidebileceğini anlattı uzun uzun... Sorum, tam da istediğim yanıtı almamıştı... Küçük bir düş kırıklığıydı yaşanan...
Lakin... Ben yine de, adım gibi emindim "mehter takımı"nın cennetin kapısını araladığından... Bir çocuk yüreğini bu kadar kabartıp sevindirenler de giremezse cennete, başka kimin hakkı olabilirdi ki "gönlü ferah" durabilmek cennetin kapısında?

Kulağınıza ürkütücü sesler geliyorsa ara-sıra; bilin ki içinizin "yedikat" derininden kendi "cehennem"iniz ses veriyordur "kendi" vicdanınıza.
Cennetse; sevindirilmeyi bekleyen bir çocuk yüreği kadar yakındır kapınıza...
(Şarkılarını söylemeyi bekleyen Kıvanç'ın öyküsünü bu köşede okumuştunuz.. Dün de SABAH'ta haber olarak yer aldı..Kıvanç'ı, o amansız hastalığın pençesinden söküp çıkarmak için oluşturulan "umut zinciri"ne halkalar eklemek gerekiyor.. "Ardıç kuşu"nu yuvasına koymak için kulak verin yüreğinizin sesine...)

YAZARIN ÖNCEKİ YAZILARI
 Nahif soru!..   / 03-06-2004
 Uzlaşma (*)   / 01-06-2004
 Kör kuyular...   / 29-05-2004
 Eskiden bugün tatildi!   / 27-05-2004
 İşbirlikçinin sonu!   / 25-05-2004
 Kırk yılın "kırk"ı...   / 22-05-2004
 Karnaval!   / 20-05-2004
 'Kıvanç'lı yarınlara   / 15-05-2004
 Egemenlik kayıtsız, şartsız...   / 13-05-2004
 Başkalarının (!) bayramı...   / 11-05-2004
ERDAL ŞAFAK
Kıyametin arefesinde
Bugün Dünya Çevre Günü. Daha...
MANSUR FORUTAN
Dünya barışı için çabalıyorum
Petrol bağımlılığımızı...
MEHMET BARLAS
"Doğanın Dengesi" ile "Doğan'ın Yengesi"...
ALİ KIRCA
Fikrimin ince gülü...
Sonradan Sarı Mersedes adıyla...
NEBİL ÖZGENTÜRK
Bir İstanbul Masalı'ydı!
Az sonra gelip geçecek...
REFİK DURBAŞ
Türkiye'de eğitim sistemi...
Türkiye'de eğitim sistemi...
SAVAŞ AY
Belki şehre bir 'Buş' gelir!..
Allah nazarlardan...
HINCAL ULUÇ
Papa niye yeri öpüyor?..
Orezil, o iğrenç, o felaket...
Ödül avcısı
Ödül avcısı
Babası, dayısı, hatta annesi bile futbolcu olan Alex Souza, Profesör...
Nobre ile bir yıl daha
Nobre ile bir yıl daha
Transferde fırtına gibi esmeye başlayan Fenerbahçe, geçen sezon...
Şeyh Yasin'in intikamını aldı
Şeyh Yasin'in intikamını aldı
İsrail gazetesi Haaretz, Başbakan Erdoğan'ın İsrail'e çatmasına...
Küçük Mustafa'dan Bush'a özel şemsiye
Küçük Mustafa'dan Bush'a özel şemsiye
Tübitak'ın Ankara'da düzenlediği Buluş Şenliği, küçük...
Verheugen de moral verdi
Verheugen de moral verdi
AB Komisyonu'nun genişlemeden sorumlu üyesi Günter Verheugen,...
Ara vizeyi geçtik
AB'nin Haziran Zirvesi sonuç bildirgesinde Türkiye'ye övgüler...
 
    Günün İçinden | Yazarlar | Ekonomi | Gündem | Siyaset | Dünya | Televizyon | Hava Durumu
Spor | Günaydın | Kapak Güzeli | Astroloji | Magazin | Sağlık | Bizim City | Çizerler
Cumartesi | Aktüel Pazar | Bilgi ve Yaşam | Sarı Sayfalar | Otomobil | Dosyalar | Arşiv
   
    Copyright © 2003, 2004 - Tüm hakları saklıdır.
MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş.