Fikrimin ince gülü...
Sonradan Sarı Mersedes adıyla beyaz perdeye de aktarılan romanında Adalet Ağaoğlu, kahramanını yolun sonunda büyük bir ikilemin önünde bırakıyordu. Ne ileri gidebiliyor, ne geri dönebiliyordu. Ne ileride onu bekleyen birileri vardı, ne geri döndüğünde onu kıcaklayacak sevdikleri. Aynı ikilemi yıllar sonra,Türkçe dilinde tek gerçek "rap" müzik yapan grup olan Kartel de şöyle dillendirecekti: "Türkiye'de Almancı, Almanya'da yabancı!" Aradan uzun yıllar geçtikten sonra, hüzün verici olan şu ki; onlar şimdi, doğup büyüdükleri kendi vatanlarında yabancı yalnızca... Onlar hâlâ Türkiye'de Almancı... Siyasetçisinden sokaktaki adamına kadar hâlâ daha 1970'lerin söylemini duyarsınız işte: Almancılar, gurbetçiler, yurtdışında yaşayan işçiler; vesaire, vesaire... Oysa...
Oysa onlar, belki farkında değilsiniz ama; gittikleri ülkenin "yerli"sidirler artık. Yabancılık biteli hayli zaman olmuştur gurbet illerde... Gurbet bitmiştir yani... Atı alan Sirkeci istasyonunu geçmiştir çoktan. Siz daha buralarda onları "gurbetçi" diye küçümseyip dururken sılalarda; Sen ve Ren nehrinin üstündeki köprülerin altından çok sular akmıştır. Siz daha buralarda ve sılalarda; Avrupalı kimliğini kimbilir ne zaman yakanıza iliştirebilmek için "kanun kanun üstüne" koymaya çalışırken sabahlara dek... Gurbetlerde, tam tamına 1 milyon 300 bin Türk; Avrupa Birliği pasaportu taşımaktadır ceketinin ya da mantosunun cebinde... 1 milyon 300 bin Türk... Gelecek hafta Avrupa kıtası seçimlere gidiyor... 13 Haziran 2004 Pazar günü Avrupa Parlamentosu seçimleri yapılacak Avrupa Birliği sınırları içinde. Siz buralarda ve sılalarda; daha "Kendi kaderimizi Avrupa Birliği'nin kaderine ortak edelim mi?" diye tartışıp dururken sabahlara dek.. Gurbetlerde, tam tamına 900 bin Türk; AB vatandaşı ve ve AB seçmeni olarak sandığa gidecek ve kaderine yön verecek Avrupa Birliği'nin... Kaderinde söz sahibi olacak yaşadıkları kıtanın... Siz daha buralarda...
Evet, siz daha buralarda; "Türk'leri ve Müslümanlar'ı almazlar oralara kardeşim!" diye yanıp yakınırken sabahlara dek... AB vatandaşlığına kabul edilmiş "1 milyon 300 bin Müslüman ve Türk"ten 900 bin'i sandıkta damga vuracak Avrupa'nın kaderine... Evet, müslüman ve Türk! Sonuçta başka pasaportlar da koysalar da cebinize, nüfus kütüğünüzdeki kayıtları değiştirmesini istemiyor kimse kimseden... Amma velakin, o sınırlar içinde ve "Avrupalı değerler sistemi" altında yaşamak yetiyor işte... 1 milyon 300 bini başardı... Geride kalanlar da başarabilecek mi? Sorun bu! Bu sorun çözülemezse şayet; "Fikrimin İnce Gülü" gurbetçilerin değil, "sılacı"ların romanı olacaktır gayrı... Ve herbirimiz de "Avrupa'da yabancı!.." Haberiniz olsun!
|