kapat
   
SABAH Gazetesi
 
  » Yazarlar
    Günün İçinden
    Ekonomi
    Gündem
    Siyaset
    Dünya
    Spor
    Hava Durumu
    Sarı Sayfalar
    Ana Sayfa
    Günaydın
    Televizyon
    Astroloji
    Magazin
    Sağlık
    Cumartesi
    Aktüel Pazar
    Teknoloji
    Otomobil
    Sinema
    Hobi
    Çizerler
Günaydın
ATV
emedya.sabah.com.tr
Google
Google Arama
 
Omer Celik @ SABAH
 

Güvenlik ortak bir değer midir?

SAN FRANCISCO - Siyasal disiplinler açısından vazgeçilmez olan kural şudur: Bir siyasi sistem "adalet", "refah" ve "güvenlik" ürettiği sürece meşrudur... Siyasi sistemler için geçerli olan bu temel kural, uluslararası ilişkiler için de geçerlidir. Uluslararası sistem, bu üç unsuru üretebildiği sürece "meşruiyet"ini ve devamlılığını garanti alır. Diğer iki konu içerisinde öne çıkan ve uluslararası ilişkiler açısından "eşitler arasında birinci" olan ise "güvenlik"tir. "Güvenlik" son derece kolay tanımlanabilecek bir kavram gibi gözükse de, aslında üzerinde en çok tartışma yürütülecek kavramların başında gelir. "Güvenlik" öyle bir kavramdır ki, uğruna insanların diğer tüm kazanımlarının feda edilmesi de istenebilir, bireysel ve toplumsal kazanımları tamamlayıcı bir unsur olarak da ele alınabilir. İki güvenlik arayışı arasındaki fark son derece fazladır ve bu iki kavramsal yaklaşım temelinde tasarlanan toplum anlayışları birbirinin tam zıddı siyasal pratikleri işaret eder.

* * *
Bugün dünyanın önündeki temel problem, sadece "güçlüler"in ve "zenginler"in ihtiyaçlarını karşılayan bir güvenlik anlayışının ötesine geçebilmektir... "Güvenlik" denince anlaşılan şey, dünyanın çeşitli yerleri ve zamanları için "riskli" bir farklılık gösteriyor. Dünyanın zengin devletleri için güvenlik anlamına gelen şey, diğerleri için ciddi tedirginliklerin ve potansiyel risklerin güçlenmesi anlamına gelebiliyor. Bu durumun son zaman dilimine kadar güçlü ve zengin ülkelerin çok da umurunda olmadığı görülüyordu. İşin bu derece düz bir mantıkla yürümeyeceği 11 Eylül olayları ile anlaşıldı. Herkesi kuşatmayan bir "güvenlik felsefesi" nin, kimsenin güvenliğini garanti altına almayacağı açıkça görüldü. "Herkes güvende değilse, kimse güvende değildir." Bundan sonra geliştirilmesi gereken "güvenlik pratikleri"nin dünya barışı bir işlev üretmesi için bu "güvenlik felsefesi"ne yaslanması gerektiği, ağır maliyetler ve acı tecrübeler sonucunda varılan bir aşama oldu...

***

Güvenliğin sadece birilerinin çıkarlarını koruyan bir kavrama dönüşmesi, en çok "yeni terör"ün işine yarıyor. Zengin ülkelerin çıkarlarını korumaya "indirgenmiş" bir güvenlik algısı, dünyanın geri kalanı tarafından gerçek bir kabul görmüyor. Böylece "güvenlik" tüm dünya ülkelerinin paylaştığı ve ürettiği bir "ortak değer"e dönüşemiyor. Oysa güvenliğin "ortak değer" olması, uluslararası sistemin "güvenlik" üretmesi kadar, herkes için "adalet" ve "refah" üretmesi için de son derece önemlidir... Bu çerçevede NATO'nun yeni bir anlayışla yapılandırılması, "güvenlik"in ötesinde bir kapının aralanmasına işaret etmektedir. NATO'nun yeniden yapılandırılmasının yeni bir "güvenlik felsefesi"ne dayanması, küresel sistemin "meşruiyet" temelinde çalışması için "stratejik kod"u oluşturmaktadır.
NATO, güvenliğin "ortak değer" olarak anlaşılmasının pratik örneği olarak yapılandırılırsa, 11 Eylül'le başlayan düğümü ve Irak olayı ile içine girilen koridoru yeni bir düzleme taşımak ve dünyanın geleceği için yeni bir felsefenin ve buna bağlı güvenlik ajandasının oluşmasını sağlamak mümkün olacaktır.
Unutmamak gerekir ki, güvenliği ortak bir değer haline getirebilen bir dünya sistemi, "adalet" ve "refah"ı garanti altına alabilecek adımları atabilecektir...

YAZARIN ÖNCEKİ YAZILARI
 Merkezi ele geçirmek mi, merkezi inşa etmek mi? (3)   / 24-03-2004
 Merkezi ele geçirmek mi, merkezi inşa etmek mi? (2)   / 22-03-2004
 Merkezi ele geçirmek mi, merkezi inşa etmek mi? (1)   / 21-03-2004
 Halkları korumak   / 17-03-2004
 Milyonlar yürümeye devam etmeli...   / 15-03-2004
 Meşruiyetin güvenliği   / 14-03-2004
 Güvenlik ortak bir değer midir?   / 12-03-2004
 Kural, kuralsızlık ve meşruiyet   / 10-03-2004
 Jeo-politik ve siyasi değerler   / 08-03-2004
 AB ve Büyük Coğrafya   / 07-03-2004
ERGUN BABAHAN
Siyasetin alanı
İletişimin hızlandığı, insanların...
ERDAL ŞAFAK
Bir deneme
Yerden tasarruf için kısalttık. Aslında tam...
MANSUR FORUTAN
TRT uyuma taraftara sahip çık!
Geçenlerde hani...
MEHMET BARLAS
Seçim gecelerinde bazen beklenmedik işler de olur!
Seçim...
ÖMER ÇELİK
Hangi parti değil, hangi siyaset kazandı?
BÜRGENSTOCK...
REFİK DURBAŞ
Sınıfa sokulamayan öğretmenler
İstanbul'da görev yapan...
SAİT GÜRSOY
Burs düzenlemelerinin gerçeği
Geçen hafta köşemde...
SAVAŞ AY
Doktorları kim anlayacak?
Geçtiğimiz pazartesi...
HINCAL ULUÇ
Baykal umutsuz vaka..Peki 178 CHP...
Cezanın Efendileri
Cezanın Efendileri
Zirveye oynayan F.Bahçe, Beşiktaş ve Trabzon PFDK’ya en çok sevk...
İkisinin de ümidi Hagi
İkisinin de ümidi Hagi
Galatasaraylılar Rumen teknik adamdan takımın gidişine son vermesini...
CHP'de sular durulmuyor
CHP'de sular durulmuyor
CHP'de seçim sonuçlarına tepkiler hem parti içinde hem de parti...
Sandığa ilgi neden az?
28 Mart'ta seçmenlerin yüzde 30'u gibi büyük bir bölümünün sandığa...
İtirazlar yapıldı şimdi son söz Kofi Annan'ın
İtirazlar yapıldı şimdi son söz Kofi Annan'ın
Kıbrıs sorununun çözümü için ortaya atılan 4'üncü Annan Planı ile...
Papadopulos değişikliğe karşın plana direniyor
Papadopulos değişikliğe karşın plana direniyor
Kıbrıs sorununda çözüm müzakerelerinin en kritik gününde...
 
    Ana Sayfa | Günün İçinden | Yazarlar | Ekonomi | Gündem | Siyaset | Dünya | Televizyon
Spor | Hava Durumu | Sarı Sayfalar | Günaydın | Bizimcity | Kapak Güzeli | Astroloji | ON Magazin | Sağlık | Cumartesi | Aktüel Pazar | Teknoloji | Otomobil |Sinema | Hobi | Çizerler
   
    Copyright © 2003, 2004 - Tüm hakları saklıdır.
MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş.