|
|
|
|
Türkler'den vitrin mankeni olmaz
Mağaza vitrinlerinin "olmazsa olmazı" vitrin mankenlerinin nasıl yapıldığını hiç merak ettiniz mi? İşte ideal vücutlu cansız modellerin imalat öyküsü
Bugünlerde herkesin gözü vitrinlerde. Yüzde 70'lere varan indirimler yüzünden ister istemez kendimizi onların önünde buluyoruz. Peki, kıyafetlere bakarken mağazaların "olmazsa olmazı" vitrin mankenleri hiç dikkatinizi çekti mi? Herhalde birçoğunuzun cevabı "hayır" olacaktır. Oysa, orada öylece duran cansız mankenlerin aylarca süren, tamamen el emeğiyle yapılan, tarihi 40 yıl öncesine uzanan bir öyküsü var. Üstelik bu sektörde yüzlerce kişi çalışıyor ve son yıllarda ülkemize bu mankenler sayesinde ciddi bir döviz giriyor.
Türkiye'de ilk vitrin mankenlerini, 1960'lı yılların başında Mimar Sinan Üniversitesi mezunu, heykeltraş Rafet Meriç yapmaya başlamış. Yaklaşık 15 yıl tek başına sürdürmüş bu işi. 1980'lerdeki değişim ve hazır giyimdeki gelişmelere paralel olarak da bu sektörde yeni imalatçılar oluşmuş. Şu anda yaklaşık 50 firma, aylık 5-6 bin adet vitrin mankeni üretiyor. Beş bin kişinin çalıştığı sektör başta Rusya olmak üzere Arap ülkelerine ihracat yapıyor. İthalat ise neredeyse hiç yok.
DÖRT AY SÜRÜYOR Peki, vitrin mankeni nasıl yapılıyor? Bu sorunun cevabını almak için, bu mesleğin kurucusu Rafet Meriç'in çocuklarıyla görüştük. Babalarının emekli olmak istemesiyle "Meriç Manken"in başına geçen Hakan ve Hülya Meriç, baba mesleğini başarıyla sürdürüyor. Hakan Meriç babası gibi Güzel Sanatlar Fakültesi Heykel Bölümü'nden mezun olmuş. Meriç, imalatının tamamen el işçiliğine dayandığı için çok zor olduğunu belirterek "Bir vitrin mankeni yaklaşık dört ayda yapılıyor" diyor.
Vitrin mankenleri, sanıldığı gibi hayali değil, canlı modellerin yüzleri ve vücutlarının birebir kopyaları. Modellik yapacak kadın veya erkeği bulmak da oldukça zor. Meriç, "Model olarak kullanacağımız kadınların belirli özelliklere sahip olması gerek. Örneğin göbeği çok karakteristik, göğüsleri yukarıda, kalçası arkaya doğru çıkık, alt baldır kasları gelişmiş, diz kapakları ince ve uzun, göz kapaklarının üstü geniş, dudakları kalın ve kontürlü, omuz genişliği de orantılı olmalı. Bu arada Türkler'de bu özelliklerin bulunmadığını da belirteyim. Onun için Doğu bloku ülkelerinden modellerle çalışıyoruz. En son Kenan Doğulu'nun son klibinde oynayan Rus manken Elena ile çalıştık. Bu özelliklere uyan Türkiye'de bir tek Cansu Dere var" diyor.
Hakan Bey sözlerine şöyle devam ediyor: "Seçtiğimiz modelin yüzünün kopyasını çıkarmak için 16 saat çalışırız. Vücut için de modelle 10 kez, dörder saat prova yapılır. Bu aşamada çalışanlar heykeltraşlardır. Sonra heykelin kalıbı yapılır ve üretime geçilir. Her ürün için günlerce el emeği, göz nuruyla çalışmalar devam eder. En son yüzüne makyaj yapılır." Hakan Meriç'e vitrin mankenlerinin modası olup olmadığını soruyoruz. "Olmaz olur mu? Bir kere son yıllarda peruklu ve makyajlı mankenler moda. Bundan 10 yıl önce kafasız olanlar kullanılıyordu. Son birkaç yıldır ten rengi ve saçlı mankenler çok revaçta. 1980'lerde kısa ve çok ince olanlar, 90'larda iri yapılı, kaslı olanlar vitrinleri süslüyordu. 2000'lere geldiğimizde ise, 1.75 boylarında kassız, fit görünümlüler moda oldu".
|
|
|
|
|
|
|
|
|