|
|
|
|
Genel istek üzerine
Karımla odaları ayırdık. "Ben yeni yatak odamı yeşil döşeyeceğim" dedi. Ben de "Açık sarı yapmayı düşünüyorum" dedim. Şimdi, çocuklardan gizli haftada bir gece ben onun odasına gidiyorum... Bir gece de o benim odama geliyor. Evvelsi gece odasına süzüldüm. Girdim koynuna.. "Yapma kocam yandaki odada" dedi. "Horul horul uyuyordur. Duymaz.." dedim.. Ertesi akşam o benim odaya giriverdi karanlıkta.. "Yapma evli bir erkeğim. Karım yandaki odada" dedim. "Dün gece karının koynunda bir adam vardı. Senin dünyadan haberin yok" dedi. Sabaha kadar uyuyamadım. Karım beni aldatıyor mu yoksa?
*** İçine gömdü kendini.. Yıllarca yalnız yaşadı. Kimseyle görüşmedi, konuşmadı, koklaşmadı. Yalnızdı.. Öyle istedi. Yapayalnız.. Kendi kendine hücre cezası vermişti sanki.. Bunaldı yıllar sonra.. İçindeki hapishaneden çıkmaya karar verdi. Kalabalıklara karışmak istiyordu. Yıktı içindeki duvarları... İçinden dışarı tünel kazdı. Çıktı... "Nasılmış dışarısı.. Kalabalığa karışmaktan memnun musun?" dedim. "Dışarısı daha tenhaymış. Dışardan içeriye girmek için tünel kazmayı düşünüyorum" dedi.
*** Oğlanın odası mezbele.. Nasıl dağıtmış odayı, anlatılır gibi değil. Aldım karşıma konuştum. " Bu senin gidişin gidiş değil.. Topla odanı.." dedim. "Peki toplarım, söylenme.." dedi. Akşam gelince sordum. "Odayı topladım her şey yerli yerinde; ama ruhum dağınık kafam karma karışık.. anlasana beni" dedi. Sabaha kadar düşündüm. "Kahvaltıda "Eh dağıt bari odanı yeniden de kafanın karışıklığı düzelsin. Ruhun toparlansın" dedim.
*** "Şunları bir araya toplayayım. Bir güzel muhabbet ederiz." diye düşündüm. Mutfak işinden de anlarım. Donattım sofrayı. Bayağı uğraştım. Hepsinin, ayrı ayrı ne yemekten, ne içmekten hoşlandığını iyi bilirim. Bayağı da para gitti. Birinin yediğini öteki yemez. Ötekinin içtiğini beriki içmez... Dört kişilik sofra kurdum. Mumları da yaktım. Hatırladım... Hepsi Eric Satie severdi. Müziği de ayarladım. Geldiler. Yirmi yaşımı, otuz beş yaşımın karşısına oturttum. Kırk yaşımın karşısına da ben geçtim. Yirmi yaşım, otuzbeş yaşımı tutucu buldu. Kırk yaşım ikisinin de salak olduğunu söyledi. Yatıştırayım dedim. "Sen karışma moruk" dediler. Büyük hır çıktı. Komşular alttan üsten duvarlara vurdular.. Yirmi yaşım kırk yaşıma bardak attı.. Evin içine de ettiler.. Bende kabahat. Ne çağırıyorsun tanımadığın adamları evine.
Ali Poyrazoğlu
|
|
|
|
|
|
|
|
|