kapat
Anasayfa
|
E-gazete
|
Sarı Sayfalar
|
Arşiv
|
Üye Ol
|
Üye Girişi
|
English
|
Kırmızı Alarm
  
29 Nisan 2009, Çarşamba
Sabah
 
Haberler Spor Günaydın Ekler Dosyalar Servisler Multimedya Astroloji Kültür-Sanat İşte İnsan Emlak Çocuk Çizerler
Sabah Günaydın Cuma Cumartesi Pazar Buzz
 
24 Saat
24 Saat
Günaydın  
AYŞE ÖZYILMAZEL

İclal Aydın yeniden doğmuş onu gören vurulmuş...

Akşam vakti bizim mahallede dolanıyorum. Bu aralar en çok bunu seviyorum. Sallana sallana, oraya buraya uğraya uğraya eve gitmeye bayılıyorum. O sırada komşum Cem arıyor "İclal bende hadi gel" diyor. Yazar-oyuncu İclal Aydın'ı kastediyor. Gidiyorum... Kapı açılıyor. İclal nerede? Karşımdaki o mu? Yok canım! Olsa olsa kardeşidir. Olamaz! Oluyorsa eğer yuh! Şok! Şok! Karşımda 36 beden, şampuan reklamında misali saçları uçuşan, cildi ışıl ışıl parlayan, incecik belli, gamzeli bir fıstık duruyor. Çığlığı basıyorum; "İclal sana ne oldu?"

DAHA İYİ BİR BEN
Dört ayda sekiz kilo vermiş. Günde 2.5 saat spor yapmış. Bunun bir saati Bebek'ten Hisar'a, Hisar'dan Kuruçeşme'ye, Kuruçeşme'den tekrar Hisar'a hızlı hızlı yürümekmiş. Erken yatıp sabah 06.45'te kalkıyormuş. Akşamları Yasemin Bradley'in bir paket brokoli, iki büyük soğan ve beş bardak sudan yapılan Brokoli Çorbası ya da Tavuklu Lahana Çorbası ile salata yiyormuş. Başka ne yapmış İclal? Hatırladım! O müthiş cilde sahip olmak için oksijen tedavisi yaptırmış. Vitamin dışında bütün ilaçları hayatından çıkarmış. Akupunktur tedavisine başlamış. Şimdi bunlar işin detayları. Gerçekten öyle... Benim İclal'de kıskandığım, görür görmez anladığım ve hemen sahip olmak istediğim şey neydi biliyor musunuz? İclal'in yaşam sevinci, gözlerindeki ışıltı ve mutluluk. "Neden kendini baştan yaratmak istedin?" diye sordum, şöyle cevap verdi: "Çok üzülmüştüm, artık ayağa kalkma vakti gelmişti, Allah aşkına daha ne kadar üzülebilirdim ki. Sonra düşündüm; hatalarımız ve yaşadığımız onca kötü şeyin daha iyi bir ben çıkarmayacaksa ne anlamı var ki? Ve o an dönüm noktam oldu..." Haklıydı, hem de çok haklıydı. Peki, acaba insanın dış görünüşü neden bu kadar önemliydi? Kabul edelim ya da etmeyelim bu bir gerçek. Ona da şu cevabı veri fıstık İclal: "Aslında ben hiç bu konulara takılmazdım ama anladım ki zayıflık itibarmış yahu. Ben her zaman ilgi ve sevgi görmüş biriydim. Hep şımartıldım insanlar tarafından fakat bu bendeki yeni değişimle, sanki dünya starı muamelesi görüyorum. Bir daha asla kilo almak istemiyorum." Ben de İclal'deki bu enerjiyi gördükten sonra bir daha asla kendime küsmek istemiyorum. Çok doğru; hatalar ve üzüntülerden yeni bir ben yaratamayacaksak çektiklerimizin ne anlamı var? Bu iş önce içimizde, sonra dışımızda başlıyor. E hadi o zaman...


Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubuna aittir. Kaynak gösterilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı özel izin alınmadan kullanılamaz.
Ancak alıntılanan köşe yazısı/haberin bir bölümü, alıntılanan habere aktif link verilerek kullanılabilir.

Ayrıntılar için lütfen tıklayın