kapat
Anasayfa
|
E-gazete
|
Sarı Sayfalar
|
Arşiv
|
Üye Ol
|
Üye Girişi
|
English
|
Kırmızı Alarm
  
2 Nisan 2009, Perşembe
Sabah
 
Spor Günaydın Ekler Dosyalar Servisler Multimedya Astroloji Kültür-Sanat İşte İnsan Emlak Çocuk Yazarlar Çizerler
Gündem Siyaset Ekonomi Yaşam Dünya Teknoloji Turizm Otomobil
 
24 Saat
24 Saat
Margaret Atwood

Madam Bovary de kriz kurbanı

02.04.2009
Yazar Margaret Atwood'un Der Spiegel'a verdiği 'küresel kriz' röportajı, Notos Edebiyat Dergisi'nin son sayısında. Atwood için Madam Bovary tutkunun değil, tüketim hırsının kurbanı olmuş!..
Kanada edebiyatının tanınmış imzası Margaret Atwood'un Alman haber dergisi Der Spiegel'a verdiği özel 'ekonomik kriz' içerikli röportaj, aylık edebiyat dergisi Notos'un yeni sayısında yer aldı. Tamamını Notos dergisinde bulabileceğiniz bu röportajın belli bir bölümünü, kapak konusunu 'binyılın yazarı' Dostoyevski'ye ayıran derginin özel izniyle, SABAH okurlarına sunuyoruz:
- Yeni kitabınızda, Charles Dickens'ın bir romanında adı geçen özel borçlu hapishanesinin öneminden söz ediyorsunuz.
- Margaret ATWOOD:
Charles Dickens'ın babası iflas ettiği için böyle bir hapishaneye düşmüş. Genç Charles geçici olarak okulu bırakmak ve bir fabrikada ayakkabı dikişçisi olarak çalışmak zorunda kalmış. Bu durum onu yaşamı boyunca etkilemiş. Belki de bu yüzden her zaman parayla ilgili endişesi varmış.
- Dickens, borçlanmayı üstünlük kurmak için bir araç olarak mı kullandı acaba? - Evet ama bu hep böyle olmuş. Biri birine borçlandığı zaman, onun avucunun içine düşüyor. Örnek olarak, can sıkıntısından kurtulmak için kocasını aldatan Flaubert'in Madam Bovary'sinden söz edebilirim. Roman, halk ahlâkını zedelediği için mahkemeye düştü. Aslında Madam Bovary'nin gerçek zaafı cinsellik arayışı değil, tüketim hastalığıydı. Bu yüzden borçlarını ödeyemeyince, alacaklısı tarafından baskı altına alındı. Eğer bu konularda sorun olmasaydı, gönül serüvenleri da sorun olmayacaktı.
- "Amerikan rüyası" şimdilik yerlere mi serildi? - Hayır. Son yirmi yılda her şey borç mantığı üstüne kuruldu. Bu bir kötüye kullanma zamanı ve yeni-tutuculuk rüyasıydı: Eğer sen bu oyunun parçası olursan, her şey mümkündür. Öte yandan, Obama'yı seçerek epeyce bir alkış topladılar. Bence bu kadarı da önemli. Eğer bir kişi öbürünün iyiliğini istiyorsa, ona daha kolay yardım ediyor. Bu arada Çin, ABD ile ticaret açığı yüzünden, çok da iyi bir durumda değil. Çinliler servetlerinin bir bölümünü Amerika'ya yatırdı ve şimdi bu servet epeyce küçüldü. Borçlu ve alacaklı, aslında Siyam ikizine benziyor.
- Toplum gelecekte nasıl değişecek? Bir vazgeçme dönemi mi başlıyor? - Uzun süredir yaşadığımız "hep ben" dönemi artık bitti. İnsanlar kendilerine dönük bencil davranışların sonunda toplumun da işine yaradığını sanıyordu. Ama anlaşıldı ki, bu her zaman geçerli değil. Önümüzdeki günlerde, "ben" yerine "biz"i daha çok duyacağız. Yaşamımız daha az maddeci olacak. İnsanlar kendi egoları yerine, toplumu düşünmeye başlayacak. Aşk ve aile üstüne daha çok konuşulacak. Ormanlara geziye çıkacağız, evde daha çok kahvaltı yapacağız, ninemizin tasarrufa dayalı yemek reçetelerine daha çok bakacağız, böylece sağlıklı da kalacağız. Dikkat edin, zaten bu süreç başladı.