kapat
Anasayfa
|
E-gazete
|
Sarı Sayfalar
|
Arşiv
|
Üye Ol
|
Üye Girişi
|
English
|
Kırmızı Alarm
  
3 Mart 2009, Salı
Sabah
 
Spor Günaydın Ekler Dosyalar Servisler Multimedya Astroloji Kültür-Sanat İşte İnsan Emlak Çocuk Yazarlar Çizerler
Gündem Siyaset Ekonomi Yaşam Dünya Teknoloji Turizm Otomobil
 
24 Saat
24 Saat

Herkesteki ortak görüş: Bu otobüs çok lüküs!

SAVAŞ AY
03.03.2009
On yıllar evveli rahmetli babaannemi Londra'ya tedaviye götürmüştüm. Havaalanından kent merkezindeki evimize gelirken metroya bindirdim onu. Yol boyu hiç konuşmadı, ne sordumsa cevap vermedi. İndiğimizde içten yürekten bir "Şükürler olsun" çekti. Çok korkmuş meğer metrodan. Sonra sessizce dedi ki: " Helal olsun o şoföre. Daracık tünellerin dehlizlerin içinden o koca treni duvarlara çarptırmadan nasıl da sürdü?" Dün metrobüste "ahali ve yol" izlenimleri derlerken babaannem yaşında bir teyzeye rastladım. Körük kısmının ardına gelen ikili koltuğa sultan kereveti gibi kurulmuş Sinop işi mavi 99'luk tespih çekiyordu. O metroyu filan zaten çok kullanmış şimdi metrobüsün fevkalade faydaları üzerine güzellemeler yapıyordu bana. Adı Hacı Hayriye Kaptan'mış. Hacılığı Hacca gitmekten, Kaptan'lığı da soyadından mülhem. Hayriye'ye gelince o da ağzını hayırlara açmasından olsa gerek.

SORDUM SÖYLEDİLER
- Hayırlı oldu bu metrobüs Savaş evladım. Bir zıbırdık ordasın bir zıbırdık burada.
- Zıbırdık ne anacığım?
- Rize bezi dokuduğumuz tezgâhın içinde giden gelen makara.
- Anladııım mekik diyorsun.
- Mekik kekik neyse işte. Geline ziyarete gidiyorum ta Şirinevler'e. Zincirlikuyu'dan bindiğim gibi 25 dakikada oradayım. Allah muratlarını versin bunu buraya icat edenlerin.
Avcılar'a kadar inen, binen, oturan, dikelen, gülen, somurtan, yorgun, dinç, yaşlı, genç, kız, kızan, asker, başıbozuk, talebe her kim varsa mümkün olduğunca söyleştim, dertleştim kısadan kese. Ortak paydaları "Memnuniyet" üzerine. Dahası İstanbul Üniversitesi Avcılar Kampusu'ne rahatça giden gelen öğrenci milletinin en derin teşekküratı. Görüyorum ki sınıfsal avantaj dezavantaja dönüşmüş ohhh. Çünkü on yüz milyon bin liralık a-acayip otomobilleriyle trafiğe sıkışan varsıl abla ağabeylerin yanından vıııızt diye kayıp geçiyor metrobüsün garibi gurebası.

KOKU BİLE SIKILIYOR
O güne dek, cep gereği taksilere sırt çeviren, yol gereği zaman çarkında ezilen, eve, işe, okula, arkadaşa, daireye, dükkâna, duruşmaya, yoldaşa, yavukluya giderkene of çeken, aman çeken, vakit ziyankârlığından illallah eden hangi dar-orta gelir mensubu varsa gördükleri hürmet, alaka, ilgi, temizlik, tertip, saygı, ve sevgiden yana müthiş keyifler içindeler. Otomatik ayarlı olup da 70 kilometreden fazla hız yapamayan aracın direksiyonundaki şoförlerin önünde bir ekran var. Arka tarafları çeken gizli kamera ürünü görüntüler oraya akıyor. Şoförün arkasındaki panoda 30 saniyede bir enfes kokular sıkan bi alet-i katia, ayakta kimsecikler yok, herkesler koltuklarda, oh ne ala ne ala. Ah bir de kaçamak yapıp aradan dalan mendilci çocuklar, bi türlü alışılamayan soldan gidişatlar, yarın (bugün) tören var deyu ana duraktan kaldırılan seyyar tuvaletler derdi olmasa, gel keyfim daha da bi gel olurdu valla....