kapat
Anasayfa
|
E-gazete
|
Sarı Sayfalar
|
Arşiv
|
Üye Ol
|
Üye Girişi
|
English
|
Kırmızı Alarm
  
3 Ocak 2009, Cumartesi
Sabah
 
Haberler Spor Günaydın Ekler Dosyalar Servisler Multimedya Astroloji Kültür-Sanat İşte İnsan Emlak Çocuk Çizerler
Sabah Günaydın Cuma Cumartesi Pazar Buzz
 
24 Saat
24 Saat
HAŞMET BABAOĞLU

"İhtiyaçtan, acele aşk" olmaz!

"Birini sevmem gerek. O da sensin! Başka türlüsü çok acınası bir varoluş olacak."
Hangi erkek sevdiği kadına karşı duygularını bu kadar çocuksu bir gerçekçilikle fakat aynı zamanda da haşin bir biçimde dile getirir? Cevap ya "hiçbir erkek"tir...
Ya da "kendini beğenmiş budalanın teki"dir.
Öyle değil mi?
Ama bu sorunun tarihsel somut cevabını arıyorsak eğer...
O adam Einstein'dır.
Einstein, daha sonra ikinci karısı olacak Elsa'ya yazdığı mektupta bunları söyler.
Gerçekten de o sıralarda yaşı kırka varan ünlü bilgin darmadağınık bir hayat sürdürmektedir. İlk evliliğinden iki yetişkin kızı vardır.
Üniversite çevreleriyle arası iyi değildir ve her zamanki gibi kafası karman çormandır.
Ondan birkaç yaş büyük kuzeni Elsa onu bir parça da olsa derleyip toparlamakta, yemeğini hazırlamakta, hasta olduğu zamanlarda hemşireliğini yapmaktadır.
Einstein'ın o sözlerindeki nezaketten yoksun matematik kesinlik ve berraklık biraz bundan kaynaklanır.
Peki Elsa hoşlanmış mıdır bu sözlerden?
Sanmam.
Hangi kadın acınası bir hayat yaşamaktan korkan bir adamın hesaplı "sevgi"sine malzeme olmayı ister?
Hangi kadın "birini sevmem gerekiyor, o da sensin" düzlüğü yerine "ben sana mecburum, bilemezsin" şairaneliğini tercih etmez?
Einstein'ın bu sözleriyle daha ilk karşılaştığım anda "kesin Elsa ona sırılsıklam âşıktır" diye geçirmiştim içimden.
Çünkü bırakın Elsa-Einstein ilişkisini...
En sıkı aşk ilişkilerinde bile taraflardan biri hep daha âşıktır...
Ve romantizmin surlarında açılan gedikleri hep o taraf kapatır!
Nitekim düşündüğüm gibiymiş; Elsa âşık olan tarafmış.
Aşk başlangıçta hedefe kilitlenir ve zihni perdeleyip gözleri köreltir ya...
Elsa da belli ki Einstein'ın sözleri yerine ilişkilerinin önce sevgililiğe, sonra evliliğe dönüşmesiyle ilgilenmiş!
Tanınmış Lacancı psikanalist Darian Leader "çok ilginçtir, ilişkiler nasıl ve ne şekilde başlarsa öyle biter" der hani... Elsa'yla Einstein'ın evlilikleri sürer ama "ilişkileri-sevgileri" nasıl ve nerede sararıp solar, biliyor musunuz?
"Dahiler ve Aşkları" kitabında (Ikarus Yayınları) onların hikâyesini okurken fark ettim o ince çizgiyi.
Evliliklerinden bir yıl sonra İskandinavya'daki üniversitelerde ders turuna çıkarken yanında bir yardımcı götürmesi gerekir Einstein'ın.
Kızı Ilse'yi seçer.
Bir arkadaşına yazdığı mektupta bu tercihini "Ilse daha sağlıklı ve becerikli" diyerek açıklar.
Mesele gerçekte bir sevgili değil bir "sekreter-hemşire" ihtiyacıysa eğer, her zaman daha sağlıklı ve beceriklisi çıkabilir çünkü!
Sonrası...
Elsa'yla evli kaldı ama kalbini hep başkalarına kaptırdı Einstein.
Niye yazdım bunları?
Sırf yalnızlıktan korktuğumuz için bir ilişki içine girebiliriz.
Önce arkadaş olur, sonra neden bundan bir ilişki çıkmasın, diyebiliriz.
Ama aşk bir "ilişki" değildir. Ondan çok daha fazlasıdır.
Bu gerçek eninde sonunda ağırlığını hissettirir.
Bunu bilelim diye yazdım.
Einstein sıra dışı bir beyindi elbette ama anlattıklarım bakımından sıradan özelliklere sahip bir insandı.