kapat
Anasayfa
|
E-gazete
|
Sarı Sayfalar
|
Arşiv
|
Üye Ol
|
Üye Girişi
|
English
|
Kırmızı Alarm
  
5 Aralık 2008, Cuma
Sabah
 
Haberler Spor Günaydın Ekler Dosyalar Servisler Multimedya Astroloji Kültür-Sanat İşte İnsan Çocuk Kulübü Çizerler
Sabah Günaydın Cuma Cumartesi Pazar Buzz
 
24 Saat
24 Saat
Cuma Sabah  
KAYA GENÇ
SİNEFİL

Kubrick göndermelerini 'Arif olan anlar'

* Yılın en büyük filmine merhaba: En sonunda merakla beklediğimiz, reklamlarını seyretmekten ve hakkındaki hikâyeleri dinlemekten yorgun düştüğümüz o en büyük bütçeli ve en iddialı film, A.R.O.G gösterimde.
Filme bu akşam mı yoksa yarın mı gideceksiniz? Bizi hiç ilgilendirmeyen bu sorunun cevabını size bırakıyor ve şu tespitte bulunuyoruz: Wes Craven'ın Scream filmindeki gibi, Ali Taner Baltacı ve Cem Yılmaz da 'sinema meraklılarına bir selam gönderelim' olayına girmişler, Craven'ın 'sinefil korku filmi' misali bir sinefil komedisi çekmişler. Filmin baş karakterinin adı Arif: Filmdeki göndermeleri anlamak için de bir sinefil olmak, evet efendim, arif olmak gerekiyor. Bir Türk Telekom reklamı şeklinde başlayan ve Kubrick filmlerine göndermelerle dolu bir yapıya kavuşan bu büyük filme merhaba diyor, Cem Yılmaz'a kazanacağı paraları devlet tahvili ve bilimum Blu-ray filmler satın alarak değerlendirmesini öneriyoruz.

* Cem Yılmaz Kubrıck'i seviyor: Evet, doğru duydunuz, Mehmet Barış'ı seviyor, Mecnun Leyla'yı seviyor, Obama değişimi ve Cem Yılmaz Stanley Kubrick'i seviyor...
A.R.O.G'da önce Eyes Wide Shut'a bir göndermeyle karşılaşıyoruz. "Şu Tom Cruise filmindeki aletten getir," diyen Cem Yılmaz'a Tom Cruise'un Eyes Wide Shut'taki maskeli orji partisine giderken satın aldığı Venedik maskesi veriliyor. Oysa o Steven Spielberg'ün Minority Report'undaki ses değiştirme cihazından istemektedir. Senarist Cem Yılmaz'ın bir başka göndermesi ise Kubrick'in 2001 filmine. Maymun-neandertallerle takılan kahramanımız (olay 1 milyon yıl öncesinde geçiyor da) bu değişik mahluklara önce dik durmayı öğretmeye çalışır. Lakin ne kadar uğraşsa da onları eğitmeyi başaramaz. Tam onların mahallesini terk ederken gökten bir kara taş düşer; Arthur C. Clarke ne derdi bilemiyoruz ama 2001'in esrarengiz taşını burada görmek bizi mutlu etti. Uzun uzun varoluşun anlamı üzerine düşündük.

* Üç maymun oyunu: 2008'in Türk sineması hangi iki filmle hatırlanacak? Eğer bir 'sanat' filmi seçmemiz gerekse herhalde bu A.R.O.G'da da komik biçimde referans yapılan Üç Maymun olurdu. Gerçekten de bir sahnede görmeyip duymayıp konuşmamayı tercih eden üç maymunla karşılaşıyoruz... Belki de misilleme olarak Nuri Bilge Ceylan da filminde bir taş devri adamı kullanmalı, hatta o kendine özgü saç ve bıyık modeliyle Cem Yılmaz'ı, filmindeki Tarkovskiyen ölü çocuk karakter yerine kullanmalıydı. Düşüncesi bile korkutucu!

* Spielberg raporu: A.R.O.G'da Steven Spielberg'ün Minority Report filmine gönderme yapıldığını daha önce görmüştük.
Ama filmde asıl bahsi geçen Spielberg filmi, herhalde doğal olarak, 1993 tarihli Jurassic Park. Başlarda bir yerde tam da bu filmden çıkmış gibi görünen Hollywood yıldızı dinazor T-Rex'le karşılaşıyoruz. Ancak Cem Yılmaz'ın T-Rex'i oldukça dost canlısı ve tatlı bir dinazor.
Kimseye kötülüğü dokunmuyor, elinde olsa Türk Telekom'un Videofon'unu kullanarak dinazor arkadaşı Dilophosaurus'u arayacak.

* Bir Kurtlar Vadisi spin-off'u: Muro: Nalet Olsun İçimdeki İnsan Sevgisine, ismiyle bizi irkilten, sarsan, heyecanlandıran, güldüren bir film oldu. Kurtlar Vadisi'nin 'en merak edilen, en sevilen kötüsü' olarak tanımlanan Muro karakteriyle şöhreti yakalayan Mustafa Üstündağ, çıkışını Uy Başuma Gelenler dizisindeki Dört Göz Cemal karakteriyle yapmış. Peki onun bu son sürprizine ne isim takmalı? Grey's Anatomy dizisinin meraklıları biliyordur, bir 'yan dizisi' oldu, oradaki bir yan karakterin ana karakter olduğu bu yeni ve çok ilgi gören ikinci dizinin adı Private Practice...
Amerikalıların 'spin-off' dediği bu 'diziden dizi çıkarma' mantığını Kurtlar Vadisi'nden Muro çıkaran ekip de uygulamış gibi görünüyor.