kapat
E-gazete
|
Hava Durumu
|
Sarı Sayfalar
|
Arşiv
|
English
|
Üye Ol
|
Üye Girişi
5 Eylül 2008, Cuma
Sabah
 
Haberler Spor Günaydın Dosyalar Servisler Multimedya Astroloji Kültür-Sanat İşte İnsan Çocuk Kulübü Yazarlar Çizerler
Günaydın Cuma Cumartesi Pazar Emlak
 
24 Saat
24 Saat

Sinefiller için...

HAZIRLAYAN: KAYA GENÇ
Güncelleme : 05.09.2008 01:18
* Anamorph filminin ismi akla önce fotoğrafçılıkta kullanılan ve 'anamorfik' dediğimiz, geniş bir alana dağılmış nesneleri dar bir çerçevede sıkıştıran objektifleri getiriyor. Ama burada kelimenin daha özgül bir anlamı var: 17. yüzyıldan itibaren ressamların kullandığı bir sanat söz konusu. Gösterilmek istenen görüntü, ressamlar tarafından 'bozularak' öyle bir resmediliyor ki, seyirci ancak özel bir aygıt kullanarak ya da resme özel bir açıdan bakarak 'bozulmamış' görüntüye ulaşabiliyor. Zaten kelimenin kökenindeki Yunanca 'morphosis' biçimlenme, 'ana' ise yeniden anlamına geliyor. Bu tür resimler "Beni yeniden biçimlendir!" diyor bize.

* Anamorfik resimler, silindir biçimindeki aynalar sayesinde üç boyutlu hale geliyor. Böylece sanatçılar, geniş kitlelerden gizlemek istedikleri mesajlarını, ancak özel aynalarla görüntüleme imkanı bulan seyirciyle paylaşıyordu. Bu ayrıca görsel sanat teknolojilerinin gelişimindeki en önemli itici gücün, erotik görüntülerin sansüre takılmadan yayılmasını da mümkün kıldı.

* Alman ressam Hans Holbein'ın Londra'daki Ulusal Galeri'de sergilenen Büyükelçiler tablosu, bu türün en önemli örneklerinden. Sağdaki resimde piskopos Georges de Selve ve Fransız büyükelçi Jean de Dinteville yan yana durmuşlar. Altlarına ise dev bir kurukafa anamorfik yöntemle yerleştirilmiş. Bize her şeyin geçiciliğini, ölümün kalıcılığını hatırlatan kurukafayı ancak resme yandan bakınca net olarak görebiliyoruz.

* Aşkın İngilizcesi, geçtiğimiz yüzyılın en iyi yönetmenlerinden biri olan John Cassavetes ve büyük oyuncu Gena Rowlands'ın kızının imzasını taşıyor. Zoe R. Cassavetes, bir başka 'sanatçı çocuğunun', Sofia Coppola'nın da yakın arkadaşı. Cassavetes Men Make Women Crazy Theory isimli ilk filmini 2000 yılında çekmişti.

* Aşkın İngilizcesi hakkında Village Voice dergisinde çıkan eleştiride, film Before Sunrise'la karşılaştırılmış: "Filmin sonunda Before Sunrise'ın finalinin bir özeti gibi duran sözler, bize yalnızca Aşkın İngilizcesi'nin Before Sunrise'dan daha kötü olduğunu gösteriyor."

* Aşkın İngilizcesi'ni beğenen eleştirmen Roger Ebert ise şöyle yazmış: "İlk sahne, yakın plan çekilmiş: Parker Posey'i görüyoruz. Sonraki sahneler de çoğunlukla yakın plan. Bir sigara tüttürüyor, aynada kendine bakıyor, saçını tarıyor, işe gitmeye hazırlanıyor... Hayatın acımasızlığından kendini korumak için kadınların neler yaptığını mükemmel biçimde yansıtıyor." Peki sonuçta bu iyi bir film mi, yoksa lüzumsuz mu? Nedir bu işin Türkçesi?

* Beni Aya Uçur 3D hakkında internette 'en sonunda adam gibi üç boyutlu animasyon yaptılar!' yorumları dolanıyor. Film, adını, Frank Sinatra yorumuyla popüler olan Bart Howard bestesi Fly Me to the Moon şarkısından alıyor.

* Şarküteri ve Kayıp Çocuklar Şehri'nin yönetmenlerinden Marc Caro (diğeri Amelie'ci Jean-Pierre Jeunet'ydi) imzalı Dante 01 hakkında, Variety dergisinden Lisa Nesselson, "Marc Caro'nun terk edilmiş bir evrende bulunan bir hapishaneye giden iki mahkumu anlattığı hikayesi, evrende kimsenin Caro'nun sembolizmini fark edemeyeceğini varsayıyor. Şarküteri, Kayıp Çocuklar Şehri ve Alien: Diriliş'te mükemmelleşen görsel üslup, burada da sapasağlam ayakta," diyor.