kapat
E-gazete
|
Sarı Sayfalar
|
Arşiv
|
Üye Ol
|
Üye Girişi
|
Okur Temsilcisi
|
English
|
Kırmızı Alarm
  
22 Kasım 2008, Cumartesi
Sabah
 
Haberler Spor Günaydın Dosyalar Servisler Multimedya Astroloji Kültür-Sanat İşte İnsan Çocuk Kulübü Yazarlar Çizerler
Günaydın Cuma Cumartesi Pazar Emlak Buzz
 
24 Saat
24 Saat

Bu ülkede bazı insanlar sorunları yok sayarak yaşıyor

17.10.2008
- Sizce 6-7 Eylül olayları Türkiye'ye ne kaybettirdi?
- Tomris Giritlioğlu: Büyük bir kültür zenginliği kaybettirdi. Ortak yaşama duygusunu kaybettirdi. Bu sinemada üçlemem oluyor. Suyun Öte Yanı'nda mübadeleyi anlatmaya çalıştım, Salkım Hanımın Taneleri'nde Varlık Vergisi'ni, Güz Sancısı'nın fonunda da 6-7 Eylül var. Bunları seçtim, çünkü ben azınlık olma değil, azınlık olma duygusuyla yaşama meselesiyle ilgileniyorum. Azınlık olmanız için illa Musevi, Rum ya da Ermeni olmanız gerekmiyor. Bazen siz T.C. vatandaşı kimliğinizle de pek çok olay ve siyasi tavır karşısında kendinizi azınlık hissedebiliyorsunuz.

-1990'lardaki filmlerinize göre, artık daha kitleye seslenen filmler çekiyorsunuz. Ele aldığınız meselelerin de tartışılmasına önayak oldunuz. Aslında bunlar yönetmen olarak bir anlamda inadınızın sonucu. Bu durum sizi nasıl motive ediyor?
-Türkiye'de çoğunluk bir şeye cesaret etmediği için, kendileriyle yüzleşme ve kendilerini sınama hakkını, kendilerine vermediği için, biri çıkıp bir şeyler yapınca bu çok önemli zannediliyor. Oysa ben öyle bakmıyorum yaptığım işlere, yüreğimin ve aklımın götürdüğü meseleleri, karakterleri anlatmaya çalışıyorum. Son zamanlarda şunu çok duyuyorum, bir misyon üstlendiğim söyleniyor. Ben hayatta çok iddialı gibi görünen ama son derece mahcup ve iddiasız olmaya çalışan birisiyim. Yaptığım her iş, varlığımın, duruşumun bir sonucu. Bir şey yapmak için bir şey yapmıyorum. Olması gerektiği, hayatı, sanatı algılayışım böyle olduğu için bütün bu yaptıklarım bana çok doğal ve normal geliyor.

-Çekimlerin son günündeyiz. Nasıl geçti bütün süreç?
-Çok yorucu geçti. Çılgın bir şey seçtim ben. Beyoğlu'nda geçen bir film seçtim. Gençliğimden beri hakikatten içimde deli bir cesaret var. Bütün bu işleri yapma cesaretini de oradan alıyorum. Başladık ve bitiriyoruz. Tabii ki çok yorulduk. Zaten benim çektiğim bir şeyi beğendiğim vaki olmadı. Bir de galiba bu didişmeyi seviyorum biraz. Filmin kopyalarını izleyenler çok olumlu şeyler söylüyorlar. Daha önceki filmlerde tercihim, tamamen daha yönetmen sinemasına yönelikti. Yönetmen kimliği hakimdi. Sonra biraz ondan vazgeçtim, biraz hikâyeyi önemsemeye başladım. Bu film de tıpkı Salkım Hanım Taneleri gibi bir hikâye filmi.