kapat
E-gazete
|
Sarı Sayfalar
|
Arşiv
|
Üye Ol
|
Üye Girişi
|
Okur Temsilcisi
|
English
|
Kırmızı Alarm
  
22 Kasım 2008, Cumartesi
Sabah
 
Haberler Spor Günaydın Dosyalar Servisler Multimedya Astroloji Kültür-Sanat İşte İnsan Çocuk Kulübü Yazarlar Çizerler
Günaydın Cuma Cumartesi Pazar Emlak Buzz
 
24 Saat
24 Saat

Hayatımdaki erkeklerden hak ettiğim sevgiyi görmedim

TULUHAN TEKELİOĞLU
21.11.2008
Türkan Şoray
Hayatımdaki her şeyi, en ince ayrıntısına kadar sadece kızıma anlattım. Belki hayatımı sonra o yazabilir.
40 yaşıma kadar fatura yatırmayı bilmiyordum.
Ankara'dayım, kızım doğmuş, yardımcı bulamadım.
Çamaşır, bulaşık, yer silmek bana kaldı. Bir gün evde misafir var televizyon açık kalmış. Ses tanıdık geldi. Baktım, benim! Hayatla dalga geçer gibi şarkı söylüyor.
Gayet dekolte bir kıyafet giymiş, incecik. O görüntüyle hiç alakam yok.
Kendime müthiş bir yabancılaşma hissettim.
Önce deli gibi âşık olunuyor güzelliğinize, yaptıklarınıza... Ama bir süre sonra fark edilmemeye başlıyorsunuz.
Boşandığımda mücadeleci yönümü keşfettim. Yalnızlık, kişiliğimi bulmam adına bana çok yardımcı oldu.
Dustin Hoffman'la oynamayı çok isterdim.

* * *
Dev mavi çamların arasından Boğaz'a bakan salonda çerçevelenmiş tek bir fotoğraf vardı. Şömineye dayalı, annesi gibi güzel gülen Yağmur'un fotoğrafı. Aldığı ödüller salonun mütevazı bir köşesine göze çarpmayacak şekilde, zarifçe yerleştirilmişti. Şatafattan uzak, sade ama şık. Kendisi gibi.
Bir yandan halkın sultanı olmasına rağmen bir yandan ulaşılmaz yıldız kimliğini korumayı başaran Türkan Şoray'la vakit nasıl geçti bilmiyorum. Tez canlı, çok tatlı, bazen kuruntulu, bazen heyecanlı, esprili.... Siyah gözlerinin izinde onu anlayabilmek için, bu hafta çıkan Türkan Şoray ile Yüz Yüze'yi okuyun derim. Feridun Andaç'ın Türkan Şoray'la konuşarak derlediği söyleşilerde, seyirciyi etkilediği kadar seyirciden etkilenen, 'Onlar nasıl istiyorsa, ben de öyle yaşayacağım,' diyen bir kadının fedakârlıkları var.
"Yalnızlık da onlardan biri mi?" diye sordum Şoray'a, "Yalnızlıktan kasıt, başımı göğsüne koyacağım bir erkeğin olmaması mı? Evet onu belki zaman zaman hissediyorum ama onun dışında yalnız yaşamayı da seviyorum. Zaman zaman kendimi savunmasız da hissediyorum. Ne kadar güçlü olmaya çalışsam da, tek başıma kalıp gözyaşı döktüğüm de oluyor."

- Sizinle ilgili çıkan son kitap, Feridun Andaç'ın Türkan Şoray'la Yüz Yüze'nin yeni baskısını okudum. Samimiyetiniz, Selim İleri'nin size olan sonsuz hayranlığı, filmleriniz ve sizinle ilgili konuşmaları etkiledi beni.
-
Hayat benim için sinemaydı. O kadar hakikiydi ki onun için şöhret olmak beni hiç şaşırtmadı.
Karakterimi değiştirmedi. Bir dönem sinemadan başka hayatım olmaz diye düşünüyordum. Ama evlenmek de varmış.

- Ankara'ya gittiniz...
-
Birdenbire bir evlilik hayatına geçiş ve çok farklı bir yaşam. Zaten bunu ilk Yağmur'u hastanede kucağıma verdikleri an yaşamıştım.
O tür sahneleri çok çevirdiğim için gözüm kameraları aradı. O kadar alışık olduğum bir mizansendi ki ama bu gerçekti.

- Yalnız mı hissettiniz kendinizi evlendiğinizde?
-
Ankara'da yardımcı da bulamadığım için tek başıma kalmıştım. Cihan çekime gidiyor, onun pantolonlarını ütülüyor, yemekler hazırlıyor, bulaşık yıkıyor, çocuğumla ilgileniyordum. Bir gün unutmuyorum, gene evde misafirler vardı. Televizyon açık kalmış, müzik sesi tanıdık geldi. Baktım, televizyondaki benim! Hayatla dalga geçer gibi şarkı söylüyor, gayet dekolte bir kıyafetle incecik bir Türkan. Kilo almışım, o görüntüyle hiç alakam yok. Müthiş bir yabancılaşma yaşadım kendime.

- Üzüldünüz mü?
-
Üzülmedim de çok garip bir duyguydu. Ona da sinemacı beynim dedi ki "Bu ileride inanılmaz bir film sahnesi olur..."

- Kaç sene kaldınız Ankara'da?
-
Bir sene kaldık. İstanbul'a geldik. Üç sene sürdü evliliğimiz.
Önce deli gibi âşık olunuyor size, güzelliğinize, hoşluğunuza, yaptıklarınıza. Ama ilişkiden bir süre sonra fark edilmemeye başlıyorsunuz. Boşandığım güne kadar kendimde görmediğim mücadeleci yönümü keşfettim. Yalnızlık, kişiliğimi bulmam adına bana çok yardımcı oldu.

40 YAŞIMA KADAR FATURA YATIRMAMIŞTIM

- Boşanmak, annenizin vefatı, Rüçhan Adlı'nın kaybı, kızınızla tek başınıza kalmak, bir yandan da hayat geçiyor telaşı yaşadınız mı?
-
Her yaşadığınız sizi ister istemez güçlü kılıyor. Annem büyük destekti. Rüçhan Bey bir hayli büyüktü benden. O da bir baba gibiydi. Ondan sonra Cihan...
Ayrıldıktan sonra tamamen tek başıma kaldım. Evin bütçesinden ödenecek faturalara kadar, bütün sorumluluklar üstünüze kalıyor. 40 yaşıma kadar fatura yatırmayı bilmiyordum. Bunlar başıma gelmeseydi bu kadar güçlü olduğumu anlayamazdım.

- Mesafeli ama aynı zamanda kırılgan bir duruşunuz var. Sanki kolay değil size yanaşmak. Erkekleri korkuttuğunuzu düşünüyor musunuz? Bunu aşan kaç erkek oldu hayatınızda?
-
Bu onların sorunu ama maalesef aşamadılar.

- Sizinle beraber olacak erkek nasıl olmalı?
-
Çok duygusal ve çok duyarlı... Erkekleri zamanla anlıyorsunuz. Daha genç yaşlarda düş kırıklıkları ve üzüntüler yaşanıyor. Biz hep erkekler bizi anlasınlar istiyoruz ama, belki onların da suçu değil.Niyetleri kötü değil. Sadece kadınlar kadar duyarlı değiller.

- Sizi hak ettiğiniz kadar sevdi mi erkekler?
-
Hayatımdaki erkeklerden hak ettiğim sevgiyi göremedim. Oysa gerçekten sevilecek bir insanım.

- Hayatınızda kaç kez âşık oldunuz?
-
Gerçek aşkı yaşadım diye düşünüyorum. Sanatçıyım. Aşk esas şeylerden biri hayatımda. Aşk yaşama ihtiyacını çok hissettim.
Böyle zamanlarda platonik aşklar da yaşadım.

- Ne kadar zamandır hayatınızda aşk yok? Son 10 sene?
-
Evet yok. Aşkın yaşı yoktur denir. Kalbimi pır pır ettirecek biri çıkmadı karşıma. Belki o gözle bakmıyorum artık..

- Siz mi sert duruyorsunuz?
-
Öyle şeyler öğreniyorum ki, mesela 'Filanca sana ne kadar âşıktı,' diyorlar.

- Niçin söyleyememişler?
-
Onu bilmiyorum.

- Şu anki ruh haliniz nedir?
-
Huzursuzum. Hep bir yere yetişecek gibi bir acele var içimde.
Senaryolar, çalışmalar, setler olsun. Hiç şikâyet etmem.

- Bu hayatı istiyor musunuz yeniden?
-
Tabii sinema çok önemli. İnsanlara güzel bir şeyler verebilmek istiyorum film yoluyla. Şu an bir senaryo çalışmamız var.
Yönetmenliğini yapacağım bu filmin. Beynim her zaman sinemayla meşgul. Onu unuttuğum an köşeye çekilmem lazım.

- Hayatınızı kim yazsın istersiniz?
-
Kızım. Yağmur beni insan olarak yeni keşfetmeye başlıyor. Ben hayatımdaki her şeyi en ince ayrıntısına kadar kızıma anlattım.
Belki o sonra yazabilir... O bilsin istedim, hayatıma dair her şeyi.
Haberin fotoğrafları