kapat
E-gazete
|
Sarı Sayfalar
|
Arşiv
|
Üye Ol
|
Üye Girişi
|
Okur Temsilcisi
|
English
|
Kırmızı Alarm
  
13 Kasım 2008, Perşembe
Sabah
 
Spor Günaydın Ekler Dosyalar Servisler Multimedya Astroloji Kültür-Sanat İşte İnsan Çocuk Kulübü Yazarlar Çizerler
Gündem Siyaset Ekonomi Yaşam Dünya Teknoloji Turizm Otomobil
 
24 Saat
24 Saat

"Sektörler kendi çıkarını düşünmesin"

Giriş Saati : 13.11.2008 13:53
Güncelleme : 13.11.2008 17:08
Yeni Haber
Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonu (TMSF) Başkanı Ahmet Ertürk, küresel kriz ortamında, sektörlerin kendi "dar çıkarları"nı düşünmeden görüş dile getirmesi gerektiğini söyledi.

Ertürk, küresel krizin Türkiye'ye yönelik yansımalarına değinirken "Daha kendi krizimizin etkilerini tam olarak toparlayamamışken, onun hasarlarını tam olarak minimize edememişken, yeni bir krizin muhtemel hasarlarıyla karşı karşıya kalmak bizim canımızı çok sıktı. Onu itiraf etmek istiyorum, itiraf etmek zorundayım. Ve tabii ki aynı zamanda büyük bir sorumluluk yüküyle karşı karşıyayız. Bir taraftan geçtiğimiz 90'lı yılların, 2000'li yılların ilk başlarında yaratılan, o dönemde ortaya çıkan, krizden çıkışın lokomotif gücü olarak çalışıyorken, şimdi yeni küresel krizin yarattığı güven sorununu ve tedirginliği gidermenin önemli bir kurumsal aracı olarak ortadayız" dedi.

Active Academy tarafından düzenlenen 6. Uluslararası Finans Zirvesi'nde konuşan TMSF Başkanı Ertürk, kriz konusunda bilgi anlamında bir eksiklik olmadığını ve hemen herkesin yaşananlar hakkında yeterli bilgisinin bulunduğunu belirterek "Bilmiyoruz diye hiçbirimiz söyleyemeyiz. Hiç kimse, hiçbir otorite, "bilmiyoruz, ne yapacağımızı bilmiyoruz" diyemez. Bunu söyleyen zaten o işi yapmasın. Bugün öyle bir sorun yok. Bugün artık bilinenleri, ortaya çıkmış olanları, teknik olarak üzerinde çalışılmış olanları, hayata geçirme zamanı ve günüdür. Bugün o gündür" şeklinde konuştu.

"BÜYÜ BOZULDU KARİZMA ÇİZİLDİ"

Ertürk, uluslararası finansal sistemin bir öngörü sorunu ile yüzleşmeye başladığını kaydederek şöyle dedi: " İktisatçıların finans mühendislerinin en güvendikleri tarafları öngörü yetenekleriydi, bu yeteneklerin ve araçların işe yaramadığı günlerden geçiyoruz. Burada bir büyünün bozulması, bir karizmayı çizdirme durumu söz konusu. Finansal sistemin gelişmiş yapısı bozuldu. Artık eskisi gibi biz, şu kadar mükemmel araçlara sahibiz, şu kadar öngörü yeteneğine sahibiz diyemiyoruz. Bundan bütün dünya siyasi sistemi, ekonomik sistem ders çıkarmak durumunda". Ahmet Ertürk, finansal kurumların tanımı gereği aracılık fonksiyonu yapan araçlar olduğunu ancak, tüm dünyada zaman içinde bir işlev kayması yaşandığını ve finans sektörünün diğer gerçek değer yaratan kurum ve araçları gölgeleyerek bizzat en temel değer yaratan kurumlar olarak algılanmaya başladığına belirterek "Krizle birlikte bütün dünya artık yeniden reel sektörün, değer yaratan sektörlerin önemini kavramıştır diye umut ediyoruz" dedi.

"ÖNLEMLER HEMEN VE PARÇA PARÇA DEĞİL BÜTÜN OLMALI"

Ertürk, ABD'deki kurtarma paketindeki gecikmenin, paketin etki gücünü, paketten beklenen iyileştirme gücünü azalttığını hatırlatarak şunları söyledi: "Türkiye'de benzeri bir durumu yaşamak istemiyoruz. Alınacak olan parça parça tedbirler inanın ki hiçbir fayda sağlamaz. Bunların bir paket halinde bir biriyle uyumlu, birbirinin gücünü artıran bir paket halinde bir defada ve iyi bir kurumsal iletişim, iyi bir kamuoyu iletişimi eşliğinde çıkarılması yapılması lazım. Bu konuda biz tecrübeliyiz. Bu konuda tecrübeli başka kurumlar da var. Bu kriz yönetimi bir orkestra yönetimi gibi.Bir şef, bütün orkestranın bütün enstrümanlarının uyumlu bir şekilde çalıştığı ve tek sesle ve onun da iyi bir şekilde ulaştırıldığı bir ortama ihtiyaç duyar. Bunun acil olarak özlemi içindeyiz".

"GÜVENİN TESİSİ ÇOK ÖNEMLİ"

Ertürk, finansal güvenlik ağı denilen mekanizmanın dört temel kurumdan oluştuğunu bunların da bankacılık otoritesi, merkez bankaları, hazine ve genel olarak siyasi sistem ve TMSF, yani mevduat sigortacılığı olduğunu belirterek, bu dört kurumun bir anda etkili bir şekilde çalışırsa krize karşı önlemlerin uyumlu bir şekilde alınabileceğin dikkat çekti ve "Bugün temel hedef ekonomide bu güveni yeniden tesis etmektir. Alınacak tedbirlerin önemli bir amacı bu güveni yeniden oluşturmaktır. Güven aynı zamanda bankacılık sisteminin ve piyasadaki parasal hareketlerin akışını olumsuz etkileyen bir durumdur. Güvenin yeniden tesisi bu mekanizmaların yeniden işlerliğe kavuşturulması anlamına da gelir" diye konuştu.

"KIRMIZI ÇİZGİLERİ AŞMALIYIZ"

TMSF Başkanı, krizin yarattığı koşulların ardından bazı paradigmaların terk edilmesi ve kırmızı çizgilerin aşılması gerektiğine işaret ederek " Her finansal sistemin kırmızı çizgileri var. Hala bir çok ülkede bunları terk edebilecek cesaret gösterilemiyor.Merkez bankaları, siyasi sistem, düzenleyici, denetleyici kurumlar var. Bir hata yapıldığı belli. Yaşananlar ilahi bir felaket değil. Kendimizi dönüp yargılamakta ve sorgulamakta cesur olmalıyız. Krizden çıkış stratejilerini hızla hayata geçirmek gerekiyor. Gecikmeler hasarın boyutu ve derinliğini artırdı ve atılan adımların hızını azalttı. Bugün böyle bir noktadayız. Krizin küresel olması hataların,ihmallerin de küresel olması anlamına geliyor. Bugün sadece krizin küreselliğini değil ihmallerin küreselliği gibi bir durumla karşı karşıyayız" dedi.

Türkiye'nin dış kaynaklı krizlere alışık olmadığını kaydeden Ertürk "Türkiye ilk defa dışarıdan kucağımızda bulduğumuz bir krizle karşı karşıya.Ve bu mikro krizlerden çok daha büyük bir kararlılık istiyor. Bunun için de biraz zorlanıyoruz, bocalıyoruz. Karar hızında yavaşlıklar ortaya çıkıyor. Uzun süre kabullenmediğimiz kriz şartları içindeyiz" şeklinde konuştu.

"KARAR ALICILARA KARŞI AÇIK VE NET OLALIM"

TMSF Başkanı krizle mücadele konusunda ise sektörlere şu çağrıyı yaptı:

"Biz iki tarafındayız bu işin. Reel sektör temsilcilerinin, açık ve net olması gerekiyor. Bulunan ortama göre politik bir dil kullanmanın hiçbir gereği yok. Her bir sektörün kendi dar çıkarlarını değil, diğer sektörlere olumsuz etkilerini de hesaplayarak konuşması gerek.Talepkar olmalıyız ki karar alıcı konumunda olan insanlar da işin aciliyetini hissedebilsinler. Finans sektörü için de bu davetim. Finans sektörünün şu anda kafasının karışık olduğunu hissediyorum. Kimse ne istediğinin farkında değil. Karar alıcılara neyin niye istendiğinin bildirmesi gerekiyor".

ANKA