kapat
E-gazete
|
Sarı Sayfalar
|
Arşiv
|
Üye Ol
|
Üye Girişi
|
Okur Temsilcisi
|
English
|
Kırmızı Alarm
  
10 Kasım 2008, Pazartesi
Sabah
 
Spor Günaydın Ekler Dosyalar Servisler Multimedya Astroloji Kültür-Sanat İşte İnsan Çocuk Kulübü Yazarlar Çizerler
Gündem Siyaset Ekonomi Yaşam Dünya Teknoloji Turizm Otomobil
 
24 Saat
24 Saat

'Sokakların Picassosu'nun gözünden Türkiye

Giriş Saati : 10.11.2008 11:37
Güncelleme : 10.11.2008 22:28
Yeni Haber
Dünyada ''Sokakların Picassosu'' olarak tanınan Julian Beaver, İstanbul'daki resim çalışmasında Türkiye'yi, ''Lale, tavla, nargile, Türk lokumu, cezve, çaydanlık, çay bardağı ve kilim'' figürleriyle özdeşleştirdi.

Kendini ''sokak ressamı'' olarak tanımlayan, kaldırımlara tebeşirlerle çizdiği üç boyutlu yaratıcı resimleriyle Pablo Picasso'ya benzetilen Beaver, 15 yıldır dünyanın çeşitli şehirlerini, o ülke veya şehirlerle özdeşleyen figürlerle süslüyor.

''Avrupalı gözünden Türkiye ve İstanbul''u anlatmak için de 5 gündür İstanbul Cevahir Alışveriş ve Eğlence Merkezi'nin koridorlarını boyayan Beaver, sanatıyla ilgili AA muhabirinin sorularını yanıtladı.

Geçmişte kaldırımlara iki boyutlu portreler çizdiğini ve yoldan geçerken resmi beğenenlerin şapkasına para attığını anlatan sanatçı, üç boyutlu resim yapma fikrini de çalışmalarında kullandığı ''dikdörtgen karolar''a borçlu olduğunu söyledi.

Beaver, ''Onları portre yaparken çerçeve olarak kullanırdım. Bir gün onları 3 boyutlu yapmayı denedim ve bir yüzme havuzu yaptım. Sonuç çok hoşuma gitti ve bu konuda uzmanlaşmaya o zaman karar verdim'' dedi.

Julian Beaver, dünyanın çeşitli şehirlerindeki kaldırımları 15 yıldır tebeşirden yapılmış ilginç resimlerle renklendirdiğini, genellikle, ''talebe göre'' resim yaptığını veya ''o an aklına ne gelirse onu çizdiğini'' ifade etti.

Resme başladığında, çevresindeki hiç bir şeyi gözünün görmediğini, çünkü yaptığı işin özen ve dikkat gerektirdiğini dile getiren sanatçı, ''İşimi yapmaya başladığım zaman dünyadan alakam kopuyor ve sadece işime odaklanıyorum. Bunu nasıl yaptığımı bende bilmiyorum ama böyle oluyor'' dedi.

''TÜRKLERİN PRATİK ZEKASI BANA İLHAM VERDİ''

İstanbul'a daha önce de geldiğini, ancak bu kez farklı bir çalışmaya imza attığını vurgulayan Beaver, şöyle devam etti:

''Hayatımda ilk kez bir alışveriş merkezinde çalışma yapıyorum. Bu çalışmamda benden Türkiye ile ilgili bazı temalar yapmam istendi, bazı binalar önerildi. Fakat ben bina yapmayı sevmiyorum, benim stilim değil. Ben de Türkiye ve İstanbul'a dair bir şeyler önerebilmek için çok düşündüm ve çok araştırdım. Aklıma çaydanlık, Türk lokumu, lale, cezve, nargile, çay bardağı, tavla ve kilim fikri geldi ve bu teklifi sundum.''

Hava koşullarına göre 3-4 gün içinde yok olan çalışmalarını artık kalıcı hale getirmeyi istediğini anlatan sanatçı, ''Portreler çizdim fakat bunlarla sergi yapmayı hiç düşünmedim. Resimlerimin kalıcı olmasıyla ilgili çalışmalar düşünüyordum, özellikle İstanbul'da yaptığım bu çalışmadan sonra eserlerimin nasıl kalıcı olacağına dair düşünmeye başladım. Türklerin pratik zekası bana ilham verdi diyebilirim'' diye konuştu.

Sanatçının yere çizilen eserleri, yalnızca tek bir açıdan bakıldığında üç boyutlu etkisi yaratıyor. Belirli bir zaman sonra silinen Beaver'ın tebeşirden yaptığı resimler, bu yüzden sadece fotoğraflarda yaşıyor.

(AA)