kapat
E-gazete
|
Sarı Sayfalar
|
Arşiv
|
Üye Ol
|
Üye Girişi
|
Okur Temsilcisi
|
English
|
Kırmızı Alarm
  
28 Ekim 2008, Salı
Sabah
 
Spor Günaydın Ekler Dosyalar Servisler Multimedya Astroloji Kültür-Sanat İşte İnsan Çocuk Kulübü Yazarlar Çizerler
Gündem Siyaset Ekonomi Yaşam Dünya Teknoloji Turizm Otomobil
 
24 Saat
24 Saat

"IMF düşmanı değiliz ama..."

Giriş Saati : 28.10.2008 15:02
Yeni Haber
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, ''Biz IMF düşmanı bir iktidar değiliz ama IMF de bize bu noktada anlayışla yaklaşmazsa o zaman biz yolumuza devam etmek durumunda kalırız'' dedi.

Başbakan Erdoğan ile Pakistan Başbakanı Seyid Yusuf Rıza Gilani, baş başa ve heyetler arası yaptıkları görüşmelerin ardından ortak basın toplantısı düzenlediler.

Başbakan Erdoğan, yaptığı açıklamanın ardından, basın mensuplarının sorularını yanıtladı.

Erdoğan, Pakistanlı bir gazetecinin, dünyada yaşanan ekonomik mali krizi hatırlatması ve dost ülke olarak Türkiye'nin Pakistan'a özellikle enerji konusunda ne gibi destek sağlayacağına ilişkin sorusu üzerine, Türkiye'nin enerji konusunda tedarikçi bir ülke değil, transit geçiş üzerinde bulunan bir ülke olduğunu hatırlattı.

Bu konuda, başta Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı olmak üzere ilgili kurumlar ile Türkiye'nin her türlü desteği vermeye hazır olduğunu kaydeden Erdoğan, ''Bundan hiç endişeniz olmasın'' dedi.

Başbakan Erdoğan, küresel mali krizin Türkiye'ye etkileri konusunda da şunları söyledi:
''Bizim en önemli avantajımız bu sürece girerken biz Mortgage Yasası'nı çıkartmıştık ama mortgage bizde henüz oturmamıştı. Oturmayışının bir nedeni de bizde toplu konut olayı söz konusuydu. Halkımız toplu konuta çok daha büyük ilgi gösteriyordu. Dolayısıyla böyle bir mortgage olayı içerisine girmeyişi bizi böyle bir sıkıntıyla karşı karşıya bırakmadı. Dikkat edersek Amerika'da bu süreç mortgage ile başladı, daha sonra farklı bir yöne doğru aktı.

Şimdi bizler Türkiye'nin geleceğe yönelik atacağı adımlarda bir defa faizinden enflasyonuna varıncaya kadar, bu noktada tabii geçirdiğimiz 1990'lı yıllarındaki kriz, 2001-2002 yıllarındaki krizlerden aldığımız ders ile mali disiplinden taviz vermeyişimiz, şu anda bir avantaj sağlamış vaziyette. Önümüzdeki döneme yönelik de örneğin bankalar bizde çok daha rahat hareket eden finans kuruluşları durumunda değil ama görüyoruz ki dünyada çok güçlü, çok dev diyebildiğimiz bankalar bile şu anda çöküyor. Demek ki oralarda ciddi bazı boşluklar vardı. Bu boşluklar ya hissedilmedi veya bunlar hissedilmek istenmedi. İstenmediği için de bunların faturaları çok ağır oldu. Gerek Amerika'da, gerek Japonya'da, gerek Avrupa'da, hepsinde bunu görüyoruz. Tabii şimdi bunların faturası da çok daha ağır oldu. 4 trilyon doları yakalamış, aşmış vaziyette...''

''ÜMÜĞÜMÜZÜ SIKMAYA KALKMASINLAR''

Türkiye'de 2000-2002 yılları arasında 21 bankanın fona devredildiğini hatırlatan Erdoğan, ''Aslında bu bir çöküştü ve bunun faturası bize o zaman çok ağır oldu'' dedi.

Şu anda ise hiçbir bankanın fona devredilmediğini kaydeden Erdoğan, şöyle konuştu:
''Şu anda bazı tedbirler almanın çalışmasını yapıyoruz. Bazı yasal düzenlemeleri yapıyoruz. Genelge ile çözüyoruz ve şu anda gerek finans kurumları ile olan görüşmelerimiz, gerek özel sektörle olan görüşmelerimiz, ekonomideki sivil toplum örgütleriyle yaptığımız görüşmelerle piyasayı düzenlemenin gayreti içindeyiz.

Çok az bir zayiatla bu süreci atlatacağız. Şu anda görünen o. Yani IMF ile olan ilişkilerimizde de IMF eğer bizi bütçede aşırı bir baskı altına almaya kalkarsa, yatırımlarımızı tamamen engellemeye kalkarsa, bizim büyüme oranımızı çok düşürmeye kalkarsa, buna benzer, fonlarla ilgili, vergilerle ilgili, mesela vergileri arttırma, vesaire ile ilgili bu tür şeylerdeki baskıları ki bunlar hep klasik metotlardır, bunlara biz sıcak bakmıyoruz. Çünkü bu noktada bazı tedbirlerimiz var. Eğer bizim yatırımlarımız bu dönemde durursa bu bir çöküş olur. Asıl bu dönemde yatırım yaparsanız ülkeyi ayakta tutarsınız ki bu dönemde yatırım yapacağız ki istihdam noktasında sıkıntı yaşamayalım. Eğer biz bu dönemde yatırım yapamazsak istihdamdaki çöküntü alır başını gider. Biz buna fırsat veremeyiz.

Bu konuda arkadaşlarıma onu söylüyorum. IMF'nin yetkililerine bunu söyleyin. Geçenlerde de dedim; yani bizim öyle bir tabirimiz var, ümüğümüzü sıkmaya kalkmasınlar.

Karşılıklı menfaat esasına dayalı olarak otururuz konuşuruz ondan sonra da kararımızı veriyoruz. Yani biz IMF düşmanı bir iktidar değiliz ama IMF de bize bu noktada anlayışla yaklaşmazsa o zaman biz yolumuza devam etmek durumunda kalırız''

AA