kapat
E-gazete
|
Sarı Sayfalar
|
Arşiv
|
Üye Ol
|
Üye Girişi
|
Okur Temsilcisi
|
English
|
Kırmızı Alarm
  
14 Ekim 2008, Salı
Sabah
 
Spor Günaydın Ekler Dosyalar Servisler Multimedya Astroloji Kültür-Sanat İşte İnsan Çocuk Kulübü Yazarlar Çizerler
Gündem Siyaset Ekonomi Yaşam Dünya Teknoloji Turizm Otomobil
 
24 Saat
24 Saat

"Demokrasi, terörle mücadelenin bahanesi olamaz"

Giriş Saati : 14.10.2008 15:50
Güncelleme : 14.10.2008 18:35
Yeni Haber
CHP Genel Başkanı Deniz Baykal, Başbakan Tayyip Erdoğan'ın terörle mücadele etmek için demokrasiden, insan haklarından geri adım atılmayacağı sözlerine, demokrasinin "terörle mücadelenin bahanesi olamayacağı" sözleriyle karşılık verdi.

Erdoğan, bugün grupta yaptığı konuşmada "İç barışın, kardeşliğin, demokratik hakların ve hukukun zedelendiği zemin terörün işine yarar. Aklı selimle meseleleri konuşmalıyız. Hukuktan vazgeçmeyeceğiz, hukuktan bir tek adım geri aymayacağız. Kalkınmadan asla taviz vermeyeceğiz. Adaleti erteleyen eski geleneğe asla dönmeyeceğiz. 'Demokrasinin çıtası düşürülsün terörle öyle mücadele edelim' iddiası dillendirilemez" demişti.

CHP grubunda konuşan Baykal ise "Bizim artık ABD ve Irak'a bazı şeyleri anlatmamız lazımdır. Terör örgütünün Türkiye'ye karşı bir silah olma düşüncesi zihinlerden kaldırılmalıdır. ...Demokrasi terörle mücadeleyi perdelemenin bahanesi olamaz. Terör konusu, hükümet de bu anlayış olduğu sürece daha çok devam edecek" dedi.

İktidarın terör konusundaki tavrının ciddiyetsiz olduğunu belirterek, "Terör konusu çok temel ve önemli, Türkiye'nin bir çok konusu ile bağlantılı bir konu. Maalesef bu iktidarın terör konusundaki tavrı, konunun önemini kavramış ve bu ciddiyetle işin üzerine giden bir anlayıştan uzaktır. Terör konusunda takındığı tavır çelişkilidir ve günü birlik tavırlar sergilenmektedir" dedi.

Baykal, partisinin TBMM grubundaki konuşmasında, ''yolsuzluk konusunun, dramatik bir şekilde ortaya çıktığını, Erdoğan ve arkadaşlarının, yolsuzluk konusunu gündemden çıkarma gayretinde olduğunu'' savundu.

Başbakan Erdoğan'a, ''televizyonda tartışalım'' çağrısında bulunduğunu, ancak buna olumlu yanıt alamadığını bildiren Baykal, daha sonra dokunulmazlıklarının kaldırılması önerisine de ''hayır'' yanıtı geldiğini söyledi.

Baykal, ''Eğer Başbakanın dokunulmazlığını kaldırmaya cesaret edemiyorsanız, benim dokunulmazlığımı kaldırın'' teklifinde de bulunduğunu dile getirerek, şunları kaydetti:

''Dokunulmazlık nasıl kaldırılırmış, mahkemede nasıl hesap verilirmiş bir gösterivereyim. Ancak buna da 'hayır' dediler. 'Sen milletvekili dokunulmazlığını kaldırmayı göze alıyorsan, bürokrasinin dokunulmazlığını kaldırma anlayışın varsa, teklifini getir onları da destekleyeceğiz' dedik. Kimin dokunulmazlığı kalksın dersen, kaldıralım. Ben, kendime dokunulmazlık istemiyorum. Başkası için dokunulmazlık istemeye mecbur değilim. Bize şantaj mı yapıyorsun, kiminkini kaldıracaksan getir destekliyoruz. Buna da cevap yok.''

''CEVAP VERMEDİĞİ İÇİN ÜZÜLEYİM Mİ?''

Başbakan Erdoğan'ın, ''Sayın Baykal ile seçim kampanyalarına kadar bu defteri kapattım. Hiç cevap bile vermeyeceğim. Onu ademe mahkum ettik'' sözlerine işaret eden Baykal, ''Cevap alamayan gençler, kendilerini nasıl hissettiler bilmiyorum. Ana muhalefet partisi meydan okuyor, dokunulmazlığı kaldır diyor, benimkini kaldır diyor, cevap yok. Tabandaki gençler ise 'cevap' ver diyor'' görüşünü dile getirdi.

Baykal, ''Erdoğan'ın 'Cevap vermeyeceğim' sözüne, sevineyim mi üzüleyim mi? Başbakan bana niye cevap vermiyor? Beni önemsemediği için mi cevap vermiyor?'' diye sordu.

Baykal, soruyu, Erdoğan'ı önemsediği için değil, demokrasi görevi olduğu için sorduğunu dile getirerek, sözlerini şöyle sürdürdü:

''Onun için de cevap vermek, demokrasi görevidir. Cevap vermediği için kırılayım mı üzüleyim mi, karşılaştığımda elini sıkayım mı yoksa sevineyim mi? Başbakan niye cevap vermiyor, cevap mı vermiyor, cevap mı veremiyor. Cevabı var da mı vermiyor, yoksa büyük bir alicenaplık göstererek, siyasi ortamı gerginliğe sürüklememek için, 'cevabım var ama tut kendini' mi diyor? Acaba neden cevap vermiyor? Başbakan cevap mı vermiyor, yoksa kaçıyor mu? Ortada çok önemli konular var. Başbakan, bütün bunlara topyekun tavırla cevap verme yükümlülüğünden sıyrılabilir mi? Kaçan, suçlu kedidir.''

Ekonomideki gelişmeleri de değerlendiren Baykal, Erdoğan'ın kriz korkusu, kaygısı, telaşında olduğunu savundu. Baykal, Türkiye'nin bu yılın başından itibaren kriz tablosuna girdiğini belirterek, ''Kriz, ne borsanın inişiyle ortaya çıkar ne borsanın yükselişiyle ortadan kalkar'' dedi.