kapat
E-gazete
|
Sarı Sayfalar
|
Arşiv
|
Üye Ol
|
Üye Girişi
|
Okur Temsilcisi
|
English
|
Kırmızı Alarm
  
17 Eylül 2008, Çarşamba
Sabah
 
Haberler Spor Günaydın Ekler Dosyalar Servisler Multimedya Astroloji Kültür-Sanat İşte İnsan Çocuk Kulübü Çizerler
Sabah Günaydın Cuma Cumartesi Pazar
 
24 Saat
24 Saat
HINCAL ULUÇ
Hıncal'ın Yeri

Merhametin uğramadığı diyar..

Begum E.K. / Kitap
SÜRÜKLEYİCİ bir filmi izler gibi okuyorum kitabı.. Elimden bırakamadan, devamında ne olacağını merak ederek..
Uçurtma Avcısı'ndan sonra pek çok okuyucu gibi benim için de Khaled Hosseini'nin ikinci kitabı "beklenen" bir romandı. Yazarın Afgan kadınlarına adadığı Bin Muhteşem Güneş'in (Everest Yayınları) beklentilerimi fazlasıyla karşıladığını söylemeliyim.
Roman; yasakların insan hayatında hüküm sürdüğü, hoşgörüsüz bir dönemde, Afganistan'da geçiyor.
"Hoşgörüsüz dönem" diyorum, çünkü gayrimüslimlerin Müslümanların görebileceği yerde dua etmesi bile yasak. Üstelik cezası da var, kırbaç..
Korkunç değil mi? Devamı da var.
Bütün erkeklerin sakal bırakması, İslami kılıklar giymesi zorunlu..
Şarkı söylemek, kitap yazmak, film izlemek yasak..
Kadınların yanında erkek akrabası olmadan ve çarşaf giymeden sokağa çıkması yasak,,
Kız çocukların okula gitmesi zaten yasak..
Liste uzun, ama insanın kanını donduran yasa(k)ların vahametini anlamak açısından yeterli sanırım..
Peki bunlar neyin nesi?
Afganistan'a kendince Afganistan İslam Emirliği adını veren Taliban'ın yasaları..
Roman elbette sadece bu yasa(k)lardan ibaret değil. Hikâyeyi Sovyet işgali, mücahitler ve Taliban siyasi uzantısı içerisine yerleştirmiş, Hosseini.. Enerjik anlatımı ile savaş, şiddet, çatışma gibi zor konuları öykünün parçası yaparak; okunur hale getirmeyi başarmış. Keza mücahitlerin özgürlük savaşçısı kimliklerinden aşırı muhafazakârlara dönüşmelerinin anlatıldığı bölümlerde de bunu hissetmek mümkün.
Gelelim konuya..
Öykü, iki kadın üzerine kurulu..
Küçük yaşta omuzlarında fazlaca sorumluluk taşıyan Meryem, hasta annesiyle birlikte yaşar. Hayattaki tek mutluluğu, ayrı bir yaşam süren ikiyüzlü ama Meryem'e sevimli gözükenbabasının haftalık ziyaretleridir. Bir süre sonra annesi ölen Meryem, babası tarafından kendisinden yaşça büyük Raşit ile evlendirilir. Ve hayattan beklediklerini evliliğinde de bulamaz.
Leyla ise, liberal bir baba ile mücahit iki oğlunun savaştan dönüşünü bekleyen hüzünlü bir annenin kızı.. Çatışmanın, huzursuzluğun yaşamın içinde olduğu Afganistan'da felaketler bu ailenin de kapısını çalar ve Leyla hayatta yapayalnız kalır. Kısa bir süre sonra Leyla ile Meryem'in hayatları hiç hayal etmedikleri bir şekilde kesişir, kuma olarak.. Başta birbirinden hoşlanmayan ikili için durum zamanla değişir.
Roman özellikle Meryem ile Leyla'nın 'asıl kadın-kuma' durumundan sıyrılarak; koca zulmü karşısında geliştirdikleri dostlukla bambaşka bir anlatım kazanıyor. Başarılı çeviri Püren Özgören'in.
Film haklarını Columbia Pictures almış.
Okurken, Afganistan'daki insanların acı eşiğinin yüksekliği ile gücü elinde bulunduranların merhamet duygusunun gelişmemişliği sizi şaşırtabilir. Kitabın ismi 'Bin Muhteşem Güneş' de olsa, siz hikâyenin geçtiği dönemde bu ülkeye güneşin ve aydınlığın hiç uğramadığını düşünebilirsiniz.
begumerdemli@hotmail.com