kapat
E-gazete
|
Hava Durumu
|
Sarı Sayfalar
|
Arşiv
|
English
|
Üye Ol
|
Üye Girişi
14 Eylül 2008, Pazar
Sabah
 
Haberler Spor Günaydın Dosyalar Servisler Multimedya Astroloji Kültür-Sanat İşte İnsan Çocuk Kulübü Yazarlar Çizerler
Günaydın Cuma Cumartesi Pazar Emlak
 
24 Saat
24 Saat

Memnun kalmayanlar

13.09.2008
Rahşan Gülşan (Gazeteci)
70 kilo olanla 150 kilo olan aynı şeyi yiyor
"Kuşhan'ın kampında yaklaşık olarak beş yıl önce toplam üç gün kaldım. Kampa girerken parmağımdan kan aldılar ve ürik asit miktarını ölçtüler. Bunun dışında sağlık taramasını sorularla yaptılar. Efor testi veya detaylı bir kan tahlili yapılmadı. İlk gün; bir gün önce yediğim yemeklerin de katkısıyla çok zorlanmadım. Ve ağır programın sonunda bir günde tam 1700 gram verdim. Program; sabah altı kilometre yürüyüş, gelince bir buçuk saat havuz sporu şeklindeydi. Verilen yemek miktarı, kimsenin kilo, metabolizma hızı, günlük kalori ihtiyacı hesaplanmadan herkes için aynıydı. 150 olsanız da, 70 kilo olsanız da günlük 1500 kalori denilen ama bazı günler bunun çok altına inebilen bir mönüydü. Herkes, özellikle kahvaltıda biri tabağında bir şey bırakacak mı diye birbirinin gözüne bakardı. Gerçekten çok ağır bir fiziki program ve azıcık yemekle zayıflamak çok zordu. Son birkaç gündür herkes konuşuyor ama merkezde diyetisyen de yoktu, psikolog da. Hem yorgunluk hem de açlıktan geceleri ağlayanlar oluyordu. Yemek çalmaya çalışanlar, otomobilin bagajında yemek getirenler filan da vardı. Gerçekten de bana göre bir rejim değildi."

Ceyda Aydede, (Halkla İlişkiler Uzmanı)
Millet birbirinin yemeğini çalıyordu

"2000 yılında eşimle birlikte yer ayırttık ve Kuşhan'ın merkezine gittik. İkinci gün bize bazı testler yapıldı ve eşime ilaç verildi. Ama bana verilmedi. O gece sabaha kadar kustum. Bana yardımcı olacak kimse de yoktu. Açlık yüzünden vücudumun dengesi bozulmuştu. Resepsiyonu aradım ama telefon sürekli yüzüme kapanıyordu. Herhalde bu durum açlıkla alakalıydı. Çünkü hele o zamanlar hiçbir şey verilmiyordu. Millet birbirinin yemeklerini çalıyordu."

Saba Tümer (Sunucu)

Obezler idrar söktürücü hap alıyorlardı
"Kuşhan'ın kampında 300 kiloluk adamla, 60 kiloluk adam aynı parkurda yürümek zorunda bırakılıyor. Üstelik pratisyen hekim de yok. Biz kendi aramızda, 'Acaba birimize bir şey olsa kim kurtaracak?' diye muhabbet ediyorduk. Bir de 'Ya kilo veremezsem,' endişesi vardı. Veremeyenler ertesi gün Kuşhan'dan azar işitiyorlardı. Obezler de bu yüzden gizli gizli idrar söktürücü haplar içiyorlardı. Uzun süre kilo veremeyenler ise kamptan atılıyordu. Okul disiplini vardı. Bir de ben kampa katıldığımda elektrom çekilmemişti. Sadece parmağımdan kan alınıp, bazı değerlere bakıldı."
Haberin fotoğrafları